"Ekonomi artık dikiş tutmuyor..."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı ekonomi paketine tepki gösteren Akşener, "Ekonomi artık dikiş tutmuyor, Sayın Erdoğan. Gerçeklerden uzak paketlerine, planlarına, milletimiz artık inanmıyor. Bak şimdiden uyarıyorum; damadın da hemen her ay yeni bir paket açıklıyordu, sonunda paket oldu" ifadelerini kullandı...
Akşener grup toplantısında konuştu:
"Ekonomi artık dikiş tutmuyor"
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ekonomi paketi konusunda tepki
gösterdi. Akşener, "Bak şimdiden uyarıyorum; damadın da hemen her ay
yeni bir paket açıklıyordu, sonunda paket oldu" dedi...
Akşener, partisinin Meclis grup toplantısında gündeme ilişkin
açıklamalarda bulundu.
Andımız tartışmalarına değinen Akşener, "Andımızın sözleri ağır
gelenler, elbette andımızı yasaklamak ister. Küçüklerini korumak yerine,
onlara göz dikenler, elbette Andımız okunmasın ister" dedi.
Mısır ile ilişkilere yönelik konuşan Akşener, "Türkiye’nin
Cumhurbaşkanı, Mısır’a niye küstü, şimdi niye barışıyor? 'Hayır mı, şer
mi' elbette bilmek isteriz.
Ve kaybedilen zamanın, tepilen fırsatların,
hesabını kim verecek, elbette öğrenmek isteriz. Bu, milletimizin bize
verdiği sorumluluğun gereğidir" dedi.
Erdoğan'ın açıkladığı ekonomi paketine tepki gösteren Akşener, "Ekonomi
artık dikiş tutmuyor, Sayın Erdoğan. Gerçeklerden uzak paketlerine,
planlarına, milletimiz artık inanmıyor" dedi.
Erdoğan'a çağrıda bulunan Akşener, "Bugüne kadar açıkladığın en iyi ve
en etkili paket, damadını paketlemendi. Dolar anında 1 lira düşmüştü.
Gel, çiftçimize bir kez olsun iyilik yap, bu kez de Tarım Bakanı'nı
paketle" diye konuştu.
Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Bu ülkede, Mustafa Kemallere idam fermanı yazanlar oldu. Bu ülkede,
milletin meclisinin üzerine ordu gönderenler oldu. Bu ülkede, milletine
terörist diyenler oldu. Bu ülkede, Andımızı yasaklayanlar oldu. Aslında
buna çok da şaşırmıyoruz. Çünkü onları anlayabiliyoruz. Andımızın
sözleri ağır gelenler, elbette andımızı yasaklamak ister. Küçüklerini
korumak yerine, onlara göz dikenler, elbette Andımız okunmasın ister.
Oy
hesabı dışında, büyüklerini sayıdan saymanlar, yaş almışına, emeklisine
sahip çıkmayanlar, elbette andımız duyulmasın ister. Yandaşını
milletinden çok sevenler, yükselme ve ileri gitme idealini içine
sindiremeyenler, elbette andımız bilinmesin ister. ‘Büyük Atatürk’
dendiğinde, kaşıntı tutanlar, çalışmak yerine, çalıp, çırpanlar, elbette
andımız hatırlanmasın ister. En önemlisi de, Türk demenin bir ayırma
değil, bir birliktelik arzusu olduğunu görmek istemeyenler, son bağımsız
Türk devletini, uçuruma sürükleyenler, elbette andımızın son cümlesinde
şaşkına döner! Ama o arkadaşlar hiç kusura bakmasın, bizler hala
buradayız.
Türk Devleti hâlâ burada. Cumhuriyet hala burada.
Çünkü bu topraklarda,
milletini ve memleketini özünden çok sevenler, kendilerini ve
koltuklarını, özünden çok sevenlere karşı, her defasında galip
gelmiştir. Her zaman da galip gelecektir!
Andımız, inancımızda, sözümüzde, yaptıklarımızda ve yapacaklarımızdadır!
