Reis'in iş adamları Avrupa'da neler çeviriyor?
Türk
seçmenler Avrupa'da sandığa gitmeye hazırlanırken, AKP ve AKP'li
Cumhurbaşkanı'nın kirli oyunlarla burada da sandıktan önde çıkmaya
çalıştığı anlaşılıyor...
Reis'in iş adamları neler çeviriyor?
Türk
seçmenler Avrupa'da sandığa gitmeye hazırlanırken, AKP ve AKP'li
Cumhurbaşkanı'nın kirli oyunlarla burada da sandıktan önde çıkmaya
çalıştığı konuşuluyor...
Eski
adı “Avrupalı Türk Demokratlar Birliği” (UETD) olan “Uluslararası
Demokratlar Birliği” (UID) hakkında Almanya’da kulislerde çok
ciddi iddialar dolaşıyor. Ancak önce UID hakkında özet bilgiye yer
verelim:
UID,
Almanya’da 2004 yılında Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) adı
altında kuruldu. Belçika, Finlandiya, Fransa, Lüksemburg, Macaristan,
Hollanda, Avusturya, İsveç ve İsviçre gibi ülkelerde şubeleri
bulunuyor. Resmi açılışı Almanya’nın Köln kentinde 2005 yılında dönemin
Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapıldı. Köln merkezli UID
bugün Avrupa'nın 15 ülkesinde 250’den şubesi ile faaliyet gösteriyor.
UETD
kısa bir süre önce gerçekleşen genel kurulda isim değişikliğine gitti
ve “Uluslararası Demokratlar Birliği” (UİD) adını aldı. Önceki Başkanı
Zafer Sırakaya, AKP’den milletvekili adayı olunca, Genel Sekreter Bülent
Bilgi de UİD’nin yeni genel başkanı ilan edildi.
'PARTİLER ÜSTÜ' UID
UID, partiler üstü bir kuruluş olduğunu iddia ediyor, Avrupa’daki Türk toplumunun entegrasyonu için çalıştığını söylüyor. Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın raporlarına göre AKP, UETD üzerinden 2004’den bu yana lobi çalışmaları yapıyor.
UID, partiler üstü bir kuruluş olduğunu iddia ediyor, Avrupa’daki Türk toplumunun entegrasyonu için çalıştığını söylüyor. Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın raporlarına göre AKP, UETD üzerinden 2004’den bu yana lobi çalışmaları yapıyor.
Kurulduğunda
küçük bir dernek olan UETD yıllar içinde “Diyanet İşleri Türk İslam
Birliği” (DİTİB) tarafından kucaklandı. Başlarda toplantılar ve
çalışmalar için DİTİB camilerinin salonlarını kullanan UETD, daha sonra
DİTİB’in altyapısına da ulaştı. UETD, ATİB ve Milli Görüş’ün desteğini
de yanına aldı. Her geçen gün büyüyen ve güçlenen UETD, Anayasa
Değişikliği halkoylamasında Almanya’da “Evet” kampanyası için 13 seçim
bölgesindeki sandıklara yüzlerce otobüsle seçmen transferi
gerçekleştirdi.
Bir
dönem Alman iç istihbaratında çalışan ve bu konuda Almanya'nın en
tanınmış muhalif uzmanlarından Erich Schmidt Eenboom, Stuttgarter
Nachrichten gazetesinde yer alan bir habere göre, UETD’nin bağlantıda
olduğu ticari kuruluşları “naylon firma” olarak adlandırıyor.
Avrupa’daki
Erdoğan organizasyonlarının, kampanyalarının baş mimarı olarak
karşımıza çıkan UİD’nin Alman siyaset sahnesindeki “Alman Demokratlar
Birliği” (AD Demokraten) ve “Yenilik ve Adalet Partisi” (BİG) ile sıkı
ilişkiler içinde olduğu da biliniyor.
UİD’nin hükümet
temsilcileri ve iktidar partili politikacıların organizasyonlarına
transfer sağladığı, Almanya çapında 2 bin üyesi bulunan “Almanya
Osmanlıları” (Osmanen Germania) adlı sözde boks kulübünü ise silahlı
kuvvet olarak değerlendirdiği de iddialar arasında.
