'Buğday üretimi S.O.S veriyor'
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, son 20 yılda buğday ekim alanının 9 milyon 300 bin hektardan 7 milyon 300 bin hektara gerilediğini belirterek, “Çiftçi, para kazanamadığı için ekim yapmıyor, ekim alanları daralıyor ve bir tarım ülkesi olan Türkiye, ne yazık ki buğday ithal ediyor” dedi.'2002’de 33 gram altın eden 1 ton buğdayın
değeri bugün 4 grama düştü'
Üreticinin, buğdaydan 2002 yılında
kazandığı kadar bile gelir elde edemediğine işaret eden Ömer Fethi Gürer, 18 yıl
önce 1 ton buğdaya karşılık 33 gram altın alan çiftçinin, bugün aynı
miktar buğdayla ancak 4 gram altın alabilmesinin, buğday üretimindeki
vahim tabloyu gözler önüne serdiğini ifade etti...
BUĞDAY ÜRETİMİ S.O.S VERİYOR
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bir
tarım ülkesi olan Türkiye’nin, buğday üretiminde geldiği vahim tabloyu
istatistiki verilerle gözler önüne serdi.
GİRDİ MALİYETLERİ SÜREKLİ ARTTIĞI HALDE ÇİFTÇİ MECBURİYETTEN ÜRETİM
YAPIYOR
Türkiye’nin 20 yıl önce, 9 milyon 300 bin hektar olan buğday üretim
alanlarının, günümüzde 2 milyon hektar azalarak, 7 milyon 300 bin
hektara gerilediğini belirten CHP Milletvekili Gürer, “Bu olumsuzluğun
nedeni, üreticinin buğdaydan para kazanamamasıdır. Girdi maliyetleri
sürekli artarken kazancı azalan çiftçi, buğday üretmek istememekte ve bu
nedenle de buğday üretim alanları her yıl azalmaktadır.
Ülkemizde halen
sulama suyu nedeni ile buğday, yağmur suyuna bağımlı ürün verdiği
arazilerde üretilir. Kıraç arazide ortalama 300 kg ürün alan çiftçi
maliyetini zor karşılamaktadır. Ancak çiftçi, tarım arazisinden başka
yapacak bir işi olmadığı için ekime devam etmekte ama para
kazanamamaktadır. Sulu tarımda verim, dönümde 800 kilograma kadar
çıkıyor olsa da hububat ekim alanlarının %80’ini kıraç araziler
oluşmaktadır” dedi.
ÜRETTİĞİMİZİN YARISI KADARINI DA İTHAL EDİYORUZ
Ülkemizde yıllık ortalama 20 milyon tona yakın buğday üretimi
gerçekleştirildiğini ifade eden Gürer, “Buğday ihtiyacı, 20 milyon tona
yakın olan ülkemizde, ürettiğimiz buğday miktarının yarısı kadar buğdayı
ithal ediyoruz. Bu da yaklaşık 10 milyon tona denk geliyor.
İthal
ettiğimiz buğdayın, dahilinde işleme rejimi kapsamında, ülkemizde üretim
yapılarak ihraç edildiği belirtiliyor. Ancak ihtiyaca göre bu kadar
açığımız olduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Ülkemizde ihtiyacımız
olan 30 milyon ton buğday üretebilecek toprağımız da çiftçimiz de var.
Fakat, maliyetlerin artması, tarım politikalarındaki hatalar nedeniyle
çiftçi üretimden uzaklaşıyor.
Bu da ülkemizin buğday ithal etmek zorunda
kalan ülke konumuna gelmesine sebep oluyor. Kıraç topraklarda dönümüne
300 kg verim alıyoruz. Arazi kiralıksa, yaklaşık maliyet 514 TL’yi
buluyor. 3 dönüm ekili alandan bir ton ürün alınabiliyor.1650 TL ton
başı fiyat çiftçiyi başa baş noktasında tutuyor” diye konuştu.