Andımız, milletimize duyduğumuz sevgide, büyük, güçlü ve zengin bir
Türkiye’ye duyduğumuz özlemdedir! Andımız, kahraman atalarımızın aziz
hatırasında, Atatürk’ümüzün mirasındadır! Andımız, kalplerimizde,
andımız ruhumuzda, andımız irademizdedir. O nedenle, andımıza el
uzatmaya cüret edenlere inat, bir kez daha; Ne Mutlu Türküm Diyene!
"YÖNETEMİYORLAR"
Sayın Erdoğan ve iktidarı, Cumhuriyet’in değerleriyle ve milletimizin
kazanımlarıyla kavga etmekten, bir türlü bıkmadı, bir türlü yorulmadı.
Değerleriyle kavga ettiğiniz bir devleti, hakkıyla ve layıkıyla
yönetemezsiniz. Nitekim, yönetemiyorlar. Çünkü devlet yönetmek ciddiyet
ister. Akıl ister, sağduyu ister, özveri ister. Kendi menfaatini değil,
milletin çıkarlarını gözeten bir irade ister. Hele ki, uluslararası
ilişkilerde, atılacak her adım, ince hesaplar, isabetli kararlar ister. O
nedenle, koca Türkiye Cumhuriyeti’ni, ‘paşa gönlüne göre’ yöneten bir
anlayışın, bırakın isabetli adımlar atması, adım atabilmesi bile mümkün
değildir.
"MISIR'A NİYE KÜSTÜ, ŞİMDİ NİYE BARIŞIYOR?"
Nitekim son günlerde, 2013 yılında diplomatik ilişkilerin kesildiği,
Mısır konusunda, bazı açıklama ve girişimler var. Önce, Milli Savunma
Bakanı ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, ardından da Dışişleri Bakanı,
Mısır’la yeni bir döneme girileceğini söyledi. Geçen cuma da Sayın
Erdoğan, artık gelenek haline getirdiği, ‘Cuma sonrası gıybeti’
seansında konuştu. ‘Türkiye’nin Mısır’la ilişkileri, öyle en üst düzeyde
değil de, şöyle bir ‘tık’ altında sürecek’ dedi…
Fesuphanallah… Şu
devlet insanı ağırlığına bakar mısınız? Şu devlet ciddiyetine bakar
mısınız? Şahsım diplomasisinden, ‘tık’ diplomasisine terfi ettik.
Hayırlı uğurlu olsun.
Bir ‘tık’ altında sürecekmiş… Bir ‘tık’ ne demek Sayın Erdoğan? Sisi’yle
sen görüşmeyeceksin, bir ‘tık’ altında, Sayın Çavuşoğlu mu görüşecek?
Elçilik açmayacaksınız, bir ‘tık’ altında, maslahatgüzar mı
göndereceksiniz? İhracat yapmayacaksınız, bir ‘tık’ altında, ithalat mı
yapacaksınız? Sisi’ye darbeci, diktatör demeyeceksiniz, bir ‘tık’
altında, ‘Cumhurbaşkanı’ mı diyeceksiniz? Rabia yapmayacaksınız, bir
‘tık’ altında, 3 parmak mı göstereceksiniz?
Biz elbette, Türkiye’nin tüm ülkelerle, sağlıklı ve istikrarlı ilişkiler
kurmasını isteriz. Bunu da, Amerika istiyor diye değil, Avrupa ısrar
ediyor diye değil, Türkiye’nin kazanması için isteriz. Ama; Türkiye’yi,
Ortadoğu’da yalnızlaştıran, milyarlarca liralık yatırımı, heba eden bir
politikanın, herkesçe malum olup da, seslendirilmeyen sebeplerle terk
edilmesini, elbette sorgularız. Türkiye’nin Cumhurbaşkanı, Mısır’a niye
küstü, şimdi niye barışıyor? 'Hayır mı, şer mi' elbette bilmek isteriz.
Ve kaybedilen zamanın, tepilen fırsatların, hesabını kim verecek,
elbette öğrenmek isteriz. Bu, milletimizin bize verdiği sorumluluğun
gereğidir. Ama tüm bunlara cevap veremeyip, bir de üstüne ‘Bir tık
aşağısı’ demek, ‘Oylarım düşüyor, dış politikada da zor durumdayım.
Kendimi kurtarmak için, Sisi’yle görüşmem lazım; ama, bunu nasıl
yapacağımı bilmiyorum’ demektir.