Geçtiğimiz
yıl, o dönem AKP Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı ve AKP İstanbul
milletvekili olan Metin Külünk'ün “Almanya Osmanlıları” (Osmanen
Germania) adlı çete ile yakın bağlantıları olduğu iddia edilmiş, bu
tuhaf örgüt Almanya'da polis baskınları ve örgütlü suçlarla gündeme
gelmişti. Alman güvenlik birimlerinin dinleme ve gözlem protokollerine
dayandırılan iddialarda, Metin Külünk'ün birçok kez Almanya
Osmanlıları'nın ileri gelen isimlerine para verdiği ya da verdirdiği öne
sürülmüştü. Almanya'daki soruşturma ekipleri, bu parayla ateşli silah
da satın alınmış olabileceği iddiasını araştırıyor.
UID’ye,
Almanya genelinde örgütlenmesi, yapılanması ve böylelikle iktidar
partisi AKP’nin Almanya ayağını güçlendirilmesi, örneğin AKP’nin
Türkiye’deki seçimlerde yurtdışı kampanyaları için yüksek miktarda,
döviz bazında para gönderildiği öne sürülüyor. Bu paraların asıl
amacının UID’nin teşkilatlanması ve AKP’ye destek dışında, UID
tarafından belirlenmiş isimlerin Almanya’daki çeşitli partilerde aday
olarak seçimlere girmesinde de desteklenmesi için kullanıldığı, son
iddialar arasında yer alıyor.
EMİN ÇÖLAŞAN'IN HAKLI ÇIKIŞI
Aslında bu iddiaları Sözcü yazarı Emin Çölaşan dört yıldan bu yana köşesine taşıyor. Çölaşan 22 Mayıs 2018 tarihli “AKP’nin Avrupa’daki para makinesi“ başlıklı yazısında ele almış ve “Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'ne (UETD) devletin ve milletin parası hortumlanıyor. Salonlar kiralanıyor, Cumhurbaşkanlığı seçimi için Tayyip'e propaganda yaptırılıyor. AB ülkeleri hesaplarına bir bakıverse, devletten nasıl beslendiği iyot gibi açığa çıkacak” diyerek, bu iddialarını yeniden gündeme getirmişti.
Aslında bu iddiaları Sözcü yazarı Emin Çölaşan dört yıldan bu yana köşesine taşıyor. Çölaşan 22 Mayıs 2018 tarihli “AKP’nin Avrupa’daki para makinesi“ başlıklı yazısında ele almış ve “Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'ne (UETD) devletin ve milletin parası hortumlanıyor. Salonlar kiralanıyor, Cumhurbaşkanlığı seçimi için Tayyip'e propaganda yaptırılıyor. AB ülkeleri hesaplarına bir bakıverse, devletten nasıl beslendiği iyot gibi açığa çıkacak” diyerek, bu iddialarını yeniden gündeme getirmişti.
TÜRK HALKININ SIRTINDAN
Bu, konunun bir boyutu. Ancak en az bu iddialar kadar önem taşıyan bir başka sorun daha var: Aldığımız duyumlara göre AKP’ye yakın kuruluşların hedefi sadece AKP’nin Türkiye’de güçlenmesi değil, AKP’ye yakın isimlerin Almanya başta olmak üzere Avrupa'daki siyasi camiada da kendilerine yer edinmeleri. AKP iktidarının öngördüğü isimlerin yerel meclislerde desteklenmeleri. Türkiye dışında da AKP yanlısı siyasetçilerin yayılmaları ve genişlemeleri ve izlediği politikalara yurtdışından da destek bulması.
Bu, konunun bir boyutu. Ancak en az bu iddialar kadar önem taşıyan bir başka sorun daha var: Aldığımız duyumlara göre AKP’ye yakın kuruluşların hedefi sadece AKP’nin Türkiye’de güçlenmesi değil, AKP’ye yakın isimlerin Almanya başta olmak üzere Avrupa'daki siyasi camiada da kendilerine yer edinmeleri. AKP iktidarının öngördüğü isimlerin yerel meclislerde desteklenmeleri. Türkiye dışında da AKP yanlısı siyasetçilerin yayılmaları ve genişlemeleri ve izlediği politikalara yurtdışından da destek bulması.
