Türk halkı Atatürk’e ve vatanlarına her koşulda sahip çıkacaklardır..

LAİK EĞİTİM

Suay KARAMAN
17 Eylül 2017 Pazar günü İstanbul Kartal Meydanı’nda Eğitim-Sen ve Alevi Bektaşi Federasyonu öncülüğünde “Laik, Bilimsel, Kamusal, Parasız ve Anadilde Eğitim” mitingi yapıldı. Mitingi düzenleyen kuruluşların tam listesi şöyle: Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen), Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Halkevleri, Haziran Hareketi, Öğrenci Veli Derneği (Veli Der), Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği (ÖVDER), Eğitimciler Derneği (Eğit Der), Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği, Demokratik Alevi Derneği, Alevi Kültür Derneği, Divriği Kültür Derneği, Kızılırmak Yerel Dernekler Federasyonu. Farklı görüşlerden sendika, platform ve kitle örgütünün destek verdiği bu mitinge, bazı yeni CHP milletvekilleri ile yöneticileri de katıldı.

Siyasi iktidarın, ülkemizi orta çağ karanlığına götürerek, dinci bir rejim kurmak istediği günümüzde “laik eğitim” için toplanmak çok doğru bir karardır. Laik, bilimsel, kamusal ve parasız eğitime herkes destek verir, vermelidir de. Ancak Kürt ırkçılarının inatla ‘anadilde eğitim’ dedikleri ve aydın geçinen kendini bilmez bazı aymazların da savunduğu bu tutum, ülkemizin parçalanmasını sağlar. Bu tutum laik eğitimle çelişmektedir. Çünkü laik eğitimde bölücülük yoktur, teröre destek olmak yoktur.

PKK terör örgütünün denetimindeki kuruluşlarla yürütüldüğü belli olan ve Türk Bayrağı bulunmayan bu mitingde “Kahrolsun Kemalist Faşist Diktatörlük” pankartı taşınmıştır. Bu pankart PKK terör örgütünün ve birlikte hareket ettikleri emperyalist kuruluşların ideolojisini yansıtmaktadır.

Laik eğitim diyerek mitinge getirilenlere, özellikle Alevilere, Seyit Rıza denilen isyancı derebeyini övdürerek, propagandasını yaptılar. Hem laik, hem de Seyit Rıza’cı olunamayacağı gibi, emperyalizmin kucağına oturarak da, laiklik savunulamaz. Bu şekilde bilinçli olarak Alevilik kirletildiği gibi, değerlerimiz de çiğnenmektedir. Atatürk ve cumhuriyet düşmanlığını sadece AKP iktidarı değil, maddi ve manevi çıkarları uğruna emperyalizme teslim olan aydın insan taklitleri de yapmaktadır. Devlete başkaldıran Seyit Rıza gibi eşkıyaların ve vatan hainlerinin, peşinden gidenlerin, heykelini dikenlerin, olmayan onurlarının iadesini isteyenlerin emperyalizme hizmet ettikleri çok açıktır.

667 sayılı kanun hükmünde kararname ile kapatılan YARSAV’ın başkanı Murat Arslan, 26 Ekim 2010 tarihinde telefonunda ‘Bylock’ programı bulunduğu ve FETÖ terör örgütünü desteklediği gerekçesiyle tutuklanmıştır. Tutuklu bulunduğu ceza evinden eşine gönderdiği mektubun içeriğinden rahatsız olan cezaevi yönetimi, 7 Ağustos 2017 tarihinde Murat Arslan’a “bir ay ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma”, cezası vermiştir. Murat Arslan eşine gönderdiği mektupta Seyit Rıza’nın asılırken söylediği, doğruluğu kanıtlanmayan bir ifadeyi kullanmıştır: “Seyit Rıza ölüme giderken, Ben sizin yalanlarınızla baş edemedim, bu bana dert oldu. Ama ben de size boyun eğmedim, bu da size dert olsun.” Seyit Rıza gibi bir haini tanımadan ne laik eğitim savunulur, ne laik yargı savunulur, ne de vatan savunulur.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından her yıl düzenlenen Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü’ne bu yıl, Türkiye’den Murat Arslan, Avusturya’dan ‘Concordia Proiecte’ adlı yardım kuruluşu başkanı Georg Sporschill ve Macaristan’ın Helsinki Komitesi aday olarak belirlendi. Bu üç adaydan ödül kazanan Ekim ayı içinde belirlenecek. Ancak İnsan Hakları Ödülü ile vatan haini Seyit Rıza arasında nasıl bir ilişki olduğu da anlaşılamamaktadır.

Türkiye’de laik eğitimi yıkmak için yoğun saldırılarda bulunan AKP iktidarına karşı yapılan bu sözde miting, Alevi tabanı ile bağları bulunmayan Alevicilerin, PKK terör örgütünün uzantısı HDP ile yürüttükleri ihanet dolu bir gösteriden başka bir şey değildir. Gerici AKP’yi ve bölücü HDP’yi çare olarak görenlerin, Seyit Rıza’yı kahraman olarak ananların ne insanlıkla, ne Alevilikle, ne vatanseverlikle, ne de laiklikle hiç bir ilgileri yoktur. Atatürk’e hakaret edilmesine izin verenler, Atatürk ve cumhuriyet düşmanları ile birlikte yürüyenler, emperyalizmin maşalarıdır ve en az AKP kadar sorumludurlar. Bu mitingden sonra yeni Cumhuriyet Gazetesi şöyle manşet atmıştı: “Binlerce yurttaş laik eğitim için yürüdü: Teslim olmayacağız.” 


Hep birlikte emperyalizme teslim olanlar, başlarını kuma gömmüşlerdir. Ancak Türk halkı olanları görmektedir; Atatürk’e ve vatanlarına her koşulda sahip çıkacaklardır..
➽ Paylaş: