Tayyip'in 'ZİRVE' dediği O hastanede ÇİLE BİTMİYOR
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açılışını yerel seçimlerden önce yaptığı ve ‘zirve’ diyerek övündüğü Bilkent Şehir Hastanesi’nde eksiklikler tamamlanamıyor...Tayyip 'zirve' demişti: O hastanede çile bitmiyor
Kamu özel ortaklığı ile devletin kendi arazisinde kiracı olduğu Bilkent Şehir Hastanesi’nde, eksiklikler tamamlanamıyor...
Cumhuriyet'ten Şeyma Paşayiğit'in haberine
göre, “Avrupa’nın en büyük hastanesi” sloganı ile övülen hastaneye
gelenler, yön tabelası yetersizliğinden dolayı otopark alanından
başlayarak yolunu bulmakta güçlük çekiyor.
“Uzaklık nedeniyle bir günde işlerini
halletmeye çalıştıklarını” söyleyen hastalar, hastaneye ulaştıktan sonra
adeta binalar arası yarışa başlıyor. Hastane içinde başka bölüme geçmek
isteyen hastalar, devasa büyüklükteki binaların içinde binlerce adım
atmak zorunda kalıyor.
DOKTORLARA ÇÖP ASANSÖRÜ
Hastanenin içindeki mesafenin uzunluğundan
şikâyetçi olan sadece hastalar değil. Sağlık çalışanları da hem bina
geçişlerinde hem de bina içi koşuşturmadan hayli yorgun. Doktorlar,
hastalar için ringlerin olduğunu ama sağlık çalışanlarının her yere
yürüdüğünü söylüyor.
Doktorların arasında “20 bin adım atmadan eve
gittiğim yoktur” diyen bile var. Konuştuğumuz bir başka doktor, kendini
havaalanında gibi hissetiğini, genel yönetim ve enfeksiyon yönetiminin
zor olduğunu anlatıyor.
Bir başka doktor ise “Bir ameliyat için kendi bölümünden ameliyathaneye
gidiş geliş sırasında beş buçuk kilometre yürümüşüm” diyor.
Doktorlar,
bölümlerin ve katların olması gereken yerlere göre düzenlenmediğini
söylüyor. Asansörlerin bozuk olduğunu, çalışan asansörlerin de her katta
durduğunu belirten doktorlar, çöp ya da yemek asansörünü
kullandıklarını ekliyor. Doktorlar, şehir hastanesine geldikten sonra
bilimsel çalışma sayılarının da yarı yarıya düştüğünü ifade ediyor.
GÜNEŞ IŞIĞI GÖRMÜYORLAR
Sağlık personellerinin çalışma koşullarının göz önüne alınmadığı
hastanede, morg bölümü güneş alırken bir alt katındaki pataoloji bölümü
çalışanları, mesaisini güneş görmeden bitiriyor. “Morg’un yanında mescit
olduğu için morg ve pataloji bölümünün yer değiştiremediği”
konuşuluyor. Personel odalarının çoğu güneş ışığından mahrum.
Özellikle
idrar tahlilinin yapıldığı yer elverişsiz koşullara sahip. Sağlık
personelinin oturduğu küçük odanın solunda erkek tuvaleti, sağında kadın
tuvaleti var. Küçük odaya yapılan sağlı sollu pencereler ise bu iki
tuvalete açılıyor. Buradaki sağlık çalışanları, gördüğü uygunsuz
görüntülerden şikâyetçi. Hastane kampusu içinde hizmete açılmayan
binalar mevcut. Hastaların yürüdüğü yollar arasında inşaat çalışmaları
devam ediyor.
TASARRUF TEDBİRİ
Bilkent Şehir Hastanesi de tasarruf
tedbirleri kapsamına alınmış görünüyor. Sağlık çalışanları, gazlı bezin
bittiği durumları gördüklerini anlatıyor. Hastalar, ameliyat öncesi
giymek zorunda oldukları varis çorabını kendilerinin aldığını söylüyor.
Kalp kapakçığı ameliyatı olmak zorunda olan hastalar ise iki aydır
beklemede.
'UÇAN PROFESÖRLER'
Hastane içindeki çalışanların konuştuğu diğer bir konu ise liyakat.
Doçentlikte beş yılını doldurduktan sonra yeni kurulan üniversitelere
atanıp bir günde profesör olan ve “uçan profösörler” olarak bilenen
hekimler, hastane yönetiminde. Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden
gelen doktorlar ise dört kişilik hekim odalarında tek bilgiyasar ile
çalışıyor. Şehir merkezindeki kapatılan hastanelerde çalışan ve kadrosu
kapsam dışı bırakılan işçilerin bazıları ise işinden oldu. İşlerine
devam edenlerden Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden gelen
personellerin de hâlâ bir iş tanımı yok.
13 DEVLET HASTANESİ FEDA EDİLDİ
Bilkent Şehir Hastanesi için şehir
merkezindeki 13 köklü devlet hastanesi feda edildi. Ankara’nın mimarisi
ve tarihiyle kent belleğine işlemiş hastaneler tek tek yok olmaya
başladı. Otel konforunda ve 3 bin 810 yataklı olduğu sık sık
dillendirilen hastane ile 3 bin 566 yataklı Etlik Şehir Hastanesi için
şehrin hastane ihtiyacı olan noktalarındaki hastaneler unutturulmaya
çalışılıyor.
İki şehir hastanesinin toplam yatak kapasitesi ise 7 bin 326. Hükümetin,
“şehir hastanelerinin kazandırdığı yatak kapasitesini, ihtiyaç
noktalarına hastane açarak kazandırmayı tercih etmek yerine, şirketlerin
yaptığı büyük hasteneleri, kent onayına sunmadan hayata geçirmesi” en
çok eleştirilen konuların başında.