ALMAN SİYASETİNE YÖNELİK HESAPLAR
Geçmişteki adıyla UETD’nin üyesi adayların belediye, eyalet, federal, diğer düzeydeki meclislere seçimlerde aday olmalarının desteklendiği, bu çalışmada sağlanan parasal desteğin Alman siyasetine yönelik seçim kampanyalarında da kullanılmasının öngörüldüğü, ileri sürülen iddialar arasında. Ancak UETD’nin (yeni adı ile UID) Almanya’daki asıl görevinin AKP’nin Türkiye dışındaki bir şubesi gibi örgütlenmesi, üye kazanması, Türkiye’deki seçimlere destek sağlaması. Bir başka iddia, UID'nin, AKP’nin Almanya’da yapacağı seçim kampanyalarında da organizasyon işlerini üstlendiği, bu amaçla Türkiye’den gönderilen ve “altı haneli olduğu tahmin edilen” yüksek tutarda döviz kullandığı yolunda... Araştırmalar sürüyor.
Geçmişteki adıyla UETD’nin üyesi adayların belediye, eyalet, federal, diğer düzeydeki meclislere seçimlerde aday olmalarının desteklendiği, bu çalışmada sağlanan parasal desteğin Alman siyasetine yönelik seçim kampanyalarında da kullanılmasının öngörüldüğü, ileri sürülen iddialar arasında. Ancak UETD’nin (yeni adı ile UID) Almanya’daki asıl görevinin AKP’nin Türkiye dışındaki bir şubesi gibi örgütlenmesi, üye kazanması, Türkiye’deki seçimlere destek sağlaması. Bir başka iddia, UID'nin, AKP’nin Almanya’da yapacağı seçim kampanyalarında da organizasyon işlerini üstlendiği, bu amaçla Türkiye’den gönderilen ve “altı haneli olduğu tahmin edilen” yüksek tutarda döviz kullandığı yolunda... Araştırmalar sürüyor.
İDDİA: 1 MİLYON 200 BİN EURO KAVGASI
Almanya’daki UETD teşkilatına gönderilen bu miktarlardan önemli bir kısmının ise fatura karşılığı olmadan hangi amaçlarda kullanıldığı bilinmiyor. Ancak bu iddiaların, teşkilat içerisinde sürtüşmelere yol açtığı, bu konuda aklanmamış bir miktar paranın akıbetinin de henüz belli olmadığı da kulislerde konuşulanlar arasında yer alıyor. Örneğin bir dönem Türkiye’den UETD'ye gönderilen 1 milyon 200 bin avronun akıbeti hâlâ bilinmiyor. Bu sorun nedeniyle birimler arasında tartışma çıktığı da gelen duyumlar arasında.
Almanya’daki UETD teşkilatına gönderilen bu miktarlardan önemli bir kısmının ise fatura karşılığı olmadan hangi amaçlarda kullanıldığı bilinmiyor. Ancak bu iddiaların, teşkilat içerisinde sürtüşmelere yol açtığı, bu konuda aklanmamış bir miktar paranın akıbetinin de henüz belli olmadığı da kulislerde konuşulanlar arasında yer alıyor. Örneğin bir dönem Türkiye’den UETD'ye gönderilen 1 milyon 200 bin avronun akıbeti hâlâ bilinmiyor. Bu sorun nedeniyle birimler arasında tartışma çıktığı da gelen duyumlar arasında.
MUHSİN ŞENOL: BUZDAĞININ GÖRÜNEN KISMI?
2017 yılındaki Offenbach Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde UETD eski Başkanı da olan, o dönemde 2010’dan beri Bağımsız Seçmenler Birliği Yeni Offenbach Forumu (FNO) kurucusu olan ve Başkanlığını üstlenen Muhsin Şenol’un adaylığı, buzdağının görünen kısmına örnek gösteriliyor.
2017 yılındaki Offenbach Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde UETD eski Başkanı da olan, o dönemde 2010’dan beri Bağımsız Seçmenler Birliği Yeni Offenbach Forumu (FNO) kurucusu olan ve Başkanlığını üstlenen Muhsin Şenol’un adaylığı, buzdağının görünen kısmına örnek gösteriliyor.
