Ispanakta konuşulmayan nedenler

Tüm Üretici Köylüler Sendikası Genel Başkanı Sadık Turan, artan ıspanak zehirlenmeleri vakalarının ardından yaptığı açıklamada kapatılan kurumlara dikkat çekti. Buna göre, tarımsal üretimde haşere ve zararlılarla zirai mücadele yol ve yöntemlerini gösteren, köylüyü bilgilendiren, tüketilen gıdanın kontrol ve denetimini yapan pek çok kurum kapatıldı... 
.

Ispanakta konuşulmayan nedenler:
 Denetleyen de kalmadı bilgilendiren de
SivriSinekCaz
Tüm Üretici Köylüler Sendikası (Tüm Köy Sen), ıspanak zehirlenmelerinin ardından konunun pek tartışılmayan bir yanına dikkat çekti...


Tüm Köy Sen Genel Başkanı Sadık Turan, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'nün yaptığı analizler sonucunda ıspanak içinde yabancı otlar kaynaklı yoğun miktarda “atropin” ve “scopalamin” maddesi tespit edildiğini açıkladığını ama bu maddelerin hangi bölgeden gelen ıspanaktan kaynaklandığını ve karışan yabancı otun ismini açıklamadığını belirtti.

Kamuoyunu tatmin eden somut bir açıklamanın hâlâ yapılmamış olduğunu hatırlatan Turan, asıl sorunun sürdürülen tarım politikaları, özelleştirmeler ve ürün ithalatı olduğunu söyledi.

PEK ÇOK KURUM KAPATILDI


650 bin gıda işletmesine rağmen ülkemizde yalnızca 6500 gıda denetmeni olduğunu belirten Turan, açıklamasında kapatılan kurumların bugüne gelmemize neden olduğunu anımsattı:

    Örneğin; Ziraat İşleri Genel Müdürlüğü vardı. Üretime dair bilgiler vererek köylüyü bilinçlendirir, neyi ne zaman yapacak, nasıl yapacak konularında da bilgilendirme yaparak üretimin her aşamasını takip ederdi, fakat kapatıldı.

    Zirai Mücadele, Karantina Genel Müdürlüğü vardı. Tarımsal üretimde haşere ve zararlılarla zirai mücadele yol ve yöntemlerini gösterir, ilaç kalıntı ve kontrol işlerini yapardı. O da kapatıldı.

    Gıda İşleri Genel Müdürlüğü vardı. Tüketilen gıdanın içeriğinin, sağlıklı ve temiz olması için kontrol ve denetimini yapardı.

    Bunlar ve benzer çokça kurum kapatıldı ve bu işlevleri tam anlamıyla görecek kurumlar artık yok.

    Et Balık Kurumu ve Süt Endüstrisi Kurumu özelleştirildi, sonuçları çok ağır oldu. Sonra yeniden Et ve Süt Kurumu olarak açtılar ama bu sefer de üretime değil, ithalatçı politikalara öncelik verdiler. Artan et fiyatlarını dengeleyeceğiz diyerek yapılan et ithalatı, besicilik yapan köylülerin hayvanlarını yok pahasına satmasına sebep olurken, et fiyatlarını da düşürmedi. Köylü ucuza sattı, halk pahalıya tüketti kazanan aracılar ve ithalatçılar oldu. Şimdi de Et Süt Kurumu elindeki ithalat fazlası 50 bin ton eti satacak yer ararken stok fazlası nedeniyle, ne alım ne de kesim yapmadığından, olan yine hayvanını kestiremeyen köylüye olmaktadır.

Turan, üretimin her aşamasında ve hatta üretim sonrasında da denetim ve bilgilendirmenin sağlanması gerektiğini ve işlevli kurumlara ihtiyaç olduğunu söyledi:

    Ispanakta yaşanan bu sorun da gösterdi ki; hallerde gıda ürünlerinin denetleneceği laboratuvarlar kurmak gibi sonuca yönelik önlemler kısmen tartışılan sorunları azaltabilir ama üretim aşamasına ilişkin denetim, kontrolün yanı sıra üretici köylünün bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesinin yanı sıra tarım alanları, su ve toprağın korunması için önlemler alınması gereklidir.

➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..
.com/img/a/