BUĞDAY ÜRETİCİSİ, 2002 YILI ÖNCESİNDEKİ KAZANÇ TABLOSUNU MUMLA ARIYOR
Buğday üreticilerinin, 2002 yılı ve öncesindeki kazanç tablosunu adeta
mumla aradığını vurgulayan CHP Milletvekili Gürer, “18 yıl önce 1 ton
buğdaya karşılık 33 gram altın alabilen üretici, bugün 1 ton buğdaya
karşılık sadece 4 gram altın alabiliyor. Sadece bu veri bile buğday
üreticisinin 18 yılda ne kadar kaybettiğinin net bir göstergesi olarak
ortaya çıkıyor” şeklinde konuştu.
TABAN FİYATI MASRAFLARI BİLE KARŞILAMIYOR
TMO’nun bu yılki buğday taban fiyatlarını ton başına 1650 lira olarak
açıkladığını anımsatan Gürer, artış oranının, bir önceki yıla göre yüzde
29’dan yüzde 22’ye düştüğünü belirtti.
Buğday üretiminde maliyetlerin
sürekli arttığını, bu nedenle buğday üretiminde dönüm başına ortalama
514 lira masraf edildiğini söyleyen Gürer, “3 dönüm araziden ancak 1 ton
buğday üretilebildiği de dikkate alındığında, ton başına 1650 lira
taban fiyat belirlenen buğday, ne yazık üreticisine artık para
kazandırmıyor.
İlaç, gübre, tohum, işçi giderleri, tarla kirası ve diğer
maliyetler üst üste konulduğunda çiftçiler kar edemiyor. Şayet üretici
kendi tarlasını ekiyorsa, kira gideri ödemediği için onu kar sayıyor.
TMO randevulu alım yapıyor. Çiftçi, gidip yerinde alım yapamıyor. Çiftçi
ürünü tüccara verip aldığı para ile borçlarını ödemeye çalışıyor”
ifadelerini kullandı.
ÇİFTÇİ DESTEKLENMELİ, YENİDEN ÜRETİME KAZANDIRILMALI
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarımda kendi kendine yeten bir ülke
iken yanlış politikalar nedeniyle ithalatçı bir konuma gelen Türkiye’de,
bu olumsuzluğun önüne geçebilmek için üreticilerin desteklenmesi
gerektiğini de vurguladı.
Gürer, “Çiftçiye her konuda destek verilerek,
tekrar üretime kazandırılması gerekiyor. Taban fiyatları da üreticinin
para kazanmasını sağlayacak seviyeye yükseltilmelidir. Bugün verilen
destekler de dolar bazında 2002 yılına göre daha düşüktür. Ayrıca
desteklerden, sulama suyu için kullanılan elektrik borçları dahi
doğrudan kesilmekte olup iktidar özel şirketlerin tahsilatçılığını da
yapmaktadır” diye konuştu.
SÜNE İLACI ÇİFTÇİYE KALDI
CHP milletvekili Ömer Fethi Gürer, süne zararlısı ile devlet
mücadelesinin, iktidar tarafından çiftçiye bırakıldığını, bunun da yeni
ek bir gider olduğunu belirtti. Gürer, “1928 yılında süne zararlısına
karşı mücadelede, toplayıp getirene ödeme yapılıyordu. 1955 yılında
zararlıya karşı devlet uçakla ilaçlamaya başlatmıştı.
2006 yılında ise
devlet ilaçlamayı bırakıp çiftçiye, ‘ben sana ilaç vereceğim’ dedi. Bir
iki yıl böyle devam ettikten sonra, çiftçinin ilacı kendi alması
istenmektedir. 2018 yılında, bir litresi 35 TL olan ilacın maliyeti
çiftçiye yüklenmiş olmakla birlikte 2019 yılında ilacın litre fiyatı 257
TL’ye çıkmıştır. 20 dönüme giden 1 litre ilaç çiftçi için ek yeni
maliyet oluyor. Çiftçiye verdik dedikleri destekler de buralara gidiyor”
dedi .