Radikal
İslam uzmanı olan blog yazarı Sigrid Hermann Marschall, Offenbach
Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde yani 2017’de yaptığı bir
uyarıda Muhsin Şenol’un sadece UETD Başkanlığını yürütmediğini aynı
zamanda Avrupa Türk İslam Birliği’nden (ATİB) Mehmet Alparslan Çelebi
ile yakın ilişkiler içinde olduğuna da işaret etmişti.
ATİB
kurucusu Musa Serdar Çelebi’nin oğlu olan ve 2016 yılında Almanya’da,
Müslümanlar Merkez Konseyi Başkan Yardımcılığı’na seçilen Mehmet Arslan
Çelebi ile Muhsin Şenol’un arasındaki ilişkiyi ve işbirliğini Hermann
Marschal “zor ilişkiler” olarak nitelemişti.
'ATİB, BOZKURTLARLA MÜSLÜMAN KARDEŞLER ARASINDA KÖPRÜ'
Sol Parti Milletvekili Ulla Jelpke de 2016 yılında yaptığı bir açıklamada ATİB’in Avrupa’daki bozkurtlarla Almanya’daki Müslüman Kardeşler arasında köprü oluşturduğunu ileri sürmüştü.
Sol Parti Milletvekili Ulla Jelpke de 2016 yılında yaptığı bir açıklamada ATİB’in Avrupa’daki bozkurtlarla Almanya’daki Müslüman Kardeşler arasında köprü oluşturduğunu ileri sürmüştü.
Şenol
ve Çelebi’nin arasındaki ilişkinin sadece dostlukla sınırlı olmadığına
işaret eden blog yazarı Hermann Marschall ise 2011 yılında Offenbach’ta
kurulan “İnterkültürel Gençlik Eğitimi Federal Birliği “(Egibil)
Başkanının Şenol, yardımcısının da Çelebi olduğunu dile getirmişti. Daha
da şaşırtıcı olanı ise 2016 Temmuz’unda “Hıristiyan Demokrat
Birliği’ndeki (CDU) Müslümanlar” grubunun kurucularından Cihan Sügür’ün
Egibil yönetim kuruluna katılması.
Tüm
bunlara ek olarak Offenbach Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na geçen yıl
adaylığını koyan Muhsin Şenol hakkında seçmene rüşvet verme ve oy satın
alma suçlamalarından Darmstadt Savcılığı tarafından başlatılmış bir de
soruşturma vardı. Darmstadt Savcılığı Basın Sözcüsü Robert Hartmann
ABC’ye yaptığı açıklamada soruşturmanın delil yetersizliği dolayısıyla
durdurulduğunu belirtti.
UETD, İSTİHBARAT RAPORUNDA
Federal Almanya Anayasayı Koruma Teşkilatı Basın Sözcüsü Elke Altmüller de “UETD büyüteç altında mı?” sorumuza daire olarak örgütler hakkında bir takibat yapıp yapılmadığıyla ilgili bilgi veremeyeceklerini, ancak Federal Anayasayı Koruma Dairesi 2016 Raporu’nda UETD’nin yer aldığına işaret etti.
Federal Almanya Anayasayı Koruma Teşkilatı Basın Sözcüsü Elke Altmüller de “UETD büyüteç altında mı?” sorumuza daire olarak örgütler hakkında bir takibat yapıp yapılmadığıyla ilgili bilgi veremeyeceklerini, ancak Federal Anayasayı Koruma Dairesi 2016 Raporu’nda UETD’nin yer aldığına işaret etti.
Almanya’da
UETD'nin AKP'nin şubesi gibi çalışmasına hoş bakılmıyor ancak yasalara
aykırı davranmadığı sürece işlem yapmak da mümkün olamıyor. Bu, Alman
istihbaratı tarafından bilinen bir gerçek.
Ancak,
Alman maliyesinin UETD’nin hesap defterlerini büyüteç altına alması
durumunda, her şeyin çorap söküğü gibi geleceği, DİTİB’le ilgili
dosyaların da teker teker açılacağı, söylentiler arasında.
