Tayyip’e siyaseten ‘had bildiren’ Yalovalı
54 yaşında liderliğe adım atan Yalovalı öğretmen için mücadele 24 Haziran seçimlerinden bağımsız ilerleyecek...İnce’nin alametifarikası
24 Haziran seçimlerinin başlamasına saatler kala CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, İstanbul Maltepe’de belki de cumhuriyet tarihinin en büyük mitinglerinden birini gerçekleştirdi...
İzmir, Ankara ve son olarak İstanbul’da seçmenlerine seslenen Muharrem İnce, milyonları miting alanında toplayarak 24 Haziran’a giden son günleri özgüven tazelemesiyle geçirdi.
İnce’nin bu noktadan sonra Türkiye siyasi tarihinde yer edecek figür olarak varlığını sağlamlaştırdığı gerçeği yarın ve yüksek ihtimalle 8 Temmuz’da yapılacak seçimler öncesi kesinleşti.
Nisan ayında gündeme gelen çatı aday tartışmalarında ön plana çıkan Abdullah Gül'ün toplumun her kesiminden oy alacağı tezi nedeniyle parlatıldığı dönemde aday olan İnce, Gül'e atfedilen çatı sıfatını Diyarbakır, Ankara, İzmir, İstanbul mitingleriyle fazlasıyla üstlendiğini gözler önüne serdi. İnce, çatı aday elbisesini giyerken sosyal demokratların Türkiye'de ulaştığı oy sınırını da yerle bir edecek gibi görünüyor.
24 Haziran/8 Temmuz’da İnce’nin hayaline ulaşamaması, kendisi için yolun sonu olacak gibi görünmüyor. Seçimi ufak bir farkla kaybetse bile İnce, Türkiye’de islamcı siyasetin karşısına yeni çıkmış lider olarak sahnedeki yerini künyesini değiştirerek koruyacak ki bu künye muhtemelen CHP Genel Başkanı olacak.
Erdoğan’ın düzen muhalefeti kapsamında karşısına çıkan en güçlü aday İnce, 64 yaşındaki yorgun cumhurbaşkanını bu seçimde olmasa bile kısa bir süre sonra tarihe gömecek gibi görünüyor. Aday ilan edildiği günden yana 100’ü aşkın miting düzenleyen ve Erdoğan’a siyaseten ‘had bildiren’ Yalovalının iktidar kalemlerini titretmeye başlatması değişim rüzgarının şiddetini daha da artıyor.
AKP ÇATIRDIYOR
Öyle ki Hürriyet yazarı ve Erdoğan’a en yakın isimlerden gazeteci Abdulkadir Selvi, köşesinde İnce’nin gelişine an be an tanıklık ediyor.
Selvi, 20 Haziran’da kaleme aldığı ‘Sürprizlerin seçimi’ yazısında, üstü kapalı olarak anket sonuçlarına güvenmediği seçimde net bir sürpriz beklediğini söylüyor ve ekliyor:
‘’İlk kez önceden sonucu kestirilemeyen bir seçime gidiyoruz. Seçim tarihi yaklaştıkça oranlar birbirine yaklaşıyor, belirsizlik artıyor. Adım adım her türlü sürprize açık bir seçime doğru yaklaşıyoruz.
…Görünen tablo o ki 24 Haziran gecesi sürprizlerin seçimi geliyor. Birçok sonucu anketlerden değil, ancak sandıklardan öğrenebileceğiz.’’
Yine Selvi bu kez 21 Haziran’daki Cumhur İttifakı’nda yaşanan çatlağa işaret ederek Erdoğan’ın işinin zor olduğunu MHP’nin kilit parti olacağını söylüyor.
Selvi yazısında ‘’AK Parti seçmeni, ”Nasıl olsa Reis kazanır” tuzağına düşmediği, MHP’liler de, CHP’lilerin HDP’nin barajı aşması için gösterdiği çabanın onda birini gösterdiği takdirde, Erdoğan için sorun kalmıyor.’ yaklaşmakta olan tehlikeye işaret ediyor.
AKP KÜSKÜNLERİ BAYRAK AÇTI
Pelikan Belgeleri’nin ardından Erdoğan tarafından bir gecede görevinden alınan eski başbakan Ahmet Davuoğlu’na yakın Karar gazetesi seçim öncesi gemiyi terk eden yayınlardan biri oldu. 22 Haziran tarihli nüshasını Millet İttifakı manşetine ayıran AKP içi muhalif yayın, bünyesinde barındırdığı yazarlarla da Erdoğan’a seçim mesajını net bir şekilde verdi.
Öyle ki aynı gün köşelerinden seslenen Karar yazarları; Etyen Mahçupyan, Elif Çakır, Mehmet Ocaktan ve İbrahim Kiras, cumhurbaşkanı Erdoğan’a net mesajlar veren yazılarıyla gündeme geldi.
‘Kabataş Yalancısı’ olarak bilinen Elif Çakır, CHP'nin 'umutsuz' seçmen kitlesinin yok olduğunu bunun yerine AKP'li kırgın seçmenlerin oluştuğunu söylüyor.
Çakır yukarıdaki ifadelerine şunu ekliyor:
’'CHP 2011 seçimleri sonrasında sandığa küstürdüğü, isimleri ‘tatilciye’, ‘boykotçuya’, ‘umutsuza’ çıkan ne kadar seçmeni varsa bu kez sandığa götürürken, AK Parti seçmen kitlesinin bir kesimini Saadet Partisi’ne kaptırırken, bir kesimini ise sandığa götüremeyecek görünüyor.’’
