'Ya ne yapacaktın... Lütuf mu sundun?...'
'Bakan bize verdiği maaşla övünüyor, alsın benim maaşımı bir ay geçinsin. Bakalım ay sonunu görebilecek mi?..'
Bir emekliden Bakan Selçuk'a yanıt:
"Alsın maaşımı, onunla bir ay geçinsin..."
Türkiye'de asgari ücret, açlık sınırı olan iki bin 447 liranın da altında, 2 bin 324 lira... Hatta eline bundan da az geçen yüzbinlerce emekli var...
Türkiye'de milyonlarca emekçi, açlık sınırının altında olan bu ücretle geçinmeye çalışırken, asgari ücretli emekçilerden daha kötü koşullarda hayat mücadelesi vermek zorunda kalan emekliler de var...
Toplam sayısı 5 milyonu geçen emekli, asgari ücretin de altında bir ücret alıyor ve bu maaşla ay sonunu getirmeye çalışıyor.
Üstelik binlerce emekli, bu koşullar nedeniyle mecburen çalışmak zorunda kalıyor, güvencesiz, ağır koşullarda, üstelik de düşük ücretlerle ikinci bir sömürüye maruz kalıyor.
Tablo böyleyken, geçtiğimiz gün Aile ve Çalışma Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk çıktı ve "Bu yıl ağustosta 8,2 milyon işçi, 2,6 milyon Bağ-Kur ve 2,3 milyon memur emeklisi olmak üzere toplam 13,1 milyon emekliye 30,5 milyar lira aylık ödeme yaptık" ifadesini kullandı.
Bir bakanın emeklilere ödenen maaşı "övgü" konusu haline getirmesi Türkiye için bile şaşırtıcı ve fazla. Bakanın bu çıkışı tepki çekerken, biz de bir emekliyle, Selçuk'un bu açıklamasını ve gerçekte neler yaşadıklarını konuştuk.
Zekeriya Aksu, emekli olmasına rağmen geçinmek için uzun süre çeşitli işlerde çalışan emeklilerden sadece biri. Pandemi öncesi işsiz kalıp bir süredir iş bulamadığını belirten Aksu, "Bakan bize verdiği maaşla övünüyor, alsın benim maaşımı bir ay geçinsin. Bakalım ay sonunu görebilecek mi?" diyor.
İşte emekli bir yurttaşın, Bakan Selçuk'a yanıtları:
'Ya ne yapacaktın?'
Çalışma Bakanı bir açıklama yaptı ve emeklilere ödenen maaşı açıkladı. Bu daha önce pek görülen bir şey değil, yani bir bakanın "emeklilere maaş ödedik" diye övünmesi. Siz ne düşündünüz bu açıklamayı görünce?
Emeklilere maaş ödedik açıklamasını duyduğumda ilk tepkim "ya ne yapacaktın" oldu. Orada olman, Bakan olarak görevin bu değil mi diye sorasım geldi ama AKP iktidarının halka karşı görevi olan bütün hizmetleri yine halka bir lütufmuş gibi sunmaya çalıştığını bildiğim ve yaşadığım için çok da tuhaf karşılamadım açıkçası.
Daha bir kaç hafta önce Milli Eğitim Bakanı da öğretmenlere maaş ödüyoruz dememiş miydi? Patron zihniyetiyle ülke yönetirseniz varacağınız yer eninde sonunda emekçilerin, emeklilerin maaşına göz dikmek oluyor. Ancak şu unutulmasın ki ülkenin geçmiş 50-60 yılında bu insanların emeği vardır. Bu ülke yoktan bir günde var edilmedi. Bizlerin yarattığı her değeri özelleştirme adı altında sermayeye peşkeş çekip satacak, bir şey kalmayınca da yine bizlerin altınımızın teri ile kazandığımız emekli aylıkları üzerinden siyaset yapmak, övünç duymak bir meziyet başarı değildir. Yapılacak, anlatılacak icraat kalmayınca halka bunlar çok mühim bir işmiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Bu bir tükenmişlik göstergesi, başka ne olabilir ki? Bakan bize verdiği maaşla övünüyor, alsın benim maaşımı bir ay geçinsin. Bakalım ay sonunu görebilecek mi?
'Emekli maaşıyla geçinmek mi?'
Türkiye'de asgari ücret 2 bin 324 lira, açlık sınırı ise 2 bin 447 lira. Öte yandan emeklilerin büyük bölümünün maaşı bu iki miktarın da altında. Peki, bakanın övünerek açıkladığı maaşla bir emekli olarak nasıl geçiniyorsunuz?
Emekli maaşı ile geçinmek mi? Hayatınızın en temel ihtiyaçlarından vazgeçerek yaşamak zorunda kalmak, kışın kombi yakamamak, yazın her türlü meyve sebze varken bunlara ulaşamamak, kırmızı eti sadece belli bir miktarda, onu da kıyma olarak yemek geçinmek olarak tarif edilebilir mi? ATM'den maaşı çekiyorsun faturaları, borçları ödüyorsun, 1 saat sonra elinde neredeyse hiçbir şey kalmıyor. Geri kalan 29 gün işte biz böyle yaşıyoruz, yaşamaya çalışıyoruz buna yaşamak, geçinmek denir mi? Geçinemiyoruz!
'Geçinemediğimiz için çalışmak zorunda kalıyoruz'
Türkiye'de emeklilerin binlercesi aynı zamanda çalışmak zorunda kalıyor. Siz de emeklilikten sonra çalışmak zorunda kalanlardan birisiniz. Çalışmak zorunda kalan emekliler hem düşük ücret hem de çok sayıda hak gaspına uğruyor. Siz neler yaşadınız, neler söylersiniz?
Geçinemediğimiz için tabii ki çalışmak zorunda kalıyoruz. İş bulup çalışabilirsek, görece biraz daha koşullarımız düzeliyordu, tabii iş bulup çalışabilirseniz...
Çalışma koşullarımız oldukça kötü. Düşük bir ücret, uzun çalışma saatleri, hiç bir hak, yemek yol olmadan ve iş güvencesinden mahrum çalışıyorsunuz. Yerinize daha fazla sömüreceği genç bir emekçi bulur bulmaz işinize son veriliyor.
'Pandemi sonrası iş bulabilme umudumu yitirdim'
Pandemi süreci sonrası iş bulabilme umudumu da yitirdim. Genç, eğitimli işsiz sayısının bu kadar yüksek olduğu ülkede bizim iş bulabilmemiz artık mümkün değil. Eskiden sigorta yok, yol yok, yemek ücreti yok ve düşük maaşla emekli çalıştırmak patronlar için cazipti. Ancak artık genç emekçiler de bu koşullarda çalıştırıldığı için çalışma hayatından da dışlanan biz emekliler büyük bir maddi ve manevi çöküş yaşıyoruz.
Yandaşlar ‘emekli maaşı’ haberi aparsa:
5 milyondan fazla kişiyi unuttular…