Söz
konusu iddiaların Avrupa’daki maliye tarafından mercek altına
alınmasını talep eden Avrupa’daki Türk kökenli siyasetçiler konuya nasıl
yaklaşıyor?
İşte onların yanıtları:
KENAN KOLAT: SADECE UETD DEĞİL YTB DE AÇIKLASIN
TGD Eski Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi (Kenan Kolat) Berlin Birlik Başkanı ve milletvekili adayı Kenan Kolat:
“Hükümet
yurtdışındaki örgütlerine para transferi yapıyor mu açıklaması gerekir?
Kaynağı nedir? Örtülü ödenekten mi yapıyor? Yurt dışına partilerin para
transferi yapması yasak. Henüz bu bilgi net ve kesin mi bilemiyorum.
Hükümetin bu konuda acilen kamuoyunu açıklayarak rahatlatması gerekir.
Örneğin
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), şimdiye kadar
hangi projeleri desteklemiştir? Son yıllarda AKP’ye yakın olmayan
projelerin toptan reddedilğini görüyoruz.
YTB’nin
desteklediği tüm projelerin de finans kaynakları ile birlikte
açıklanması gerekir. Yurtdışındaki bu projelerin finanse ediliş şeklinin
şeffaf olması gerekiyor. AKP’nin bu politikaları da şeffaflıktan uzak.
Gereken girişimleri yapıyoruz. Otomatik bilgi paylaşımı konusunda
Meclise soru önergesi verildi örneğin.
Diğer
taraftan Köln’deki UETD genel merkez binasına yatırılan paralarla
ilgili söylentiler var. Açıklama yapılmasını bekliyoruz. Miktarlardan
bağımsız olarak binanın finansmanını kim karşıladı? UETD binasını hangi
paralarla aldılar?
CHP’ye
sorduklarında biz hemen bütün gelirlerimizi rahatlıkla açıklayabiliriz.
Eşit şartlarda yarışılacaksa devletin imkanlarıyla değil kendi
imkânlarıyla yarışsınlar. Buradaki işadamları bunları finanse ediyorsa
bağış veriyorsa Türkiye’den ihale almışlar mı bunları da açıklasınlar.
Uetd toplumu teslim ediyorsa neden sadece AKP politikalarını
işletiyorlar? Almanya’da direkt AKP adını alıp koysunlar. Mertçe
davransınlar.
Tüm
bu hesap alışverilerinin izinin sürülmesi için bu konuyu Meclis'teki
arkadaşlara aktaracağız. Ayrıca, yurtdışına yönelik çeşitli dönemlerde
çeşitli paraların gönderildiğini duyuyoruz. Biz de seçim kampanyası
yapıyoruz. Bizler eyaletlerde az sayıda otobüs kaldırırken UETD onlarca
otobüs kaldırıyor. Sorgulamak gerekir. Yakında iktidar olunca bunların
nerelerden ödendiğini ortaya çıkaracağız. Bütün vatandaşlara eşit
mesafede yaklaşacağız. Şeffaf olacağız. Bu son derece kritik iddiaların
araştırılması gerekiyor.”
İSMAİL ERTUĞ: “ALMAN MALİYESİ İDDİALARI ARAŞTIRMALI”
Avrupa Parlamentosu Almanya Sosyal Demokrat Parti (SPD) Milletvekil İsmail Ertuğ:
“UETD’nin
kullandığı paralara gelmeden önce Türkiye’de çok daha acil konular var
aslında. Türkiye’de o kadar çok şey oluyor ki, bu ne ki? Devede kulak.
Ancak Avrupa’nın da kendi ev ödevleri var: Panama Papers, Cennet
belgeleri, Malta belgeleri. Avrupa önce şu belgeleri bir açığa çıkarsın.
Elbette
UETD ile ilgili bu iddiaların ardından Alman maliyesinin bu hesapları
araştırması gerekiyor. Bu paralar nerelerden getiriliyor? Bunlar halkın
parası ve vergilerdir. Avrupa’daki Türk halkının da bu konuda hassasiyet
göstermesi gerekiyor.”
