Yüzyılın fiyaskosu: Şehir Hastaneleri
TBMM’de yaptığı konuşmasıyla Şehir Hastaneleri için yüzyılın fiyaskosu mu diye soran CHP Gaziantep Milletvekili Opr. Dr. Bayram Yılmazkaya, “Cumhurbaşkanı çok övünüyor ama benim gibi doktorların gözünde hiç de övünülecek yanı yok. Sıkıntılı hastaneler” dedi..Yüzyılın fiyaskosu
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Sağlık
Bakanlığı, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, Türkiye
İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının
bütçe görüşmelerinde konuşan CHP Gaziantep Milletvekili Opr. Dr. Bayram
Yılmazkaya, şehir hastanelerinde yaşanan sorunları ve 112 acil
ekiplerindeki tecrübesizlik yüzünden müdahale edilen vakalarda yaşanan
beyin ölüm oranlarındaki artışları gündeme getirdi...
ÖVÜNÜLECEK YANI YOK
Sağlık Bakanlığının 2020 yılının bütçe görüşmelerinde Cumhurbaşkanı
tarafından yüzyılın projesi diye tanımlanan şehir hastanelerini
eleştiren Yılmazkaya, “Sayın Cumhurbaşkanı çok övünüyor ama benim gibi
doktorların gözünde hiç de övünülecek yanı olmayan şehir hastaneleri
birçok sıkıntıyı içinde barındırıyor” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonunda, Sağlık Bakanlığının ve bağlı kuruluşların 2020 yılı
bütçesi üzerine konuşan Yılmazkaya, “Bir doktor gözüyle farklı konuları
konuşmak istiyorum desem de yine de şehir hastaneleri olmadan olmaz.
Aslında çok bilinmeyenli yönü, gizemli yapısı, kamunun mu, özelin mi
olduğu belli olmayan, ihale sözleşmelerinin maddelerinin bilinmediği,
ancak Sayın Cumhurbaşkanı tarafından "yüzyılın projesi" tanımı yapılan
meşhur şehir hastaneleri çok önemli.
Bununla ilgili çok söz söylendi,
anlatıldı Sayın Cumhurbaşkanı çok övünüyor ama benim gibi doktorların
gözünde hiç de övünülecek yanı olmayan şehir hastanesi projeleri”
ifadelerini kullandı.
HASTA ETMEK Mİ İSTİYORSUNUZ?
Bu arada, büyük özenti ve teşviklerle açtırdığınız büyük, küçük özel
hastaneler ne olacak, doğrusu merak ediyorum şeklinde soru yönelten
Yılmazkaya, “Evet "Yüzde 70 doluluk oranı vermedik." diyorsunuz ancak
112 Acil Yardım Sistemi önceliği şehir hastanelerine verirse, şu anda
ülkemizdeki yoğun bakım hizmetlerinin yaklaşık yüzde 50'sini karşılayan
özel hastanelerdeki yoğun bakımlar ve klinikler nasıl dolacak? Galiba
"İnsanları daha fazla nasıl hasta edebiliriz?"in yollarını mı
arayacağız? Ya da özel hastaneleri ve çalışanlarını yavaş yavaş
bitirecek miyiz? Bunca masraf, iş gücü ve hizmeti gözden mi
çıkartacağız?” şeklinde konuştu.
Yetersiz Eğitim Almış Deneyimsiz Doktorları Doçent ve Profesör Yapmayın
CHP’li Vekil, “Bakın, özellikle 2010-2015 yılları arasında üniversite ve
eğitim hastanelerinde sadece bilimsel yayınlara dayalı ve bazı
yöntemlerle birçok arkadaşımızı doçent ve sonrasında profesör yaptınız.
Bu arkadaşların birçoğu genç yaşta, yeterli deneyimi almadan doçent
oldular.
Sayın Bakanım, özellikle invaziv girişimler ve cerrahi
branşlarda -kardiyoloji, kalp cerrahisi ve benzeri branşlarda- bu
yetersiz eğitim almış, sadece bilimsel yayınlardaki yeterlilik ve
yabancı dili sayesinde, jüri sınavı olmadan doçent, sonra profesör olan
bu arkadaşların hastalarında olumsuz sonuçlar olmuştur.
Eğitim
verdikleri asistanlarıyla yetersizlik zincirinde devama neden
olmuşlardır. Bu süreçte çok insanımızı kaybettik, bu nedenle özellikle
branşların derneklerinin belirlediği süre, deneyim sayısı ve yeterlilik
sınavı yapılmadan bu unvanları vermeyelim diye düşünüyorum” dedi.
112 EKİPLERİ DENEYİMSİZ
Yardım çağrılarına ilk müdahalede bulunan acil yardım ekiplerindeki
personel eksikliklerine değinen Yılmazkaya, “Benzer şekilde, 112 Acil
Yardım Sistemi ambulansları, son yıllarda özellikle yoğun bakıma acil
gelen hastalarda beyin ölümü oranı artmıştır, aynı şekilde yetersiz ve
deneyimsiz yardımcı personelin eksik ve bilgisiz müdahalesi nedeniyle
yoğun bakımlara beyin ölümüyle gelmiş olan hasta sayısı artmıştır. Bu
konunun da derinlemesine araştırılması ve deneyimli ekiplerin hızlıca
kurulması gereklidir” dedi.
Sorunları çok
Doktorların hastanelerde çalışmakta büyük sorunlar yaşadığını belirten
Yılmazkaya, “Devasa, modern, teknolojik binalar, bir ucundan diğerine
geçerken nefesi kesilen doktor ve personelin varlığı, olmayan doktor
dinlenme odaları, şehirlerden sanki bilerek uzak noktalara yapılışları,
eski ve yeni ancak kesinlikle yetersiz ve temin edilemeyen tıbbi
cihazları ve malzemeleri, keşmekeş, karmaşık çalışma saatleri,
sistemleri, birbirini tanımayan, yöntemleri bile farklı hocalar ve
doktorlar, yardımcı sağlık personeli ve doktor gözüyle daha sayamadığım
birçok şey” dedi.