Hürriyet'teki etik kavganın bilinmeyenlerini yazdı
"Barış Atay'ı hedef göstermiş, gözaltına alınmasını sağlamıştı."...
Faruk Bildirici
Hürriyet'teki etik kavganın bilinmeyenlerini yazdı:
Ahmet Hakan'ın 'yatak' reklamından dolayı Hürriyet ceza aldı
Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, Hürriyet'te Okur Temsilciliği yaptığı dönemde yaşadığı etik kavgasının bilinmeyenlerini anlattığı "Medyanın ombudsmanı Saray'ın medyası" kitabında Ahmet Hakan'ın köşesinde yaptığı "örtülü yatak" reklamından dolayı Hürriyet'in ceza aldığını yazdı...
Şu an Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olan Ahmet Hakan'ın 16 Kasım 2018’de yayımlanan “Yatak asla sadece yatak değildir” başlıklı yazısıyla ilgili yaşadıklarını yazan Bildirici'nin kitabındaki bölüm şöyle:
"Ahmet Hakan’ın gizli reklam yazılarını o kadar çok yazmıştım ki, Okur Temsilcisi köşesinde bu yatak reklamına geniş yer ayırmak istemedim. Sadece 19 Kasım 2018 tarihli yazımın “Okurdan Kısa Kısa” bölümünde Coşkun Uğurcan adlı okurun eleştirisini yayımladım:
“Ahmet Hakan resmen bir yatak markasının reklamını yapmış. Bu
markayı övmüş de övmüş. O firma açık reklam yapsa bu kadarını
başaramazdı. Yayın İlkeleriniz de buna izin vermiyor
herhalde.”
Ahmet Hakan'ın örgülü reklamından Hürriyet'e ceza
Böyle bir reklam yazısı yazması isteği gazetenin Reklam Servisi’nden mi geldi, kendisi
mi karar verdi bilemiyorum.
Ahmet Hakan’ın köşe yazısına yatak reklamı yerleştirmesi Ticaret
Bakanlığı Reklam Kurulu’na da şikâyet edildi. Kurul da yazıyı
inceledikten sonra “haber verme, bir konuda görüş belirtme, tüketicileri
bilgilendirme amacının dışına çıkıldığı”na hükmetti. Ahmet Hakan’ın,
“İşbir yatak markasını övdüğü,
ürünlerin satın alınmasına teşvik
ettiği ve bu markanın örtülü reklamını yaptığı” sonucuna varan Kurul, 12
Şubat 2019 tarihli kararıyla Hürriyet’e 138 bin 172 lira idari para
cezası verdi.
Ahmet Hakan'ın gizli reklam içeren yazılarından vaz geçmediğini, durumu dönemin genel yayın yönetmeni Sedat Ergin'e de aktardığını anlatan Bildirici, Ergin'in "Evet, bunu yapmaktan vazgeçmiyor ama hiçbir ticari beklentisi olmadığını biliyoruz hiç olmazsa" dediğini yazdı.00:
"Ahmet Hakan, o dönemde başladığı bu reklam kokulu yazılardan hiç vazgeçmedi. Ben birkaç kez daha eleştirdim gizli reklam niteliğindeki yazılarını. Hiç aldırmadı. İşin garibi, bunun doğru olmadığını söyleyen Sedat Ergin ve sonraki genel yayın yönetmenleri de hiç müdahale etmediler Ahmet Hakan’ın reklama dönüşen o yazılarına..."
Kitabı hazırlarken Ahmet Hakan'a kendisiyle ilgili bölümlerini 'itiraz ve katkı' amaçlı gönderdiğini de belirten Bildirici, Hakan'dan herhangi bir yanıt alamadığını da yazdı.
Ahmet Hakan'la tiyatro sanatçısı ve TKP Milletvekili Barış Atay'ın bir tweet'i nedeniyle de karşı karşıya geldiklerini yazan Bildirici'nin o bölümle ilgili aktardıkları şöyle:
"Barış Atay'ı hedef göstermiş, gözaltına alınmasını sağlamıştı"
"Bir kez de tiyatro sanatçısı Barış Atay ile ilgili yazısı nedeniyle karşı karşıya gelecektik Ahmet Hakan ile... Barış Atay, Twitter’da paylaşımda bulunmuştu:
“O gün geldiğinde hepiniz ağlayarak özür dileyeceksiniz... Affedeni,
acıyanı, yargılamaktan vazgeçeni unutmayacağız. Yok öyle hepimiz
kardeşiz falan... Yok öyle kavga istemiyoruz falan...