'TÜRKİYE’DEKİ SİYASET ANLAYIŞLARINI AVRUPA’YA TAŞIYORLAR. TAKİYE YAPIYORLAR'
Alman Federal Meclis Birlik’90 / Yeşiller Partisi E. Milletvekili Memet Kılıç
Türkiye’deki
siyasi partiler yasası yurtdışı temsilcilikleri kurmalarına izin
veriyor. Partilerin diğer ülkelerdeki benzer partilerle ilişki
kurmalarını sağlıyor bu düzenleme. AKP’nin yurtdışı temsilciliğine
ismini vermemesi ise bu iddialar doğrultusunda şimdi daha anlaşılıyor.
UETD yeni ismiyle UID’nin, AKP’nin arka bahçesi olduğunu ise herkes
biliyor. Takiye yapıyorlar. Türkiye’deki siyaset anlayışlarını bu tarafa
taşımaya kalktılar. Para ilişkilerinde şeffaflık yok ama muhaliflerini
maliye kontrolü ile perişan ediyorlar. Türkiye'de hergün muhalif
belediyeleri mali kontrolden geçiriyorlar. Buradaki en büyük faktör
Cumhurbaşkanı makamını işgal eden kişinin bugün de tek parti başkanı
olarak çalışması ve örtülü ödenekle operasyon yapması. Cumhurbaşkanının
kimseye hesap vermeyeceği bir örtülü ödeneği var.
'ALMANYA OSMANLILARI’NI KULLANDILAR. BU GERÇEK ALMAN KAMUOYUNUN BASKISI İLE ORTAYA ÇIKTI'
MİT’i AKP’nin teşkilatı haline getirdi. Türkiye’de mafya ile apaçık işbirliği yapabiliyorsa ve muhalefete Sedat Peker ile göz dağı veriyorsa burada da bu işe yatkın unsurları kullanmaya kalktılar. Almanya Osmanlıları’nı kullanmaya kalktılar ve ortaya çıktı. Almanya 18 Mart’ta birçok eyalette eşzamanlı operasyonlar düzenledi. Buna neden olarak ise Metin Külünk’ün telefon dinlemeleri gösterildi. Erdoğan’la da birebir görüşmeleri var. Ve bu görüşmelerin varlığı Alman medyasına yansıtıldı.
MİT’i AKP’nin teşkilatı haline getirdi. Türkiye’de mafya ile apaçık işbirliği yapabiliyorsa ve muhalefete Sedat Peker ile göz dağı veriyorsa burada da bu işe yatkın unsurları kullanmaya kalktılar. Almanya Osmanlıları’nı kullanmaya kalktılar ve ortaya çıktı. Almanya 18 Mart’ta birçok eyalette eşzamanlı operasyonlar düzenledi. Buna neden olarak ise Metin Külünk’ün telefon dinlemeleri gösterildi. Erdoğan’la da birebir görüşmeleri var. Ve bu görüşmelerin varlığı Alman medyasına yansıtıldı.
'ALMANYA NE ERDOĞAN’DAN NE DE AKP’DEN RAHATSIZ'
Neden bu polis kayıtları medyaya yansıtıldı? Çünkü devletnin içinde Alman hükümetinin sadece silah ticaretine yoğunlaşmış halinden rahatsızlık duyan unsurlar var. Buna karşılık açık konuşmak gerekirse Alman hükümeti ne Erdoğan’dan ne de AKP’den rahatsız oluyor. Çok seviyorlardı kendisini. Bunun üç ana nedeni vardı. Birincisi, Erdoğan paralel ordu kurmak için Almanya’nın istediği kadar çokça silah alıyordu. Silah ticaretinde ideal adamdı. İkincisi, Erdoğan o bölgede Türkiye'nin konumunun zayıflaması ve AB’nin elinin güçlenmesi için gereken adımları atan kişiydi ve iktidarda kalmasını istediler. Önceki seçimlerde Merkel neden koştura koştura Türkiye’ye gidip Erdoğan’ı ayakta tutmak istedi? Üçüncüsü ise Kıbrıs’ı Avrupa’nın alabilmesiydi. Erdoğan’ın gözü paradan başka birşey görmediğinden, ayakta tutmaya çalıştılar. Peki ne oldu da Almanya Osmanlıları ortaya çıktı? Neden örtbas etmediler? Çünkü Alman hükümeti kamuoyu baskısı altında kaldı. AKP’ye dendi ki “Biz sizi seviyoruz ama kamuoyu rahatsız. Çeki düzen ver eskisi gibi devam edelim”. Bakın Külünk listeye girmedi. Türkiye “Uetd’nin de adını değiştirelim, UID yapalım da siz rahatsız olmayın” demiş olabilir. Son olarak ‘Alman partilerine girin’ diye telkinde bulunuyor. Bunan para kaynağı nedir bilemiyoruz.
