Tayyip'e sert çıktı: "Cumhurbaşkanı mısın, tahsilat mafyası mı?.."
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “O parayı sizden söke söke alırlar” diyen Erdoğan’a tepki gösterdi
Erkan Baş'tan Erdoğan'a 'söke söke' yanıtı:
"Cumhurbaşkanı mısın, tahsilat mafyası mı?"
Meclis’te düzenlediği basın toplantısında
Türkiye gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan TİP Genel Başkanı
Erkan Baş, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın iktidara geldiklerinde Kanal İstanbul projesine yatırım yapan
şirketlere ve kredi veren bankalara alacaklarını ödemeyeceklerini
açıklayan muhalefete yönelik “O parayı tahkime gider sizden söke söke
alırlar” sözlerine tepki gösterdi...
Baş, “Bu konuşan bir cumhurbaşkanı mı
bir tahsilat mafyası mı, ülkenin menfaatini korumakla yükümlü birisi mi
yoksa bir sömürge valisi mi?” dedi.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan
Baş, TBMM’de haftalık basın toplantısı düzenledi. Baş, konuşmasında
Türkiye gündemine ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Basın toplantısının başında bu yıl da yasaklanarak hedef gösterilen 19.
İstanbul Onur Yürüyüşü'nde LGBTİ+’lara ve yürüyüşe katılan yurttaşlara
yönelik sert müdahaleye ilişkin konuşan Baş, “Bu polis şiddetinin önemli
karelerinden bir tanesi bir emniyet görevlisinin ‘Ağzını açanı alırım’
sözleriyle kamuoyuna yansıdı. ‘Artık bunlar sıkça karşılaştığımız
görüntüler ve alışmak gerekir’ denildiğini maalesef duyuyoruz. Tam da bu
nedenle açık ve net olarak ‘Hayır, biz bu görüntülere alışmayacağız’
diyerek bu haftaki basın toplantımıza başlamış olalım.
Adalet ve
Kalkınma Partisi, halkı korkutmak, sokağa çıkan, sesini çıkartmak
isteyen, bu iktidara teslim olmayan tüm toplumsal kesimleri baskı altına
almak, sindirmek ve korkutmak için Türkiye’yi bir polis devletine
dönüştürmek istiyoruz” dedi.
“Saray, iktidarı kaybetme tehlikesi gördükçe şiddete başvuruyor”
Baş, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Anlaşıldı ki Saray, iktidarı kaybetme tehlikesini hissettikçe
toplumun direngen kesimlerine yoğun bir şiddet uygulama pratiğini hayata
geçiriyor. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinde bunu gördük. Ülkenin an
itibarıyla en büyük muhalefet gücü olan kadınların neredeyse her
eyleminde benzer polis şiddetiyle karşı karşıyayız. Derelerine, dağına,
taşına, toprağına sahip çıkan köylülerin üzerine gaz sıkıldığı
hafızalarımızda. Türkiye’nin neresinde hakkı için, emeği için direnen
işçiler varsa bunların karşısına polisin ve jandarmanın dikildiği
sayısız örneği biliyoruz”
Baş, “Eşit yurttaşlık mücadelesinde LGBTİ+’larla yan yana duracağımızı
bir kez daha ifade ediyoruz “ dedi.
“İktidar gazetecileri susturmak istiyor”
Erkan Baş, AFP Foto Muhabiri Bülent Kılıç’ın İstanbul Taksim'de
düzenlenen 19. Onur Yürüyüşü’nü takip ederken polis tarafından boğazına
bastırılarak gözaltına alındığını hatırlatırken, “Tam anlamıyla cinayete
teşebbüstür bu. Gözü dönmüşlüktür” dedi.
TİP Genel Başkanı şu ifadeleri kullandı:
“Görevi toplumsal olayları takip etmek olan bir gazeteciyi, Foto
Muhabiri Bülent Kılıç’ı, tıpkı Amerikalı George Floyd cinayetinde olduğu
gibi, polislerin yere yatırıp ters kelepçe yaparken boğazına bastırarak
nefessiz bırakmaya çalıştığını gördük. Basının üzerinde kurulmak
istenen baskının, sansürün yansımasıdır. Bu iktidar işçilerin,
işsizlerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin, ezilenlerin,
sömürülenlerin sesini çıkarmasını istemiyor, seslerini çıkarmaya
çalışanların sesinin duyulmasını istemiyor. Bunun için halkın gerçekleri
öğrenme hakkını engellemek, gazetecileri de susturmak istiyor”
“Bu memleketin onurlu basın emekçileri var”
Baş, “Zannediyorlar ki baskıyla, şiddetle bütün gazetecileri yola
getirebilecekler, kendi yandaş basın organlarında yer alanlar gibi
iktidarın maşası olacaklar, mafyaya kuryelik, kirli ilişkilerine
arabuluculuk edecekler, gerçekleri manipüle edip yalan söyleyecekler. Bu
memleketin onurlu basın emekçileri var, meslek etiğine sıkı sıkıya
bağlı gazetecileri var. Siz basının nefesini böyle kesemezsiniz” diye
konuştu.
