Dink davasında AKP'nin 'akladığı' isimler ve cinayetteki rolleri...
Dink suikasti davası sorumluların sadece bir bölümünün ceza aldığı bir yargılamaya sahne oldu. Dört isim hakkında verilen 'zamanaşımı' ve beraat kararı ise bunun özeti niteliğinde...
İşte Hrant Dink davasında AKP'nin
'akladığı' isimler ve cinayetteki rolleri...
Dönemin iktidar ve Cemaat yöneticileri, bu isimlere bağlı medya, polis müdürleri, valiler, askerler...
Hepsinin haberinin olduğu, hepsinin de payının bulunduğu bir cinayetti Dink cinayeti.
İlk yargılama AKP-Cemaat ortaklığının el birliğiyle yaptığı tasfiye operasyonlarının bir uzantısı olarak sonuçsuz bırakıldı ve gerçek sorumluların yargılanması için tek bir adım dahi atılmadı.
Cinayette birinci dereceden rol oynayan isimler AKP-Cemaat ittifakı tarafından ödüllendirildi, terfi ettirildi.
Ortaklık sona erince "ortada" kalan dava, bu kez ortaklardan sadece birinin üzerine yıkılan bir sonuçla kapatılmaya çalışılıyor.
Davada ceza alan Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer gibi isimlerin yıllardır ortada olan sorumluluğu ancak ortaklık bozulunca gündem edilirken, iktidar bazı isimleri "zamanaşımı" zırhıyla korumaya aldı.
Peki, kim bu korumaya alınan isimler?
Sadece hakkında zamanaşımı kararı verilenlerden üç isim ve beraat kararı verilenlerden bir isim haklarındaki suçlamaları kısaca hatırlatıyoruz...
Engin Dinç neyle suçlanıyordu?
"Bu cinayeti işleyecek kişileri bilmesine rağmen açık ve yakın tehlike altında bulunan Hrant Dink'in yaşam hakkını korumamıştır. Görevi gereği cinayet hazırlığı yapan suç örgütüne operasyon yaptırmayarak, Hrant Dink'i kanundan kaynaklanan koruma yükümlülüğüne aykırı hareket ederek kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçunu ve görevi kötüye kullanma suçlarını işlediği anlaşılmıştır."
Trabzon İstihbarat Şube müdürü olan Engin Dinç, yukarıdaki ifadelerle suçlanıyordu Dink cinayeti kapsamında.
Cinayetin en önemli isimlerinden olan Erhan Tuncel’i "muhbir" yaptığı belirtilen isimdi aynı zamanda.
Dinç, Dink suikastinin yapılacağından haberdar olan ilk isim olmasına rağmen AKP tarafından ödüllendirilerek İstihbarat Daire Başkanlığına getirilmişti.
Muhittin Zenit: Gebermişse gebermiş...
Dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Muhittin Zenit de hakkında 'zamanaşımı' kararı verilen isimler arasında.
Emniyet İstihbarat'ın Daire Başkanı Ergin Dinç olunca onun Özel Kalem Müdürlüğüne Muhittin Zenit atanmıştı.
Zenit'in Dink cinayetinin hemen ardından Erhan Tuncel ile yaptığı görüşme kayıtları fazla söze yer bırakmıyor:
Dink’in öldürülmesinin ardından polis memuru Muhittin Zenit ile polis muhbiri Erhan Tuncel arasındaki telefon görüşmesinde şu ifadeler yer almıştı:
- Zenit: Ne oğlum, direkt kafaya sıkmışlar.
- Tuncel: Öldü mü?
- Zenit: Tabii canım. Tek farklılık, kaçmayacaktı ama bu kaçtı.
- Tuncel: Yakalandı mı peki?
- Zenit: Yok canım.
- Tuncel: Hımmm... Zannetmiyorum abi bunların olduğunu ya.
- Zenit: Valla bilmiyorum.
- Tuncel: Yani şeyden değil de. Bizim yani devlete karşı boynumuz kıldan incedir. Paylaşırız.
- Zenit: Kardeş şimdi konuştuğumuzla o. Birbirinden farklı da.
- Tuncel: Konuştuğumuz farklı da, herkesin hedefinde vardı.
- Zenit: Biliyorum ben. Sen şimdi benle muallaklı konuşuyorsun. Koyayım ...a gebermişse gebermiş. ‘Onu kim gebertti?’ diye sorgulamıyorum. O konuda samimiyetimden şüphe duyuyorsan o ayrı bir şey.
- Tuncel: Yok abi yok kesinlikle. Eğer bizle alakalıysa araştırırım ederim, getirir uygun bir şekilde size de teslim ederim yani.
- Zenit: Ulan oğlum niye getiriyorsun? Getirmenin ne gereği var?
Celalettin Cerrah: Koruma altına alınması gibi bir görevim yok
Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü olan ve kendilerine ulaşan birçok ihbara rağmen hiçbir önlem almayan Celalettin Cerrah hakkındaki suçlamalar da 'zamanaşımı' iddiasıyla düşürüldü.