Neden bu polis kayıtları medyaya yansıtıldı? Çünkü devletnin içinde Alman hükümetinin sadece silah ticaretine yoğunlaşmış halinden rahatsızlık duyan unsurlar var. Buna karşılık açık konuşmak gerekirse Alman hükümeti ne Erdoğan’dan ne de AKP’den rahatsız oluyor. Çok seviyorlardı kendisini. Bunun üç ana nedeni vardı. Birincisi, Erdoğan paralel ordu kurmak için Almanya’nın istediği kadar çokça silah alıyordu. Silah ticaretinde ideal adamdı. İkincisi, Erdoğan o bölgede Türkiye'nin konumunun zayıflaması ve AB’nin elinin güçlenmesi için gereken adımları atan kişiydi ve iktidarda kalmasını istediler. Önceki seçimlerde Merkel neden koştura koştura Türkiye’ye gidip Erdoğan’ı ayakta tutmak istedi? Üçüncüsü ise Kıbrıs’ı Avrupa’nın alabilmesiydi. Erdoğan’ın gözü paradan başka birşey görmediğinden, ayakta tutmaya çalıştılar. Peki ne oldu da Almanya Osmanlıları ortaya çıktı? Neden örtbas etmediler? Çünkü Alman hükümeti kamuoyu baskısı altında kaldı. AKP’ye dendi ki “Biz sizi seviyoruz ama kamuoyu rahatsız. Çeki düzen ver eskisi gibi devam edelim”. Bakın Külünk listeye girmedi. Türkiye “Uetd’nin de adını değiştirelim, UID yapalım da siz rahatsız olmayın” demiş olabilir. Son olarak ‘Alman partilerine girin’ diye telkinde bulunuyor. Bunan para kaynağı nedir bilemiyoruz.
'ALMANYA 6 DENİZALTIYA CASUSLARI SERBEST BIRAKTI'
2014 yılı Aralık ayında Türkiye’nin iki casusu Frankfurt Havaalanı’nda Alman Federal Başsavcısı’nın talimatıyla yakalanmıştı, ellerinde bir dolu belge vardı üstelik. Büyük balık yakaladılar yani. Sonra bu kişiler sanki arabalarını yanlış yere park etmişler gibi muamele görüp serbest bırakıldılar. Bu yılın mayıs ayında öğrendik ki, Türkiye Almanya’dan altı tane denizaltı sipariş etmiş.
2014 yılı Aralık ayında Türkiye’nin iki casusu Frankfurt Havaalanı’nda Alman Federal Başsavcısı’nın talimatıyla yakalanmıştı, ellerinde bir dolu belge vardı üstelik. Büyük balık yakaladılar yani. Sonra bu kişiler sanki arabalarını yanlış yere park etmişler gibi muamele görüp serbest bırakıldılar. Bu yılın mayıs ayında öğrendik ki, Türkiye Almanya’dan altı tane denizaltı sipariş etmiş.
Silah
endüstrisinin hatırına Almanya herşeye göz yumabilir. Halkın verdiği
vergilerle Almanya’da kurulan AKP yandaşı partilere de bir bakmak
gerekiyor. Örneğin Alman Demokratlar Birliği (Allianz Deutscher
Demokraten – AD Demokraten). Almanya’da faaliyet gösteren ve Alman
Meclisi’ne girmek isteyen bu parti de Türkiye’deki vatandaşın cebinden
finanse edilmemiş olduğunu bilmiyoruz. Örtülü ödenekten istediği kadar
para verebilirler.
