'İşçiyi, emekçiyi, kadınları, gençleri karşınıza alan yolun sonuna geldiniz'
Meclis kürsüsünden AKP sıralarına seslenen Erkan Baş, ''İçinizde teklifi oylarken sadece eli Fethullah'ın eline değmeyenler el kaldırsın, her şeyi kabul ediyorum'' dedi.Erkan Baş'tan AKP'lilere:
'Sadece eli Fethullah'ın eline değmeyenler el kaldırsın'
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve
İstanbul Milletvekili Erkan Baş, AKP ve MHP oylarıyla Adalet
Komisyonu'ndan geçirildikten sonra Meclis Genel Kurulu'na getirilen
barolara ilişkin düzenleme görüşmelerinde yaptığı konuşmada AKP
sıralarına dönerek ''İçinizde teklifi oylarken sadece eli Fethullah'ın
eline değmeyenler el kaldırsın, her şeyi kabul ediyorum'' dedi...
Muhalefetin tüm itirazlarına rağmen sabaha karşı Cumhur İttifakı'nın
oylarıyla geçirilen yasa teklifinin görüşmelerinde söz alan Erkan Baş,
AKP ve MHP'li vekillerini uyararak, ''Bu, Meclis’teki son fütursuz
döneminiz. Bu baskı ve zorbalık, işçiyi, emekçiyi, kadınları, gençleri
karşınıza alan yolun sonuna geldiniz.
Size tavsiyem, bu kalan yarım
dönemi hesap vermeye hazırlanarak ve kendinizi aklamak için dikkatli oy
kullanarak geçirmenizdir'' dedi.
Erkan Baş'ın konuşmasından satırbaşları:
Oyumun rengini belirlemek üzere konuşacağım ama önce bir not düşelim,
gecenin saat 02.15'indeyiz, Meclis’in etrafı polis tarafından
kuşatılmış, her yere bariyerler örülmüş, Meclis televizyonu bile
çalışmıyor, bir yasayı geçirmeye çalışıyorsunuz. Bu normal olabilir mi?
Olamaz. Bu korkunun, yaptığınızın halk tarafından kabul edilmediğini
bilmenin bir eseri. Öncelikle, bu kapkaç kanun yapma anlayışını şiddetle
protesto ediyorum.
Burada önce "çoklu baro" dediniz, sonra ipliği pazara çıkınca buradan
geri bastınız ama arkadaşlar biz bu yasaya "hayır" oyu vereceğiz çünkü
bu bir paralel baro yasasıdır.
‘SARAY’DAN SİPARİŞ GELİYOR, PAKETLEYİP MECLİS’TEN GEÇİRİYORSUNUZ’
Biz, bu yasaya "hayır" oyu vereceğiz çünkü 10 avukat 1 delegeyle temsil
edilirken; "5 bin avukat 1 delegeyle temsil edilsin" diyorsunuz.
Temsilde adalet diye pazarlıyorsunuz, Saray’a tam teslimiyet
istiyorsunuz, gerisi hikâye diyoruz. Niye böyle diyoruz? On sekiz yıldır
yasa yapıyorsunuz. Hangisi bu halkın, memleketin lehine oldu?
Bakın,
2002-2007 arası 1000 yasadan 5 tanesi torbaymış; 2015'ten sonra her 2
yasadan 1 tanesi torba. Halkın geleceğini çalarken tek tek değinmeye
bile gerek duymuyorsunuz, Saray’dan sipariş geliyor, paketleyip
Meclis’ten geçiriyorsunuz çünkü çoğunluksunuz, ne emredilirse onu
yapıyorsunuz. Çoğu zaman içeriğini bile bilmeden "Eller kalksın" deniyor
kalkıyor, "İnsin" deniyor iniyor.
Burada halkın bir menfaati var mı? Muhalefet acaba haklı olabilir mi?
Elinizi bir gün olsun cebinizden çıkartıp vicdanınıza koyup bu soruyu
sormanızı istiyoruz.
