Uzmanlar yanıtladı
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın henüz ilk doz aşısını olmamış 22 milyonu aşkın kişi olduğunu söylemesinin ardından akıllara, "Bu kişiler neden aşı olmak istemiyor" sorusu geldi. 3’ü Bilim Kurulu üyesi 4 profesör bu soruyu yanıtladı...
Uzmanlar yanıtladı: 22 milyon neden aşı olmuyor?
Pandemiyle mücadelede en büyük zorluk aşı
karşıtlığı. Bu durum aşılama hızının düşmesine ve dolayısıyla salgının
daha da uzamasına neden oluyor...
Türkiye'de hala 22.2 milyon kişi
aşısını olmadı.
Hürriyet gazetesinden Meltem Özgenç, bilim insanları Prof. Dr. Sema
Kultufan Turan, Prof. Dr. Necmettin Ünal, Prof. Dr. Levent Akın ve Prof.
Dr. Tevfik Özlü'ye 22 milyon insanın neden aşı olmadığını sordu.
"AŞI KARŞITLARINA İNANIYORLAR"
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sema Kultufan Turan: Ülkede aşı karşıtı
olan pek çok insan var. Bilimsel bir dayanakları yok ama konuşup toplumu
sıkıntıya sokuyor ve şüpheye düşürüyorlar. Aşı ile korunmanın çok
önemli olduğunu yoğun bakım ihtiyacının azalmasından anlayabiliyoruz.
Ancak kişisel önlemleri bırakırsak, bu pandemi sürecinden kurtulmamız
mümkün olmayacak.
"RANT İÇİN KAFA KARIŞTIRIYORLAR"
Ankara Üniversitesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim
üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal: Bu konuyu iki ayrı başlıkta incelemek
lazım. Aşı karşıtlığının propagandasını yapanlar ve aşı karşıtı olmayan
ama bunlardan etkilenip kafası karışıp kararsız olanlar. Aşı karşıtı
olanlar ‘Covid-19 diye bir hastalık yok’ diyorlar.
‘RNA virüsüne karşı
aşı olamaz’ tezini savunuyorlar. Aşının etkisiz olduğunu söylüyorlar.
‘Aşının çok fazla komplikasyonu var’ diyorlar. Bu insanların sayısı az
ama bu az sayıdaki kişiler içinde maalesef doktorlar da var.İlk önce
burayı çözümlememiz gerekiyor. Bu 100-150 kadar kişi niye aşı karşıtı
kampanyalar yapıyorlar? 23 milyon bunlardan niye etkileniyor? Bu işi
çözmek istiyorsak öncelikle gayrı bilimsel, gayrı kanuni, gayrı ahlaki
halk sağlığına zarar verenlerin, bundan ne çıkarları olduğunu net olarak
ortaya koymak lazım. Çoğu rant, popülaritesini arttırmak, müşteri
profilini genişletmek ya da ilaç dışı maddelerin pazarlanmasını yapmak
için aşı karşıtlığı yapıyor. Bunlar kendi rantları için halkın kafasını
karıştırıyorlar.
"KOMPLO TEORİLERİ CAZİP GELİYOR"
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Akın: Bu kişiler komplo teorilerinin
etkisi altında kalıyorlar. Yok aşı kısırlık yapıyor, çip takıyorlar,
yabancı ajanlar devrede, aşı olanların beyninde hasar oluyor, kalp
hastalığına neden oluyor gibi say say bitmeyen bilimsellikten uzak
tevatürlere inanmak istiyorlar. Bu hastalıkla mücadele etmenin en önemli
yolu aşı olmak. Sıkıntılı günlere dönmemek için maske, mesafe, hijyen
ve aşı kurallarını uygulamalıyız. Uygulamalıyız ki virüs bulaşacak yer
bulamasın ve kaybolsun. Ancak vaka sayıları hızla artıyor. Bu da
tedbirlerin yeterince uygulanmadığını gösteriyor. Kurban bayramının
etkisini de henüz görmedik.
"‘GENCİM, COVID’İ YENERİM’ DİYEN VAR"
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü: Aşı olmak istemeyenleri iki
kategoride ele almak lazım. Bunların bir kısmı aşı karşıtlığı denilen
bir kategori. Burada bir güvensizlik söz konusu. Aşı ile zarar
görebileceklerini düşünüyorlar. Kanıta, bilgiye dayanmaksızın komplo
teorilerine dayanıyorlar. Bu bizde çok fazla değil.Türkiye’de diğer
aşılara bakacak olursak aşılanma oranı çok yüksek. COVID-19 aşısının
düşük oranda olmasının nedeni tereddütlerin olması.
Örneğin hangi aşıyı
olsam, Türk aşısı çıkınca onu mu olsam, alerjim var dokunur mu, gibi
sorular var insanların kafasında. Bu da bazı kişilerin aşıya mesafeli
olmasına neden oluyor. Bu tereddütlerin artık ortadan kalkması lazım.
Çünkü dünya nüfusunun yüzde 30’u aşılanmış durumda.Burada yapılması
gereken bilgilendirme ve aşının etkinliği ile ilgili verilerin
paylaşılması.
Bir başka grup da kendilerini güvende hissedenler. ‘Ben topluma
karışmıyorum, bana bir şey olmaz ya da gencim hasta olsam da
yenebilirim’ diye düşünenler var. İhmalkar olanlar da bulunuyor. Aşı
olmak istiyor ama fırsat bulup bir türlü aşılamaya gitmeyenler var.
İkinci doz aşısını olmayanların bu kişilerden oluştuğunu düşünüyorum.
Eğitim ve sosyal durum da etkili tabii ki. Hala dünyanın düz olduğuna
inanan bir kesim var sonuçta. Her bir kategoriye yaklaşım farklı olmalı.