İstanbul’un ‘SON KALESİ’de gidiyor!
Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü, madencilik sektörünün gelişmesi için gerekli her türlü bilgiyi üreten ve altyapı hizmetlerini de sunan araştırmacı bir kamu kuruluşu olarak faaliyet gösteriyor. Maden arama projeleri, jeoloji, jeofizik haritaları ve bilimsel araştırmalar, harita envanter ve veri bankaları, hidrojeoloji etütleri, jeotermal etütler, jeokimya, yerkabuğu araştırmaları, deniz ve çevre araştırmaları, MTA’nın çalışma yaptığı alanlardan sadece birkaçı...MTA, İstanbul’a kafayı taktı

İşte bu MTA, kafayı İstanbul Silivri’ye taktı. Son dönemlerde tanınmış isimlerin zorunlu ikametgâhı haline gelen Cezaevi ile adı gündemden düşmeyen Silivri, şimdi de MTA’nın projeleri ile anılacak...
Aslında üzülmek mi gerekir sevinmek mi? MTA Yetkililerinin savunması hazır elbette, “ülkemizin enerji sorunlarını çözme çabasındayız” diyeceklerinden eminim.
Ancak hükümetin, olumlu ya da olumsuz her türlü eleştiriye kulağını tıkayarak, “ben yaptım oldu” anlayışı, her zaman zihinlerde soru işaretine yol açıyor, maalesef.

İstanbul’un son kalesi de gidiyor
Silivri’de daha önce, linyit kömürü aramak için sondaj çalışması başlatan MTA şimdi de, aynı bölgede jeotermal enerji aramak için iki adet kuyu açacak.
Silivri’nin Seymen ve Yolçatı köylerindeki tarlalarda jeotermal enerji aramasını içeren ”Jeotermal Enerji Aramaları” projesi ile ilgili hazırlanan dosya, İstanbul Valiliği’ne sunularak ÇED süreci başlatıldı.
Dosyaya göre MTA, söz konusu alanda, biri 2 bin 200, diğeri ise bin 500 metre derinlikte olmak üzere iki sondaj kuyusu açacak. Sondaj yapılacak olan yerler, şahıslara ait tapulu arazi içinde yer alıyor. MTA, çalışmanın yapılabilmesi için ilgili kamu kurumlarından ve arsa sahiplerinden gerekli izinlerin alınacağını taahhüt ediyor.
Jeotermal, yerkabuğunun çeşitli derinliklerinde bulunan, kimyasallar içeren sıcak su anlamına geliyor ve doğrudan veya dolaylı bir şekilde enerji kaynağı olarak da kullanılıyor. Jeotermal enerji ise yeni, yenilenebilir, sürdürülebilir, tükenmez, ucuz, güvenilir, çevre dostu, yerli ve yeşil bir enerji olarak kabul ediliyor ve içinde su bulunmayan sıcak kuru kayalar da jeotermal enerji kaynağı sayılıyor.
İşte yegâne savunma bu aslında; “Ülkemizin enerjiye ihtiyacı var ve jeotermal enerji de en uygunu. Dolayısıyla bu kaynakları değerlendirmek ve enerjide dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak için çalışıyoruz.”
Yeni rant alanlarına kapı
Silivri, İstanbul’un çok fazla el değmemiş son bölgesi. Metropolün tarım merkezi. Daha önce termik santral projesi başlattığı Silivri’de, şimdi de jeotermal sondaj çalışmasına başlaması, tarım arazilerinin yok olmasına hazır olmamız gerektiğini gösteriyor. Bu da bölgenin imara açılması ve yeni rant merkezi oluşturulmasının işaretlerinden başka bir şey değil.
Ey MTA Yetkilileri!
Jeotermal sondaj için illa da tarım arazisini mi kullanmanız gerekiyor. Tamam, enerjiye ihtiyacımız var, buna itirazımız yok ama artık neredeyse tamamen bitmek üzere olan tarımımıza bir darbe de siz vurmuş olmuyor musunuz bu çalışmanızla.
Hoş, aslında bunu size değil, bağlı bulunduğunuz bakanlığa, hükümete hatta daha da yukarılara sormak lazım ama karşıdan bakınca ilk siz çıkıyorsunuz karşımıza. Bu da sizin şansınız, ne diyelim.
Sözün kısası; İstanbul’un son kalesi olarak nitelendirdiğimiz, Silivri’yi bari mahvetmeyin ne olur!!!
Mehmet DEMİRKAYA/YURT