‘HUKUKSUZLUĞA DİRENENLERDEN İNTİKAM ALMAK İSTİYORSUNUZ’
Şimdi, bunlar halkın gerçek sorunları, bunları çözmek varken gece yarısı
baroları teslim almak için kanun çıkartıyorsunuz. Biz diyoruz ki:
Yaptıklarınız yapacaklarınızın teminatıdır. Hak ihlalleri size yetmedi,
sipariş üzerine iddianame yazan savcılar yetmedi, savunmaya söz
vermeden, tanığı dinlemeden gönlünüzden geçen cezayı yazan ak hâkimler
yetmedi, şimdi hukuksuzluğa direnenlerden intikam almak istiyorsunuz.
Mahkeme salonlarında ayıplarınız yüzünüze vurulmasın diye, hukuksuzluk
tutanaklara geçip geleceğe not bırakılmasın diye buna engel olmaya
çalışıyorsunuz.
‘’DİRENDİK AMA DİNLEMEDİLER’ DEMEK İÇİN BURADAYIZ’
Evet, bugün burada çoğunluksunuz yine vereceğiniz oylarla bu paralel
baro yasası da geçebilir. Biz burada azız ama tüm barolar, 10 binlerce
avukat, milyonlarca yurttaş bu yasaya karşı. Keşke bugün şu avukatların
yanına gelip onlar yürürken alkışlayan halka bir baksaydınız.
Adliyelerde eylemleri dinlemediniz, baroların yürüyüşüne dikkat
çekmediniz, hepimizin uyarısına rağmen bir kez bile "Acaba hata yapıyor
muyuz?" diye sormadan bu yasayı geçirmek istiyorsunuz ama bunun halkın
lehine olması, adaleti tesis etmesi mümkün değil.
Siz, bu Meclis’i
işlevsizleştirmek istiyorsunuz ama biz inatla buradayız. Neden? Bir,
halkımız direniyor, biz de direneceğiz; iki, uyarmıştık diyeceğiz;
yüzünüze kandırıldığınızı, pişman olacağınızı söylemek için ve tarih
bugünleri yazdığında vazifemizi yaptık, itirazımızı ettik, direndik ama
dinlemediler demek için buradayız.
‘ARTIK ‘KANDIRILDIK’ DİYECEK YERİNİZ KALMADI’
Bizim vicdanımız rahat, başımız dik, alnımız açık. Sizin, artık
"Kandırıldık" diyecek yeriniz kalmadı. Bu yasaya barolar örgütlenerek
direnecekler. Şunu bilmeniz gerekir ki evdeki hesap artık çarşıya
uymuyor. En fazla bir iki sene sonra bu yasaları ortadan kaldırmak için
biz biraz daha fazla mesai yapacağız ama bu yasalar mutlaka ortadan
kaldırılacak. Siz de biliyorsunuz, gidiyorsunuz. Bakın, uyarıyorum; Bu,
Meclis’teki son fütursuz döneminiz, bu baskı ve zorbalık, işçiyi,
emekçiyi, kadınları, gençleri karşınıza alan yolun sonuna geldiniz.
‘KALAN DÖNEMİ HESAP VERMEYE HAZIRLANARAK GEÇİRİN’
Size tavsiyem, bu kalan yarım dönemi hesap vermeye hazırlanarak ve
kendinizi aklamak için dikkatli oy kullanarak geçirmenizdir. Şimdiden
ilan ediyorum; ilk yapacağımız işlerden birisi, bu yasayı iptal etmek
olacak. Az kaldı, gerçek adaletle yüz yüze geleceğimiz günler yakın,
hiçbir şey bitmedi yine görüşeceğiz. Meclis’e sokmadığınız o avukatlara,
savunmaya işiniz düştüğünde görüşeceğiz. Başkaları ne der bilmiyorum
ama ben orada şahitlik yapacağım "Yemiş de yemiş, yemiş de yemiş, yemiş
de yemiş" diyeceğim.
‘SADECE ELİ FETHULLAH’IN ELİNE DEĞMEYENLER EL KALDIRSIN, HER ŞEYİ KABUL
EDİYORUM’
Son sözüm şu:
Siz sanıyorsunuz ki biraz sonra el kaldıracaksınız ve her
şey bitecek. Ben de diyorum ki: "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam."
Varsa cesaretiniz bir öneri yapıyorum; gelin, önden bir kural koyalım bu
sefer, ben ne çıkarsa kabul edeceğim. İçinizde teklifi oylarken sadece
eli Fethullah'ın eline değmeyenler el kaldırsın her şeyi kabul ediyorum.