İstanbul'un yağma günlükleri: Bu yolsuzluklar unutuldu mu?
31 Mart seçimlerinin iptalinin ardından İstanbul tartışması Haziran ayına taşındı. Yaklaşık 16 milyonluk nüfusu ve büyük rant 'olanaklarıyla' patronların hep büyük bir iştahla sarıldığı İstanbul, son 25 yılda Erdoğan ve onun partisi tarafından yönetiliyor. İşte İstanbul'un baştan aşağı yağmalandığı o 25 yılın kısa yolsuzluk hikayesi…İstanbul'un
son 25 yılının hikayesi:
Bu yolsuzluklar unutuldu mu?
1994 yılında Refah Partisi listesinden
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Recep Tayyip Erdoğan,
siyasetteki ilk “büyük” çıkışını o tarihte yapacaktı. Şu anda CHP
İstanbul Milletvekili olan eski ANAP'lı İlhan Kesici ve yine şu anda
CHP'li olan SHP adayı Zülfü Livaneli’nin 120 bin gibi bir farkla yer
alan Erdoğan, aradan sıyrılarak ilk zaferini ilan edecekti... (O seçimde CHP'nin adayı ise daha sonra AKP'li olacak olan ve bakanlık görevinde de bulunan Ertuğrul Günay'dı ve 54 bin oyla 7. sırada yer alabilmişti.)
Bugünlerde AKP'nin övgüler yağdırdığı, anlata anlata bitiremediği "25 yıllık başarı öyküsünün" başlangıcı olan 1994 yerel seçimleri, İstanbul'un yağmalanma sürecinde yeni bir aşamaya geçiş anlamına geliyordu...
Erdoğan'ın 1994 zaferinin ardından İstanbul'da kurulmaya başlanan rant ağı, AKP’ye evrilecek süreçteki en önemli halkalardan da biri olacaktı.
Bir yandan “büyük” sermaye gruplarına “ılımlı” mesajlar gönderen ve "aynı gemideyiz" sinyalleri veren Erdoğan, diğer yandan da kendisine yakın grupların büyümesi için ilk “ihale” ikramlarına başlayacaktı.
O gün yapılan ikramlar, bugün AKP'ye "bağlı" sermaye grubunun "can suyu" olacaktı.
TAKTİK 1994’TEN BU YANA AYNI
Erdoğan’ın belediye başkanlığı yaptığı dönemde adrese teslim ihalelerinin ilk adresiyle başlayalım: Albayraklar Şirketler Grubu!
Yani Erdoğan'ın yıllardır bir numaralı "basın sözcüsü" olan Yeni Şafak'la ilişkileri hayli eskiye dayanıyor...
Erdoğan, o dönem şu anki halinden oldukça küçük bir “bütçeyle” hareket eden grubun büyümesi için çok önemli katkılar sunacaktı.
1990 yılında kurulan şirket, Mülkiye müfettişlerinin araştırmasına konu olacak, 1995’ten itibaren artan ihaleler tespit edilecekti.
Artan bu ihalelerin doğal adresi İstanbul Büyükşehir Belediyesi olurken, dönemin parasıyla 1 milyar sermayesi olan şirket, 1998'e gelindiğinde 1 trilyonluk sermayeye sahip olacaktı.
Erdoğan kendisine yakın isimleri belirliyor, "ihaleleri" paslıyor, büyümelerinin önünü açıyordu, yıllardır yaptığı işlemin ilk antrenmanı olacaktı İstanbul yılları.
100 MİLYON DOLARLIK İHALE
2001 yılında, dönemin Hürriyet gazetesinde yer alan bir haberde, gruba ait Yeni Şafak gazetesinin Erdoğan’ın belediye başkanlığı yaptığı dönemde yükselişe geçtiği belirtiliyor, Cengiz Çandar, Fehmi Koru, Nazlı Ilıcak ve Mehmet Barlas gibi köşe yazarlarının gazetenin bu döneminde iş başı yaptığı vurgulanıyordu. Erdoğan konuyla ilgili 2001 yılında yaptığı bir açıklamada, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığım dönemimde 2.4 milyar dolarlık ihale gerçekleşti. Bunlardan 100 milyon dolarlık bölümünü Albayraklar kazandı" diyordu.
1 milyarla (1994 kuruyla yaklaşık 30 bin Amerikan doları) yola koyulan bir şirket için oldukça büyük bir "kısmet" vardı anlaşılan...
ERDOĞAN HAPSE GİRDİ, İHALELER KESİLMEDİ
12 Aralık 1997'de Siirt'te bir konuşma yapan Erdoğan, bu konuşması sonrası yargılanacak ve aldığı hapis cezası nedeniyle belediye başkanlığı koltuğuna veda edecekti:
“Minareler süngü, kubbeler miğfer / Camiler kışlamız, müminler asker / Bu ilahî ordu dinimi bekler / Dillerde tevhid Allahu Ekber...
Bu şiir nedeniyle 4 ay hapiste tutularak siyaset sahnesine çok daha güçlü şekilde dönmesi sağlanan Erdoğan, belediye başkanlığı koltuğunu partisinden Ali Müfit Gürtuna'ya devredecek, kendisi daha büyük hedefler için yol almaya başlayacaktı.