Bir suçun analizi: İşte Nurettin Yıldız gerçekleri!
Ben, Türkiye Cumhuriyeti yasalarının uygulanmasını talep eden bir vatandaş olarak şikâyete konu konuşmayı madde madde anlatayım, anlamayan kalmasın...Bir suçun saniye saniye analizi:
İşte Nurettin Yıldız gerçekleri!

Ali Rıza ÖZKAN

Çağlayan Adliyesi’ne vardığımda bu kez şikâyetin farklı bir yerden geldiğini anladım. Kendisine basın yoluyla iftira attığımı ve hakaret ettiğimi ileri süren kişi, Nurettin Yıldız’dı. Hani, Sosyal Doku Vakfı’nın kurucusu sıfatı ile internette fetva videoları yayınlayan ve bu videolarından birisinde reşit olmayan kız çocuklarının evlendirilmesinin Kuran’a uygun olduğunu Talâk suresinin 4. ayeti ile gerekçelendiren zat!
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre, reşit olmayan kişilerin evlenmelerinin, evlendirilmelerinin ve evliliklerinin meşrulaştırılmasına yönelik her türlü girişimin suç olduğunu belirtmiştim, yine belirttim. Benim yasaların uygulanmasına yönelik talebimi Nurettin Yıldız kendisine iftira ve hakaret olarak algılıyorsa, bu kendisinin yasalarla ilgili bir sorununa işaret eder. Bu konuya yeniden döneceğiz. Ama önce, konuyu yeniden hatırlayalım
Sosyal Doku Vakfı, Nurettin Yıldız’ın açıklamalarının toplumda haklı olarak infial uyandırması üzerine, 13.05.2016 tarihinde bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasının gecikmesinin nedeni, Cumhuriyet Başsavcılığının Yıldız hakkındaki şikâyetleri değerlendirmesinin sonuçlanmasını beklemeleri idi.
Başsavcılık, şikâyetler hakkında takipsizlik kararı verdi. Savcılığın bu görüşünü, “yargı kararı” olarak değerlendiren Sosyal Doku Vakfı yöneticileri, adaletin tecelli ettiği görüşünde olsalar gerek ki, şikâyetçileri “esas dertleri, dindar nesil yetiştirilmemesi ve dini konuların orta yerde konuşulmaması olan bir kısım din muhalifi çevreler” ve “aslında dinimiz ve din adamlarımız ile ilgili olumsuz önyargı oluşturma gayreti” içinde kişiler olarak tanımlamakta bir sakınca görmüyordu.
NURETTİN YILDIZ'A NEDEN TEPKİ VERDİM?
Bu iftiralara yine cevap vermeyeceğim. Çünkü, kim imanlı-kim değil konusunda görüş belirtmeyi ve kişileri yargılamayı haddim olarak görmüyorum. Bu hükmün sahibi bellidir. Ben, Türkiye Cumhuriyeti yasalarının uygulanmasını talep eden bir vatandaş olarak şikâyete konu konuşmayı madde madde anlatayım, anlamayan kalmasın:
Nurettin Yıldız tartışmaya neden olan 31 dakika 11 saniyelik videonun daha başında da konuyu “evlilik yaşı” olarak belirlediğini kendisi ifade ediyor. (0:47 ile 1:18 arası)
2013 yılında yapıldığı yine bu videoda belirtildiği halde, video 13 Ocak 2015 tarihinde yeniden yüklenmiş ve başlığı da “Çocuk Evliliği İstismardır” şeklinde değiştirilmiştir. Nurettin Yıldız, bu konuşmasına ait eski videoların hepsini internet ortamından sildirmiştir. Cumhuriyet Başsavcılığı acaba hangi videoyu izledi, gerçekten çok merak ediyorum!