'VARLIK BARIŞI DÜZENLEMESİ ARAŞTIRILMALI'
En iyi becerdikleri iş para çevirmek. Bu iş için eğişik yöntemler bulabilirler. Örneğin örtülü ödenekten para alan ‚danışman‘ Türkiye’de ve Avrupa’da muhaliflere uyduruk davalar açabilir. Bu iş için UETD’ye yakın bir avukata görev ve istediği kadar para verebilir. O avukat da UETD’nin faaliyetlerini destekleyebilir. Takip edilmesi biraz zor, ama uzman kadrolar ile mümkün.
En iyi becerdikleri iş para çevirmek. Bu iş için eğişik yöntemler bulabilirler. Örneğin örtülü ödenekten para alan ‚danışman‘ Türkiye’de ve Avrupa’da muhaliflere uyduruk davalar açabilir. Bu iş için UETD’ye yakın bir avukata görev ve istediği kadar para verebilir. O avukat da UETD’nin faaliyetlerini destekleyebilir. Takip edilmesi biraz zor, ama uzman kadrolar ile mümkün.
Hem
Almanya'nın hem de Türkiye'nin varlık barışı düzenlemesinin üzerine
gitmesi gerekiyor. 2008’de çıktı biliyorsunuz. “Yurtdışından altınınızı,
paranızı getirirseniz kaynağınızı sormuyoruz. Yüzde 2 vergi alıyoruz”
dediler. Bununla kara para akladılar. Almanya bunu seviyor ki hiç üstüne
gitmedi. Türkiye’de ana muhalefet de üstüne gitmedi. Ancak Türkiye’nin
kara para akladığı ortaya çıkarsa Avrupa konseyinden çıkarılır,
uluslararası bankalarda işlem yapamaz, İran muamelesi ile karşı karşıya
kalır.
Ekonomi
dibe vurup panik halinde ‚panik seçime‘ gitmek zorunda kalınca, dış
güçleri suçluyorlar. “Dış güçler” neden altın yumurtlayan tavuğu kessin
ki? Türkiye’nin dışarıya milyonlarca dolar borcu var. Ölmesin ama
sürünsün istiyorlar. Bu iş için en uygun eleman olarak da Erdoğan’ı
görüyorlar.
'ALMANYA AĞ KURUP, UZMAN KADRO İLE İZ SÜREBİLİR'
İddialarla ilgili Alman maliyesi araştırma yapabilir. Minareyi çalan kılıfını da hazırlar tabii. Domates patates ticareti gibi gösterdikleri işlerde kendilerine yakın tacirleri çok memnun edebilirler. Bu Tacir de o parayı AKP’ye yakın organizasyonlara bağışlayabilir, kampanyalarına destek olabilir. Bunun takibi zor olsa da, güçlü bir ağ kurulduğu takdirde uzman kadroyla çözülür. Almanya ise silah ticaretinden alabildiğini aldı. Tek korkuları ise şimdi sığınmacıların gelmesi.
İddialarla ilgili Alman maliyesi araştırma yapabilir. Minareyi çalan kılıfını da hazırlar tabii. Domates patates ticareti gibi gösterdikleri işlerde kendilerine yakın tacirleri çok memnun edebilirler. Bu Tacir de o parayı AKP’ye yakın organizasyonlara bağışlayabilir, kampanyalarına destek olabilir. Bunun takibi zor olsa da, güçlü bir ağ kurulduğu takdirde uzman kadroyla çözülür. Almanya ise silah ticaretinden alabildiğini aldı. Tek korkuları ise şimdi sığınmacıların gelmesi.
UETD'DEN HENÜZ YANIT YOK
Öte yandan haberimizde yer alan tüm bu iddialarla ilgili olarak e-posta yolu ile UID Genel Başkanı Bülent Bilgi’ye iletilmesi ricasıyla görüş istedik. Ancak henüz UID’den konuya ilişkin herhangi bir yanıt gelmedi.
Öte yandan haberimizde yer alan tüm bu iddialarla ilgili olarak e-posta yolu ile UID Genel Başkanı Bülent Bilgi’ye iletilmesi ricasıyla görüş istedik. Ancak henüz UID’den konuya ilişkin herhangi bir yanıt gelmedi.
Abc Gezetesi