Şu Ali Erbaş denen şahıs...
Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, Ayasofya'nın ibadete açıldığı gün cuma hutbesinde, "Fatih Sultan Mehmet Han burayı kıyamete kadar cami olarak kalması için vakfetmiştir. Vakfedenin şartını çiğneyen lanete uğrar" sözleri nedeniyle Atatürk'ü hedef aldığı belirtilen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a tepki gösterdi...Zeyrek: 'Ali Erbaş denen şahsın
Cumhuriyet ve temel ilkelerinden...'
Zeyrek, " Lafı dolandırmaya gerek yok.
Kabul etmeliyiz ki Diyanet İşleri Başkanlığı koltuğunda oturan şahıs,
ülkenin kurucularından, özellikle de Atatürk'ten (Saygısını eksik
etmediği Fesli Kadir'in deyimiyle) 'zerre' haz etmiyor ve bunu da
saklamıyor...
Kendisinin cumhuriyetten, cumhuriyetin temel değer ve ilkelerinden pek hazzetmediğinden de şüpheniz olmasın." görüşünü savundu.
Kendisinin cumhuriyetten, cumhuriyetin temel değer ve ilkelerinden pek hazzetmediğinden de şüpheniz olmasın." görüşünü savundu.
"Erbaş'ın o sözlerini eminim defalarca duymuş, okumuşsunuzdur ama tekrar tekrar hatırlatmakta, unutmamakta, unutturmamakta fayda var" diyen Zeyrek Erbaş'ın 'lanet' sözlerine yazısında yer verdi. Zeyrek, "Gördüğünüz gibi çok tefsir gerektirmeyen sözler.
Gayet net bir şekilde Fatih Sultan Mehmet'in Ayasofya'yı kıyamete kadar cami kalsın diye vakfettiğini ve cami olmaktan çıkaranların lanete uğrayacağını söylemiş. Atatürk ve arkadaşları 1934'te Ayasofya'yı müze ilan ettiğine göre, Erbaş açık bir şekilde Atatürk ve arkadaşlarının lanete uğrayacağını söylemiş olmuyor mu? Bal gibi oluyor." yorumunu yaptı.
Zeyrek, "Zaten 'Mustafa Kemal'le zerre muhabbeti olan cenazeme gelmesin'
diyen Kadir Mısıroğlu'nu (namı diğer Fesli Kadir) Atatürk'ün ölüm yıl
dönümü olan 10 Kasım'dan bir gün önce, hem de Diyanet İşleri
Başkanlığı'nın resmi sarığı ve yaldızlı cübbesiyle ziyaret eden birinin
bu cümleleri kurmasından daha normal bir şey olamaz." düşüncesini dile
getirdi.
Zeyrek, "Benim üzüldüğüm iki şey var: İlki her zaman iyilik dilini
kullanması, her daim ihtiyacı olanlar için dua etmesi gereken bir din
adamının 'yakılmak', 'lanete uğramak' gibi beddua sözcükleriyle vaaz
vermesi.
İkincisi ise bir din adamının söylediği sözün arkasında duracak kadar cesur olmaması. Siz siyasetçi değil din adamısınız. Madem bir cümle kurdunuz, 'uğramıştır demedim uğrar dedim' demek yerine çıkın 'Sözlerimin arkasındayım, tepkiler umurumda değil' deyin ve sözlerinizin sonuna kadar arkasında durun. Atatürk'ü sevmek zorunda değilsiniz
Sayın
Erbaş ama unutmayın ki Atatürk ve arkadaşları 1923'te İstanbul'u geri
almasaydı, ne Fatih'in vasiyeti elimizde kalacaktı, ne giydiğiniz o
altın yaldızlı cübbe ve sarık.Bakın önümüzdeki 5-10 yılda göreceksiniz,
Atatürk ve arkadaşları ebediyen bu milletin kalbindeki yerini koruyacak
ama siz Sayın Erbaş, hem sarığınızı, hem cübbenizi kaybedip, tarihe de
'ülkesinin kurtarıcılarını, kurucularını lanetleyen din adamı' diye
geçeceksiniz!" ifadesini kullandı.