Nurettin Yıldız “şeriatımıza göre buluğ çağından önce herkes küçüktür, buluğ çağından sonraki herkes de büyüktür” diyerek, açıkça yasaların önüne şeriatı koymaktadır. Buluğ çağı ayrımını reşitlik durumunu belirtmek için yaptığını da ayrıca vurgulamaktadır. (1:25 ile 2:02 arası)
Nurettin Yıldız devamla, “şeriatımız, İslam’da evlilikle ilgili yaş haddi yoktur, buluğ çağından önce de bir çocuk evlenebilir, çocuklar arası nikâh da yapılabilir. Büyük küçük arası nikâh da yapılabilir. Mesela, 7 yaşında bir kız çocuğu 25 yaşında bir erkek, veya 7 yaşında bir erkek 25 yaşında bir kız evlenebilirler mi, nikâhlanabilirler mi; nikâh evlilikten daha hassas bir ifade, evet, nikâhlanmalarında bir sakınca yoktur. Bütün mezheplere göre, Kuran’a iman eden bütün Müslümanlara göre, bu Kuran’a iman eden kelimesini açacağız biraz sonra, evlilik için bir yaş söz konusu değildir.” (3:08 ile 4:26 arası)
Nurettin Yıldız konuşmasının devamında, “şeriat”ın küçük çocukların evlendirilmelerine “kerahet”le izin verdiğini belirtmektedir. (05:08 ile 05:58 arası) Hemen ardından ise, aynen şunları söylemektedir: “Burada dedik ki, Kuran’a iman edenler açısından hiçbir sorun yoktur. Çünkü, küçük çocukların da evlenebilecekleri hükmü Kuran’dan alınmadır.” (06:25 ile 06:42 arası. Yıldız daha sonra Talâk suresini kendince yorumlayarak küçük yaşta, yani daha buluğ çağına bile girmemiş çocukların da evlendirilebileceğini Kuran’ı referans alarak kanıtlamaya girişiyor. (07:02 ile 13:04 arası)
Nurettin Yıldız aslında boşanma hükümlerini içeren Talâk suresini açıklarken, kafa karışıklığına neden olmaması için ve tezini de kuvvetlendirmek amacıyla uyarıyor: “Şöyle olur muydu acaba? Kuran’ı Kerim onların (küçük çocukların) nikâhını batıl görüyordu, yani 10 yaşında bu çocuğun evliliği doğru değildi, ama boşanmaya gelince 3 ay beklesinler, diyordu. Kuran aslını yok saydığı bir şeyin dalını budağını da yok sayar. Nikâh yok ki, boşanması olsun, derdi Kuran’ı Kerim. Netice olarak, küçük çocukların da evlenebileceklerine dair hüküm Talâk suresinin dördüncü ayetidir. Ama bununla beraber 3, 4, 5 tane daha Hadis’i Şerif vardır ki, bu Hadis’i Şerifler ve aynı zamanda Fukaha’nın da bu konudaki icmaı kadının aybaşı olmadığı dönemde de, yani çocukluk döneminde de evlenebileceğine dair işarettir.” (13:08 ile 14:11 arası)
Yıldız konuşmasının bundan sonraki bölümünde, “şeriatımız” 6 veya 10 yaşındaki küçük çocukların nikâhına izin verdiğini, ama ölümcül sonuçları olabileceği tehlikesine karşı cinsel ilişkiyi tedbir altına aldığını anlatıyor. Kendisine, “Peki Kuran nikâha niye izin veriyor?” diye soran Nurettin Yıldız, uzun uzun insanların maddi kaygılarla küçük yaşta çocukları evlendirdiklerini anlatıp, cevabını da şöyle veriyor: “şeriatımız göklerin şeriatı olduğundan yerdeki bu alavara dalavaralara girmesin insanlar diye, böyle bir sisteme kapı açmıştır.” (18:14 ile 18:28 arası)
Nurettin Yıldız bir daha tekrar ediyor: “Aileler arası çok özel bir ilişkiyi korumak mantığına dayalı, aynı zamanda bu şekilde bir sistem sayesinde, mesela, büyük bir aşiret kavgasını önleme veya büyük bir iffet çılgınlığını önlemeye yönelik bir tedbir gibi olacaksa, şeriatımız buluğ çağından önceki çocukların evliliğine izin vermiştir.” (18:34 ile 19:25 arası)
Nurettin Yıldız, kırsal kesimde neden ve hangi koşullarda küçük çocukların evlendirilmesi gerektiğini açıkladıktan sonra, tekrar soruyor: “Müslüman bir toplumda küçük çocuklar da velileri tarafından evlendirilebilirler mi? Cevap: Ev-len-di-ri-le-bi-lir-ler!” (21:24 ile 21:28 arası. Vurgu Yıldız’a ait!)
