Tayyip'e ÇOK FENA yüklendi!

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Erdoğan'ın Kanal İstanbul çıkışına yanıt verdi, Bu nasıl bir utanmazlık, bu nasıl bir vicdansızlıktır. Hatta açık açık ilan edeyim; Bu nasıl bir işbirlikçiliktir' dedi...

Akşener'den Erdoğan'a: 'İşbirlikçi, vicdansız, şuursuz...'

 İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu...

Akşener’in açıklamalarından başlıklar şu şekilde: 

'Yazıklar olsun'

Sözlerimin başında, “Elmalı Davası” adı verilen, hukuk rezaletinden bahsetmek istiyorum. 6 ve 9 yaşlarında, iki küçük yavrumuzun yaşadığı, korkunç olayları biliyorsunuz. Sanıklar, adli tıp raporlarına rağmen, aylar önce tahliye edilmişler. Tutuklu yargılamayı olağanlaştıranlar, konu iki küçük çocuğumuza, vicdansızca yapılan cinsel istismar olunca, tutuksuz yargılamayı tercih etmişler.

Bu insanlıktan yoksun kararda pay sahibi olan herkesi, Allah’a havale ediyorum. Yazıklar olsun. Hukuka ve adalete olan güvenimizin, pamuk ipliğine bağlı hale getirildiği bir dönemde, bu korkunç suçun faillerinin, aramızda geziyor olması, kabul edilemez. 

'Verilen bu fantastik karar, yargı üzerindeki vesayetin apaçık ispatıdır'

Danıştay, göz göre göre, Sayın Erdoğan’ın, meclisimiz “uygundur” demeden, onaylayamayacağı bir anlaşmayı, tek başına ortadan kaldırmasına, cevaz vermiş oldu. Sözüm ona, Türk Milleti adına verdiği bu kararla da, Millet iradesinin tek temsilcisi olan, Büyük Millet Meclisimizi, yani aslında, bizzat milletimizi, devre dışı bıraktı. Verilen bu fantastik karar, yargı üzerindeki vesayetin apaçık ispatıdır. Sayın Erdoğan; gittiğin bu yol, yol değil. Yargıda açtığın bu gedikler, yol verdiğin bu adaletsizlikler, hem toplum vicdanını, hem milletimizin devletine olan güvenini yaralıyor. Giderayak, sırf senin gönlün olacak diye, Türk Devleti’ne zarar vermeye hakkın yok. Yazıktır, günahtır. buradan, Türkiye’nin dört bir yanında, çetin bir mücadele veren kadınlara seslenmek istiyorum: Ne hukuk taklaları, ne de oldu bittiler bizi yıldıramaz.

Kadınların mücadelesi, benim mücadelemdir. Kadınların mücadelesi, İYİ Parti’nin mücadelesidir. Bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. Sonuna kadar, “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” demeye, devam edeceğiz. 

'Şuursuzluğa bakar mısınız?'

Sayın Erdoğan, Kanal İstanbul’a karşı durduğumuz için, bu yanlışa ortak olmayı düşünenleri, uyardığımız, ve “iktidara gelince, size tek kuruş ödemeyeceğiz.” dediğimiz için, çok sinirlendi, ve dedi ki; “Boş konuşuyorlar. Uluslararası tahkim yoluyla o parayı, sizden söke söke alırlar.”

Şuursuzluğa bakar mısınız? Beşli çetenin ve yabancı şirketlerin avukatlığına soyunan, şu sorumsuzluğa bakar mısınız? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı çıkıyor, ve milletin gözünün içine baka baka, “O paraları sizden söke söke alırlar.” diyor. 

'Bu nasıl bir işbirlikçiliktir? Yazıklar olsun'

Sizden dediği kim? Milletin ta kendisi. İbretlik gerçekten. Dahası var. Sayın Erdoğan’dan sinyali alan küçük ortak hiç durur mu? Elbette durmaz. Nitekim yine durmadı, ve dünkü grup konuşmasında, hiç utanmadan, Türk Milleti'nin parasına çökecek firmaları, “Hukuki güvence altına alalım." dedi. Bu nasıl iştir arkadaş. Bu nasıl bir utanmazlık, bu nasıl bir vicdansızlıktır.

Hatta açık açık ilan edeyim; Bu nasıl bir işbirlikçiliktir? Yazıklar olsun. 

'100 yıl önce de, işgalcilerin avukatlığını yapmaya kalkan, işbirlikçiler vardı'

Sayın Erdoğan; tarafını seç. Milletinin yanında mısın, yoksa 5’li çetenin arkasında mı duracaksın? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı mısın, yoksa yabancı şirketlerin avukatı mı olacaksın? Milletin adamı mısın, yoksa lobilerin adamı mı olacaksın?

100 yıl önce de, işgalcilerin avukatlığını yapmaya kalkan, işbirlikçiler vardı. Sonra ne oldu? İşgalciyle birlikte, geldikleri gibi gittiler. Tarihten ders al. Oturduğun makamın getirdiği sorumluluğun artık farkına var. Adeta bir sömürge valisi ağzıyla, abuk sabuk konuşarak, sana bütün makamları veren bu aziz millete, apaçık ihanet ediyorsun. 

'Projeden doğan, şahsi borcunu, eğer paran varsa, bizzat sen ödeyeceksin'

Ez cümle, Sayın Erdoğan; hiç heveslenme, bu parayı milletimiz ödemeyecek. “Tiksindirici Borç Doktrini’ne” göre, milletimize inat olarak yaptığını, bizzat kendin itiraf ettiğin, bu projeden doğan, şahsi borcunu, eğer paran varsa, bizzat sen ödeyeceksin.

Yani, şayet birisi, bir parayı söke söke alacaksa, hiç kusura bakma, senden alacak. Nitekim, şimdiye kadar, söke söke verdiğin, kapitülasyon tadındaki nice tavize bakınca, şimdiden para biriktirmeye başlasan iyi edersin.

Bu vesileyle, buradan sizlerin aracılığıyla, Kanal İstanbul için avuç ovuşturan, projeye dahil olmak isteyen, yerli ve yabancı bütün finans kuruluşlarını ve müteahhitlik firmalarını, bir kez daha uyarıyorum. Bütün bu veriler ışığında, bu “tiksindirici borcu”, milletimizden değil, bizzat, Recep Tayyip Erdoğan’dan isteyeceksiniz.

Paranızı, onun şahsi hırslarına veriyorsunuz, geriye de, bir zahmet, kendisinden alacaksınız. Geçmişte, Ekvador ve Haiti’de yaşanan benzer süreçlerin, nasıl sonuçlandığını incelemenizde, büyük fayda görüyorum. Sonra siz üzülürsünüz. Uyarmadı demeyin.

➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..