Ocaktan’sa pazar günü “Vatan-millet, din” gibi kavramlarla oylara ipotek konmaması gerektiğini söylerek, ‘’Hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı ve özgürlükler konusunda aşılması gereken ciddi sorunlarımız var.’’ ifadelerini kullanıyor.
Gazetenin bir diğer yazarı İbrahim Kiras da 'Saadet Partisi'ne verilen oylar CHP'ye mi gidecek' başlıklı yazısında SP'nin seçimdeki rolünü değerlendiriyor.
Kiras, başlıkta sorduğu soruyu içeride 'Hayır' şeklinde yanıtlıyor.
Ahmet Davutoğlu’na en yakın yazarlardan Etyen Mahçupyan, köşesinden daha sert bir çıkış yaparak Erdoğan’a oy vermeyeceğini söylüyor. Mahçupyan milletvekilliği seçimlerinde Saadet Partisi’ne cumhurbaşkanlığı seçimindeyse CHP’nin adayı Muharrem İnce’ye oy vereceğini söylüyor.
DIŞ BASINDA İNCE SESLERİ
Erdoğan'a karşı ses yükselten yayınlar sadece Türkiye içinde sınırlı kalmazken İnce’nin adaylığı Batı basınında da geniş yer buluyor.
Cumhurbaşkanı adayı olduğu günden bu yana yükselen trendle Batı medyasının ilgisini çekmeyi başaran İnce, İngiliz ve ABD medyası tarafından ‘Erdoğan’ı devirebilecek adam’ olarak lanse ediliyor.
İngiliz Financial Times’ta geçtiğimiz gün yapılan Erdoğan yorumunda ilginç ifadeler yer aldı.
FT’de yer alan yazıda Erdoğan’a yönelik, ‘’Bu kadar zayıf nadiren görüldü’’ ifadeleri yer alıyor. Laura Pitel imzalı yazıda, "Ekonomik sorunlar kök salmadan harekete geçme ve muhalefeti korunmasız yakalama umuduyla iki ay önce erken seçim çağrısı yaptı. Ama kamuoyu anketleri rakiplerinin onu parlamentoda çoğunluğu kazanmasını durdurabileceğini ve hatta başa baş geçecek ikinci tur cumhurbaşkanlığı yarışına itebileceklerini gösteriyor" deniyor.
Pitel, yazısında "Türkiye evde kaynayan bir Kürt sorunuyla ve komşuları Irak ve Suriye'deki askeri müdahalelerle boğuşuyor. ABD ve AB ile tansiyon yüksek. Dış finansmana endeksli, borç yüklü ekonomi pek çok yatırımcıda güven kaybına yol açtı" ifadeleri kullanılıyor ve ekliyor:
Erdoğan’ın karşındaki İnce "Enerji dolu, eğlenceli ve kavgaya hazır kampanyasıyla muhalif seçmenleri şaşırttı.”
Ada’nın etkili yayınlarından Times ise, Erdoğan’ın seçim süresince çok zorlandığını ve işinin kolay olmadığını ‘’Erdoğan'ın popülaritesi azalıyor’’ başlığıyla okuyucalarına servis ediyor.
Times aynı analizinde, Amerikan İlerleme Merkezi'nden (CAP) Max Hoffman’ın "Onu (Erdoğan'ı) pragmatik nedenlerle desteklemiş olanlar şimdi tereddüt ediyor" görüşlerine yer veriyor ve Hoffman’ın şu ifadelerini okuyucularına sunuyor:
"Az dindar, merkez-sağ Türkler arasındaki popülaritesi ekonomiyi herkesten daha iyi idare edeceği inancında yatıyordu, ancak şimdi bu sarsılıyor."
Son olarak İnce’nin yarattığı dalganın dış basındaki etkisine en belirgin örnek Guardian gazetesinin dış politika yazarlarından Simon Tisdall’dan geldi.
Tisdall, Erdoğan’ın dış politikadaki hatalarını sert bir dille eleştiriyor. Tecrübeli dış politika yazarı, Erdoğan’ı "15 yıl önce iktidara gelen Erdoğan, mahallenin kabadayı çocuğu olmaktan çıkıp jeostratejik bir tehdide dönüştü” ifadeleriyle tanımlıyor ve ekliyor:
‘ONU KOVUN’
"Genel tablo daha geniş bir alanda kötüleşmeye işaret ediyor. Bu hafta ABD Senatosu, Kongre üyelerinin Erdoğan'ı, dünya genelinde Amerikan çıkarlarına zarar vermek için aktif olarak çaba harcamakla suçlamasından sonra Türkiye'ye F-35 savaş uçaklarının satışını engelleme girişiminde bulundu."
"İnsan hakları normları ve ortak demokratik standartlara meydan okuması ve Rus lider Putin'le giderek artan askeri yakınlaşması, mülteciler ve AB üyeliği nedeniyle Avrupa ülkeleriyle yaşanan gerginlik, Erdoğan'ın yeniden 5 yıl daha seçilmesi halinde tırmanacak. Türkiye'deki seçmenlerin sadece kendilerine karşı değil dünyaya karşı da görevleri var. Onu kovun."
Abc Gazetesi