“Yenileme ve fesih aynı şeydir, aralarında fark yok”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na ‘yeni Anayasa’da Cumhurbaşkanı’nın Meclis’i fesih yetkisnin olduğunu ispatla istifa edeceğim’ demesinden sonra yaşanan tartışmalara ilişkin, anayasa profesörü İbrahim Kaboğlu, “Yenileme ve fesih aynı şeydir, aralarında fark yok” dedi...Anayasa profesörü
Kaboğlu’ndan ‘fesih yetkisi’ açıklaması
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dün gece katıldığı bir canlı yayın programında
getirilmek istenen Anayasa Değişikliği ile Cumhurbaşkanına Meclis‘i feshetme yetkisinin verildiğini tane tane
anlatmış, arkasından da ‘sayın cumhurbaşkanının istifa etmesini istemem’
demişti...Anayasa değişikliğindeki cumhurbaşkanına verilen ‘fesih’ yetkisi tartışmaları sürerken, anayasa profesörü İbrahim Kaboğlu, “Yenileme ve fesih aynı şeydir, aralarında fark yok” dedi.
Kaboğlu şunları söyledi:
“2. Abdülhamit, ‘Meclis’i tatil ettim’ dedikten sonra 30 yıl toplanmadı. Abdulhamit’in bu uygulamasına tepki olarak anayasa hukuku geleneği içinde ‘fesih’ sözcüğü kullanılmıyor. Bir anlamda, ‘Bizim anayasal geleneğimizde fesih yok, Meclis’in bir daha toplanamama riskini önlemek’ diye. Dolayısıyla yenileme deniliyor. Yenileme ve fesih karşılaştırmalı anayasa hukukunda fesih ifadesine denk düşer. Hep böyle oldu. Bir kelime oyunu oynanıyor ama aynı şeydir, farkı yoktur.”
Meclis’i feshetmenin kapatma değil, süresi bitmeden görevine son verme anlamına geldiğini anlatan Kaboğlu, burada verilen yetkinin yanı sıra Cumhurbaşkanının neden gerekçesiz olarak bu yetkiyi kullandığının da sorgulanması gerektiğini söyledi.
“Öyle ayarlanmış ki…”
Burada bir tuzak bulunduğuna dikkat çeken Kaboğlu, “Öyle ayarlanmış ki Cumhurbaşkanı çoğunluğa sahip olacağı düşüncesiyle Meclis’in feshini nedensiz bir şekilde yapıyor. Üstelik bu yetkiyi 3’üncü dönemin 4’üncü yılında kullanıp Meclis’i feshettiğinde yeniden aday olabiliyor. Bunlar hesap edilmiş gibi ama gerekçelerden bunu bulmak zor” dedi.
Getirilmek istenen sistemin kesinlikle başkanlık sistemi ile de karşılaştırılamayacağını söyleyen Kaboğlu, “Çünkü başkanlık rejiminde yasama ve yürütme arasında karşılıklı bağımsızlık ilkesi geçerlidir. Burada ise bir bağımsız kişi ona bağlı iki organ var. Karşılıklılık yok” değerlendirmesi yaptı.