Her şey yeni
başlıyor. Yaptıklarınızın hesabını vereceksiniz.” Ahmet Hakan, 15 Mayıs
2018’de “Lütfen bu adama haddini bildiriniz” başlıklı bir yazı kaleme
aldı. Meral Akşener ve Muharrem İnce’ye sesleniyordu:
“Bu adam... Rövanş peşinde koşanların, kavga isteyenlerin, huzursuzluk ve kargaşa rüyaları görenlerin bir temsilcisi! Adamın şahıs olarak hiçbir önemi tabii ki yok. Ama onun şahsında bu ilkel zihniyete haddini bildirmek şart!”
Ertesi gün de polis, Barış Atay’ı gözaltına aldı. Bunun üzerine Ahmet Hakan, “Polisin, kendisini tetikçi durumuna düşürdüğünü” belirterek, Atay’ın gözaltına alınmasına karşı çıktı. Aslında “Bu adama haddini bildirin” yazısının sonucunun bu olacağını biliyor olmalıydı. Hedef göstermiş, polis de gereğini yapmıştı.
21 Mayıs 2018 tarihli Okur Temsilcisi köşesinde Ahmet Hakan’ın “Lütfen bu adama haddini bildiriniz” çağrısını eleştirdim:
“Bir yazar, elbette eleştirebilir ama kimsenin düşüncesini dile getirmesine set çekmeye çalışamaz, sırf düşüncesini açıkladığı için uslandırılmasını, cezalandırılmasını isteyemez. Zira bir kişiyi yargılamak, hüküm bildirmek gazeteciye düşmez.”
Anladığım kadarıyla Ahmet Hakan sinirlenmişti bu eleştirime. Özetle şöyle bir yanıt verdi köşesinden:
“AK
Partili bir trol, tweet atsaydı. Deseydi ki: ‘- 24 Haziran’da AK Parti
yeniden büyük bir zafer kazanacak. - O zafer günü geldiğinde affedeni,
acıyanı, yargılamaktan vazgeçeni de unutmayacağız!’
"Nafile bir çabaydı..."
‘Ey Tayyip Erdoğan! Ey Binali Yıldırım! Bu adam hem size hem
Türkiye’ye zarar veriyor. Bu adama haddini bildirin. ‘Kavga yok’ diyerek
bildirin. Çok merak ediyorum. Böyle bir durumda...
Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici...
‘Ahmet
Hakan’ın yaptığı çok yanlış bir gazetecilik... AK Partili trol
kardeşimizin yazdıklarında hiçbir sorun yok. Ayrıca gazetecinin işi
siyasilere çağrıda bulunmak değildir’ diye yazar mıydı?”
Barış Atay, yargıda hesap sormaktan söz ediyordu. Şiddet yanlısı olmayan görüşünü paylaşmasından dolayı hedef göstermiş, gözaltına alınmasını sağlamış, sonra da “AK Parti’li troller”den söz ederek meseleyi ikili tartışmaya çekiyordu. Beni eleştiren yazısının gazetede yayımlandığı gün kısa bir e-posta gönderdim kendisine:
“17 Mayıs 2018’de, Barış Atay ile ilgili ikinci yazınızda polisin
sizi ‘Tetikçi durumuna düşürdüğünü’ kendiniz yazmıştınız. Siz olay bu
noktaya gelince hatanızı kabul edip bir özür dileyerek
konuyu
kapatabilecekken savunmaya devam ettiniz. Sizi eleştiren beni de hedef
aldınız, suçladınız, birilerine şikâyet etmeyi yeğlediniz.”
Yazdıklarını bir kez daha düşünmeye davet ettim... Elbette nafile bir çabaydı..."
TIKLAYIN:
"Medyanın ombudsmanı Saray'ın medyası";
Faruk Bildirici, Hürriyet'teki etik
kavgasının perde arkasını yazdı