“İktidarın ikiyüzlülüğü apaçık ortada”
ABD’de George Floyd öldürüldüğünde, onun ‘nefes alamıyorum’ çığlığının
tüm dünyayı ayağa kaldırdığında, iktidar mensuplarının da ‘duyarlılık
yarışı’ndan geri kalmamak için sözde üzüntülerini dile getirdiklerini
söyleyen Baş, “Bu kadar duyarlıysanız, söylediklerinizde dürüstseniz,
polis şiddetine bu kadar karşıysanız hadi hemen açığa alın o polis
memurlarını. Görevi kötüye kullanmaktan, şiddet uygulamaktan haklarında
dava açın. Onlara ‘ağzını açanı alın’ diye emir veren, evinin
balkonundan ‘içeride çocuk uyuyor’ diye seslenen babayı evinden yaka
paça gözaltına aldıran amirler hakkında soruşturma başlatın. Hadi yapın
da görelim duyarlılığınızı” dedi.
“Danıştay daha neyi bekliyor?”
Erkan Baş basın toplantısının devamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın kararıyla Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine
sayılı gün kaldığını hatırlatırken, Cumhurbaşkanlığının TİP’in açtığı
davaya verdiği cevaba ilişkin de konuştu.
Danıştay’ın verdiği yanıtta “Bu mesele Türkiye İşçi Partisi’ni
ilgilendirmez. Siyasi parti bir şahıs değildir, kendisi sözleşmenin
kaldırılmasından etkilenmez” dediğini aktaran Erkan Baş, “Kimse bizden
kadınlar öldürülür, işçiler sömürülür, doğa katledilirken sessiz
kalmamızı beklemesin” dedi.
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararının yürürlüğe gireceği 1 Temmuz’a
sadece iki gün kaldığını hatırlatan TİP lideri, “İki gün sonra
kadınların yaşam güvencesi olan sözleşme artık geçerli olmayacak.
Danıştay yürütmeyi durdurmak için daha neyi bekliyor? Kadınların canına
mal olacak bu kararı geri döndürmemek için daha neyi bekliyor?
Bu
Danıştay üyeleri yürütmeyi durdurmadıkları takdirde bundan sonra şiddete
uğrayacak, öldürülecek her kadından sorumlu olacaklarını bilmiyorlar
mı? Bunun yüküyle yaşayabileceklerini mi sanıyorlar? Saray’ın
tepesindeki o tek adama mı güveniyorlar? O tek adam devrilecek. Onu
koltuğundan indireceğiz. O gün geldiğinde sizlere de hesap sorulmayacak
mı zannediyorsunuz?” diye konuştu.
“Bu konuşan tahsilat mafyası mı?”
Erkan Baş konuşmasında ayrıca Erdoğan’ın Kanal İstanbul Projesi ilişkin
muhalefete “O parayı sizden söke söke alırlar” diyerek seslenmesine de
değinerek, “Bu konuşan bir cumhurbaşkanı mı bir tahsilat mafyası mı,
ülkenin menfaatini korumakla yükümlü birisi mi yoksa bir sömürge valisi
mi?” dedi.
“Halkın, doğanın yararına olmayan hiçbir iş için beş kuruş para
ödemeyeceğiz” diyen Baş, “Bugüne kadar bu projelerin peşkeş çekildiği
şirketlere el koyacağız, halka ait olan her şeyin üzerine çökenlerden de
hesap soracağız” şeklinde konuştu.
“En emekçi düşmanı, en yoksul düşmanı, en halk düşmanı iktidar”
Saray Rejimi ülke kaynaklarını talan etmeye ve emekçinin emeğine göz
dikmeye devam ediyor. Bugünlerde Makine Kimya Endüstrisi'nin
şirketleştirilmesi ve nihayetinde özelleştirilmesi taslağı meclis
gündeminde” diyen Baş, “Bu iktidar bugün kadar gelmiş en emekçi düşmanı,
en yoksul düşmanı, en halk düşmanı iktidardır” ifadelerini kullandı.