Nurettin Yıldız bir kez daha vurguluyor: “Bizim açımızdan, Kuran’ın hükmü belli, evliliğin alt ve üst yaşı yoktur.” (22:33 ile 22:41) Ardından, uzun uzun “muasır ulema”nın yorumlarını incelediğini ve İslam’a göre yönetilen ülkelerden örnekleri anlatan Yıldız, “şeriat”ın küçük çocuklara “siz evlenebilirsiniz”, diye bir izin vermediğini, bu izni velilere, anne-babalara verdiğini belirtiyor: “aile namusunuz, aile hassasiyetleriniz konusunda ciddi endişe taşıyorsanız, tıkandıysanız, yol bittiyse size izin veriyorum, diyor.” (26:56 ile 27:13 arası)
Nurettin Yıldız sözlerini şöyle tamamlıyor: “Küçük, çocukluk denecek yaştaki evlilik açısından bu şekilde alınıyor. Bunun dışında, baliğ olduktan sonra, biyolojik-fiziksel bir eksiklik söz konusu değilse, her Müslüman delikanlı, her Müslüman kız evlilik namzetidir. Akşam aybaşı olur, sabahleyin evlenebilir.” (28:55 ile 29:23 arası) Buluğ çağına giren çocukların derhal evlendirilmeleri gerektiğini Yıldız şöyle gerekçelendiriyor:
“Çocuk 16 yaşındadır, evlenmek deyince yerinden fırlıyor. Hatta kaç çocuğu olacağını hesaplıyor. Ondan sonra, balayını nerde yapacağını hesaplıyor. Ona da vakti gelmedi diyenin de Allah aklını tamamlasın. Ona da öyle dua ederiz.” (30:00 ile 30:20 arası)
BUNLAR DEĞİLSE, NEDİR SUÇ?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı “şikayette belirtildiği şekilde bir anlatımdan çok bu tür erken evliliklerin yapılmasına karşı bir tavırla anlatıldığı, konuşmada başlangıçtan itibaren zaten bu düşüncenin savunulmadığı anlaşılmıştır.” şeklinde bir kanaate varması için, bizim izlediğimiz ve içeriklerini de süreleriyle birlikte verdiğim videodan farklı bir kayıt izlemiş olması gerekir. Çünkü, belirtildiğinin tersine, Yıldız kanaatini videonun sonuna kadar savunmaktadır. Üstelik, ailelerin küçük çocuklarını evlendirmelerinin eleştirildiği bölümlerde de, genel anlamda bir pedofili karşıtlığı ifade edilmiyor, sadece anne-babaların dünyevi ihtirasları söz konusu edilmektedir.
Bu kadar açık ve defalarca tekrar edilen görüşleri göremeyen ve tam tersine, “iddia edildiği şekilde şüphelinin şikâyete konu küçük yaştaki evlilikleri savunmaktan ziyade, gerçekte konuşmasının bunu eleştirmeye yönelik olduğu anlaşıldığından” diyerek takipsizlik kararı veren Cumhuriyet Başsavcılığı acaba hatasını anlayıp, kararını düzeltme yoluna gidecek mi, bilemiyoruz. Ancak, biz Cumhuriyet yasalarını savunmaktan hiçbir zaman ve hiçbir koşulda vaz geçmeyeceğiz.
Bu da, böyle biline!