Dava kapsamında müebbet hapse çarptırılan Ramazan Akyürek, Celalettin Cerrah'ın Trabzon'dan İstanbul'a gönderilen "ses getirecek eylem" yazısının imha edilmesini istediğini söylemiş, suikastten haberi olan Cerrah'ın da önlem almadığını dile getirmişti.
Cerrah ise emniyet müdürü olduğu kentteki suikastten habersizmiş gibi bir savunma yaparak, "Öldürülen Dink’in koruma altına alınması için bir görevim bulunmamaktadır. Öyleyse bu suçu nasıl işlemiş olabilirim? Hrant Dink’e yönelik saldırı planı Trabzon ili içinde planlanmış, şüpheliler takip edilmiş ve gerekli istihbari çalışmalar yapılmıştır. İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü bilgilendirilmiş ve kendisine düşen görevi yerine getirmiştir" demişti.
Beraat kararı verilen Ahmet İlhan Güler'in rolü
Hakkında beraat kararı verilen isim Ahmet İlhan Güler de tüm süreçten bilgisi olan şüpheliler arasındaydı.
Dink ailesinin avukatı, Güler'in rolüne ilişkin şu açıklamaları yapmıştı:
“Celalettin Cerrah ve Ahmet İlhan Güler, Hrant Dink hakkında yaşanan gelişmelerle ilgili bilgi sahibi olmalarının yanı sıra, Hrant Dink’in öldürüleceği bilgisine de sahiptirler. Celalettin Cerrah ile Ahmet İlhan Güler de tutuklanmalılar.
İstanbul Emniyet İstihbaratı’nın başında olan Güler, cinayetle ilgili olarak verdiği ifadede, Dink hakkında açılan Türklüğe hakaret davasıyla ilgili, genel bilgi mahiyetinde haberdar olduğunu söylemişti. Oysa, soruşturma kapsamında, Güler’in Dink hakkında hazırlanan pek çok evrakta imzası olduğu ortaya çıkmıştı.
Cerrah’ın ifadesinde sözünü ettiği, Dink’e yönelik eylemlerin konuşulduğu ‘il asayiş toplantıları’na, Ahmet İlhan Güler de katılmıştı.
17 Şubat 2006 tarihinde, Trabzon’dan Yasin Hayal’in Ermenilere dönük kin beslediği ve Hrant Dink’e yönelik eylem yapmayı planladığına ilişkin yazı da Ahmet İlhan Güler’in başında olduğu İstanbul İstihbarat Daire Başkanlığı’na gönderilmişti.
Dink’i hedef haline getiren en önemli olaylardan birisi, hakkında açılan "Türklüğe hakaret" davasıydı. Dava, Şişli Adliyesi’nde bulunan 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 15 Mayıs, 4 Temmuz ve 12 Aralık 2006 tarihli duruşmalara ilişkin bilgi evraklarının altında, Ahmet İlhan Güler’in imzası var. Güler, duruşmalara kimlerin katıldığı, kapı önünde kimlerin eylem yaptığı, kimlerin konuştuğu gibi bilgilerin hepsini, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’na rapor etti. Bu yöndeki belgeler de dava dosyasına girdi."
Kimler hakkında beraat ve zamanaşımı kararı verildi?
Mahkemenin aldığı kararlardan bazıları şöyle:
Sanık Ercan Gün'e "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla 10 yıl hapis cezası verildi.
Eski emniyet müdürü Celalettin Cerrah hakkındaki suçlamalar "zamanaşımı" gerekçesiyle düşürüldü.
Sabri Uzunoğlu için suçlamalar da "zamanaşımı" gerekçesiyle düşürüldü.
Reşat Altay'a görevi ihmal suçlaması da "zamanaşımı" nedeniyle düşürüldü.
Engin Dinç hakkındaki suçlamalar zamanaşımı nedeniyle düşürüldü.
Muhittin Zenit hakkında da beraat ve zamanaşımı kararı verildi.
Yavuz Karakaya anayasal düzeni ihlal suçlamasıyla müebbet cezası aldı.
Ecevit Emir, Emre Cingöz için beraat kararı verildi.
Şükrü Yıldız hakkında silahlı örgüte üye olmak suçlamasıyla 3 yıl 9 ay hapis kararı verildi. Metin Balta hakkında ise 6 yıl 8 ay hapis kararı verildi.
Ahmet İlhan Güler hakkında beraat kararı verildi.
Muharrem Demirkale hakkında müebbet hapis cezası kararı verildi.
Okan Şimşek ve Veysal Şahin hakkında 28 yıl hapis cezası kararı verildi.
Ali Fuat Yılmazer hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
Ramazan Akyürek hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
Ogün Samast ve Yasin Hayal hakkında "FETÖ üyeliği" iddiasıyla suç duyurusu yapıldı.