İmamoğlu 3 haftalık kapanma çağrısı yaptı...
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu marttan bu yana İstanbul'da bulaşıcı hastalıktan vefat edenlerin sayısının 10 bin 681 olduğunu söyledi. İmamoğlu 3 haftalık kapanma çağrısı yaptı...
İmamoğlu:
'İstanbul'da Mart'tan beri bulaşıcı
hastalıktan ölenlerin sayısı 10 bin 681'
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı
Ekrem İmamoğlu, Kovid-19 salgını ile ilgili açıklamalarda bulundu.
İmamoğlu salgının başından bu yana İstanbul'da bulaşıcı hastalıklardan
yaşamını yitirenlerin sayısının 10 bin 681 olduğunu belirtti...
Türkiye'de
19 Kasım itibarıyla Kovid-19'dan ölenlerin sayısı 11 bin 943 olarak
açıklanmıştı.
FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat'e konuk olan İBB
Başkanı Ekrem İmamoğlu, koronavirüs salgınına dair açıklamalarda
bulundu. Son tedbir kararlarından bir şey anlamadığını belirten İmamoğlu
acilen 3 haftalık kapanma yapılması gerektiğini söyledi. İmamoğlu,
"Bilim Kurulu 'salgın çok hızlı büyüyor, kapanma şart' dedi. Çıktım
açıkladım. Alınan tedbirlerden bir şey anladınız mı? Ben anlamadım.
Kapanma yapmak zorundayız" dedi
İSTANBUL'UN VEFAT SAYILARINI PAYLAŞTI
Ekrem İmamoğlu İstanbul'daki vefat sayıları ilgili detaylar paylaştı,
daha önce de dikkat çektiği açıklanan vefat sayıları arasındaki
çelişkiye değindi.
İmamoğlu "Bakın bizim verilerimize göre İstanbul'da 17 Kasım'daki toplam
vefat sayısı 410. Aynı gün bulaşıcı hastalıktan vefat sayısı 164. 18
Kasım'da vefat sayısı 424, 167 hastalık sayısı. Dün toplam vefat sayısı
441'e ulaştı. Bulaşıcı hastalıktan 180 kişi öldü" dedi.
İBB Başkanı İmamoğlu, İstanbul'da 19 Kasım itibarıyla salgının başladığı
mart ayından bu yana bulaşıcı hastalıktan vefat eden kişi sayısının 10
bin 681 olduğunu söyledi.
3 HAFTA KAPANMA GEREKLİ
Vaka artışının çok ciddi boyutlara tırmandığını belirten İmamoğlu, şu
sözlerle kapanma kararı alınması çağrısı yaptı:
"Ben feryat ediyorum hep beraber el birliğiyle 3 haftalık kapanma talep
ediyorum. Tam kapanma olmadığı sürece sınırlı tedbirler daha ciddi
sorunlar doğurabilir. Milli bayram ve dini bayramın bir araya geldiği
günlerde günlerce tatil yaptık, işletmelerimizi kapatmaya alışığız.
İnsanlarımızı yaşatacağız, ekonomideki sorunlarımızı hep beraber
aşacağız."
"Sağlık Bakanının bu sayı işine hararetle sarılmasına üzülüyorum. Bunu
yapmasın. Dünkü vefat sayısı İstanbul tarihinin en yüksek vefatı
diyorum. Bizim verilerimizle yarışmayı bıraksın. 3 hafta kapanma yapsın.
Biz minnet duyacağız kendisine."
KANAL İSTANBUL SORUŞTURMASI
Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul'a "kamu kaynaklarını kullanarak devlet
politikasına muhalefer ettiği" iddiasıyla kendisi hakkında soruşturma
başlatılması konusunda ise şunları söyledi:
"Sayın Bakan'a kısa ve öz bir cümle söylemek istiyorum. Makamının adında
şehir ve çevre geçen bir bakanın burada yapılacak kanalın Süveyş ile
Panama ile paralel tutması...
Yani ne diyeyim? Tanımlayacak laf
bulamıyorum. Ben kaç kere davet ettim. Kaç tane panelimiz, briefingimiz,
sunumumuz var, kaç tane davetimiz var kanal ile ilgili. İlgi duyup
geldiler mi, temsilci yolladılar mı? 30'ya yakın bilim insanı
raporlarını kitap haline getirdi, onu yolladım, dönüp 'sayın İmamoğlu ne
düşünüyorsunuz?' dediniz mi sayın Bakan?
Melen ile ilgili, Cumhurbaşkanı rahmetli Demirel, yanına DSİ Genel Müdürü'nü alıyor,
yanına bakanını alıyor, şimdiki cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan'ı
belediye başkanıyken ziyaret ediyor.
Cuma günü bana soruşturma yazısı geldi. Okuduğumda dehşete düştüm. Sayın
Meral Akşener'e duyarlılığı için çok teşekkür ediyorum. Cuma günü ben
bu yazıyı aldıktan sonra benim sayın Akşener'e bir ziyaretim oldu, çok
üzüntülüydüm kendilerine bahsettim.
Dehşet içindeydim. İdare bütünlüğünü
bozucu eylemde bulunduğumu iddia ediyor müfettiş. Tam 1 sayfa, bölücü
devlet otoritesi tanımaz benimle ilgili imada bulunuyor. Hadi oradan sen
kimsin ya? Bölücülük yapan kendisi. Bazıları ortaya çıkıp diyecek ki
bölücülük yok, algı yapıyor falan... Geçin bu işleri.
Kanal İstanbul projesi, bir seçim projesidir. Adı da çılgın proje. Tam 9
yıl sonra tartışmalı bir ÇED raporuyla gündeme geldi. ÇED raporuna ben
dahil on binlerce İstanbullu vatandaş itiraz başvurusu yaptı.
Yüzde 70'i şahsi mülkiyetlere ait arazilerin. Siz burada bir rant
yaratacaksınız. Bu çizgi bölücülüktür. İstanbul'a ihanet olduğunu
düşündüğüm bu projeye karşıyım. Bu bir seçim propagandası, proje değil.
Günün sonunda o kadar kişiselleşmiş ki, yüzde 70'i şahsileşmiş arazi
üzerinde. Benim içim yanıyor.
Kamu kaynağı ile ilgili soruşturma mı istiyorlar? Neredeydiniz? 'Eyy
müfettiş', 'Eyy İçleri Bakanlığı' diye bağırmam mı lazım? Benim
seçimimde rakibim İBB'nin araçlarıyla seçim kampanyası yaparken
neredeydi kamu kaynağı? Acaba onun adı kamu kaymağı mı idi?
Sayın
Cumhurbaşkanı günde 5 miting yaptı İstanbul'da. Bunlar olduğunda kamu
kaynağı neredeydi? Yasal haklarımı bu sürece imza atan kim varsa, sadece
ifade vermekle kalmayıp, yasal haklarımı sonuna kadar kullanacağımı
belirtmek isterim.
Sayın Bakan'a diyorum ki, Murat Kurum'u arayacağım telefonla, önce gelin
şu mülkiyeti konuşalım diyeceğim. Halka hep birlikle hesap verelim diye
kendisinden ricada bulunacağım."