EKONOMİ PAKETİ ELEŞTİRİSİ
Hep anlatmaya çalıştığımız gerçek şu; bu iktidar, artık her adımını,
sadece iktidarını korumak için atıyor. Diplomasideki manevraları da,
reform paketleri de, eylem planları da, hep aynı amaca hizmet ediyor.
Bakıyorlar ki, iktidarı korumak için bazı adımlar atmaları lazım, hemen
ortaya yeni bir paket, yeni bir plan sürüyorlar.
Bunun son örneği olarak Sayın Erdoğan, geçen hafta ‘Ekonomide Reform
Paketi’ni’ açıkladı. Beklenenin aksine, açıklama sırasında hem döviz
kuru, hem de faizler arttı. Hatırlarsınız, biz bu durumu daha önce de
görmüştük…
Damat Bakan da, bakanlığı döneminde bol bol paket açıklardı.
Onun da açıkladığı her pakette, döviz kuru ve faizler artardı. Demek ki,
bu durum bir aile geleneğiymiş… Ekonomi artık dikiş tutmuyor, Sayın
Erdoğan. Gerçeklerden uzak paketlerine, planlarına, milletimiz artık
inanmıyor. Bak şimdiden uyarıyorum; damadın da hemen her ay yeni bir
paket açıklıyordu, sonunda paket oldu. Geçmişten ders al, olanlardan
feyz al.
Demokrasi olmazsa, hukuk düzgün işlemezse, Devlette akıl,
liyakat ve şeffaflık olmazsa, tüm ihaleleri yandaşların kaparsa, sen ne
açıklarsan açıkla, tutmaz. Milletinin gerçeklerini reddeden hiçbir
iktidar, sandıktan çıkamaz. Bu kadar basit. Ama illaki ‘Bu kafayla
gideceğim’ diyorsan, o zaman sana, şu meşhur hikayedeki gibi, üç mektup
yazıp çekmecene koymanı tavsiye ederim.
Biliyorsunuz, her hafta bu kürsüden, gıda enflasyonuna, tüketici
enflasyonuna, üretici enflasyonuna dikkat çekiyoruz. Bunlara artık bir
yenisi daha eklendi;’ Eylem planı enflasyonu’. Eylem planı yapmaktan,
eylemin kendisine bir türlü fırsat bulamıyorlar. Üstelik aylarca
üzerinde çalışıp karşımıza çıkardıkları reform paketi de aynı cips
paketleri gibi; yüzde sekseni havayla dolu…
ERDOĞAN'A ÇAĞRI: "TARIM BAKANI'NI PAKETLE"
Bugüne kadar açıkladığın en iyi ve en etkili paket, damadını
paketlemendi. Dolar anında 1 lira düşmüştü. Gel, çiftçimize bir kez
olsun iyilik yap, bu kez de Tarım Bakanı'nı paketle. Fiyatlar uçmuş,
milletin pazara, markete gidecek mecali kalmamış. Gel, Tarım Bakanı’nı
paketle, şu mübarek ramazan öncesi, milletimizi sevindir.
"SAKIN UMUTSUZLUĞA KAPILMAYIN"
Sayın Erdoğan ve arkadaşları, milletin gerçeklerine kulak tıkamaya devam
etsinler, ben buradan, o bereketli topraklardaki vatandaşlarıma
sesleniyorum; sakın umutsuzluğa kapılmayın. Biz geleceğiz ve bu zulme
son vereceğiz. Çiftçimizin sırtına binmiş asalaklara, ‘Yeter, buraya
kadar!’ diyeceğiz. ‘Önce şu borçları bir sil’ diyeceğiz. ‘Öyle fatura
yerine makbuzlarla, korsan iş yapamazsın, faturaları bir çıkar bakalım’
diyeceğiz. Kanal İstanbul çılgınlığını çöpe atıp, o parayla GAP’ı
yağmurlama sistemiyle donatacağız. Toprak ana, 1’e 10 verecek. Çiftçimiz
kazanacak. Çiftçi kazanınca, esnaf kazanacak. Urfa kazanacak, Mardin
kazanacak, Batman kazanacak. Türkiye kazanacak."