"Barajın düşürülmesi düşük puanlı imam hatipliler için"
Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Rıfat Okçabol ile milli eğitim bakanlığında olan değişiklikler ve YKS puanlarının düşürülmesine ilişkin konuştuk...Prof. Rıfat Okçabol: 'Barajın düşürülmesi düşük puanlı imam hatipliler için'
Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Rıfat Okçabol ile milli eğitim bakanlığında olan değişiklikler ve YKS puanlarının düşürülmesine ilişkin konuştuk...
Kamuoyunda bir süredir istifası beklenen Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "görevden affını" istemişti. AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasıyla yayımlanan kararda, Ziya Selçuk’un ‘‘af talebi’’ kabul edilerek yerine ‘‘çift maaşlı’’ Maarif Vakfı yöneticisi Mahmut Özer atanmıştı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise, Twitter üzerinden yaptığı açıklamalarda üniversite sınavının kaldırılması gerektiğini söylemişti. Bahçeli’nin söylemlerinin ardından YÖK sınav puanlarının düşürülmesi için çalışma başlatmıştı. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya hesabından ‘‘gençlere müjde’’ diyerek YKS sınav puanlarının düşürüldüğünü açıklamıştı.
‘Bakan değişikliği liberalleri memnun etmek için’
Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Rıfat Okçabol ile milli eğitim bakanlığında olan değişiklikler ve YKS puanlarının düşürülmesine ilişkin konuştuk. Akçabol, yeni gelen milli eğitim bakanının bir şeyleri değiştirmeyeceğini görev değişikliklerinin oyalama olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
"AKP’nin eğitim döneminin faturasının Ziya Selçuk’a kesildiği söyleniyor. Bence, yandaş medya bu denli güçlü olduğu sürece, AKP döneminin faturası hiçbir zaman birilerine kesilmeyecektir. Yandaş medya, bakanların her yaptığını göklere çıkarıyor ve bakanlıktan ayrılınca da yeni gelene, bir şeyleri kurtaracakmış gibi sahip çıkıyor. Yeni gelen bakana AKP’liler dışında liberallerden de sahip çıkan oluyor. Anımsarsanız Ziya Selçuk bakan olduğunda onu göklere çıkaran liberaller olmuştu. Yeni bakana sahip çıkan liberallerin olması, bakan değişikliğinin bu tür liberalleri memnun etmek-oyalamak için yapıldığını akla getiriyor.
Eğitim bakanları 19 yıldır AKP’nin beklentileri doğrultusunda icraatta bulunmuşlardır. Bakanların yaptığı tüm değişiklikler, eğitim sisteminin piyasalaşıp gericileşmesi yönünde olmuştur. Bakan değişikliği de, genelde bakan piyasalaşma ve gericileşme konusunda tıkanınca gerçekleşmiştir.
Hem AKP’nin genel anlayışı ve hem de yeni bakanın kişiliği düşünüldüğünde, bakan değişikliğinin, sistemi biraz daha piyasalaştırıp gericileştireceğiğini söylemek yanlış olmamaktadır.
'Saraç tıkanmıştır'
Bakan değişikliği ile ilgili yorumların YÖK başkanı değişikliğinde de geçerlidir. Görevi uzatılmayan YÖK başkanı A. Yekta Saraç, 2014’de YÖK başkanı olmadan YÖK üyesi olarak AKP’ye hizmet etmeye başlamış bir kişidir. Ayrıca AKP ile tarikat kardeşliğine de sahiptir. Üstelik YÖK’e ‘Yeni YÖK’ deyip bu kurumu AKP liderinin tüm isteklerini yerine getiren bir kuruma dönüştürmüş bir kişidir. Bu Saraç’ın görevinin uzatılmaması da iki olasılığı akla getirmektedir. Ya Saraç piyasalaşma ve gericileşme konusunda yeni bir şey üretemeyecek noktaya gelmiştir ve/ya da Saraç AKP liderini kızdıracak bir şey yapmıştır. Bu bağlamda YÖK’ün Boğaziçi’ne atanan kayyım rektör Melih Bulu’nun intihal yapması nedeniyle görevden alınması için Cumhurbaşkanına yazı yazdığı söylentisi bu düşünceyi güçlendirmektedir. Hepsi AKP’li olan YÖK üyelerinden birinin YÖK başkanı yapılmamış olması da bu düşünceyi daha da güçlendirmektedir.
YÖK başkanının değişmesiyle, üniversitelerin daha da piyasalaşıp gericileşmesi dışında bir şey değişmeyecek. YÖK, RTÜK ve TRT gibi iktidarın emrinde olan bir kurum olmaya devam edecektir. Bahçeli’nin isteği üzerine, YKS ile ilişkili baraj puanlarının belki de YÖK üyelerinin tamamının görüşünü almadan düşürülmesi, YÖK’ün anayasal özerk bir kurum olmaktan çıkıp AKP’nin yan kuruluşu haline getirildiğini ve bu doğrultuda işlev göreceğinin kanıtıdır.
'Baraj puanlarının düşürülmesi yoksullar için değil'
Bahçelinin YKS puanlarının düşürülmesine ilişkin isteği, cumhur ittifakının piyasacı ve gerici niteliği ile keyfiliğinin bir sonucudur. Baraj puanının düşürülmesi yoksula değil, vakıf üniversitelerine girme şansı artacak olan düşük puanlı imam hatiplerle varsılların işine yarayabilecek siyasal bir karardır. Akademik hiçbir değeri olmayan bir yaklaşımdır. YÖK’ün her istediklerini yapacak bir kurum
olduğunun bilincinde olduklarını gösteren bir istektir.
İstanbul’a kanal açılması, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, Sedat Peker’in açıklamaları doğrultusunda hiçbir adım atılmaması ve orman yangınları, fanatik AKP’lilere bile AKP’nin toplum yararını düşünmediğini göstermiştir. Pandemi konusunda da böyle olmuştur. Pandemi sürecinde EBA için gerekli donanım da hazırlanmamıştır, okullar da hazırlanmamıştır. Uzaktan öğretim, bakanlığın ve YÖK’ün benimsediği bir yol olmuştur. Her yerde ve her zaman olduğu gibi pandemi sürecinde de yoksul kaybetmiştir.
AKP’nin gerici eğitimi sisteminin kimseye yararı yoktur'
Ne yazık ki pandemi sorunu yine artma eğilimine girmiştir. Okullar yüz yüze eğitime hazır değildir. Allah bilir öğrenciler ve hatta öğretmenler içinde bile aşı olmayan çalışanlar vardır. Çözüm, gerekli önlemleri alarak, tüm ilgilileri aşılayarak, temizliğe ve mesafeye dikkat ederek, okul-ev geliş gidişine güvence altına alarak yüz yüze eğitim geçmektir. Esasında AKP’nin gerici eğitim sisteminin kimseye yararı yoktur. Kalıcı ve geçerli çözüm laikliğe, bilimselliğe ve öğrencinin özgürleşmesine önem veren bir eğitim sisteminin uygulanmasıdır."
'Sınav sonuçları tartışılırken
AKP barajın altında kaldı...'