Yıllık ortalamanın yaklaşık 9 KATI ALAN KÜL OLDU!
Ocak-5 Ağustos yanan alan ortalaması (2008-2020 dönemi) 17 bin 578 hektar iken bu yıl aynı dönemde 157 bin 482 hektar alan yandı. Buna göre son yangınlarla bu yıl yanan alan büyüklüğü ortalamanın 8,9 katına çıktı.
Türkiye’de yıllık ortalamanın
yaklaşık 9 katı alan kül oldu!
Akdeniz coğrafyasında ve Türkiye'de önceki
yıllara oranla çok daha sert bir yangın dönemi geçirilirken, son
yangınlarla Türkiye'de bu yıl yanan alan büyüklüğü ortalamanın yaklaşık 9
katına çıktı...
Son günlerde çok sayıda yangınla mücadele eden Türkiye'de bu sabah
itibarıyla 208 yangından 196'sı kontrol altına alındı. 5 ildeki 12
yangına müdahale ise sürüyor.AA’nın aktardığına göre, İstanbul
Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi'nde yapılan çalışmaya göre,
orman yangınları tüm Akdeniz havzası için çok ciddi bir tehdit haline
gelirken, büyük yangınlar hayatın bir parçası olmaya başladı.
2017'de
yalnızca Portekiz'de yarım milyon hektardan fazla arazi yanarak hem
sivil hem de itfaiyeci olmak üzere 118 kişinin ölümüne neden oldu.
2018'de Yunanistan'da, orman yangınları nedeniyle 102 kişi öldü.
Geleneksel olarak orman yangınlarına yatkın olmadığı düşünülen ülkeler
bile ağır şekilde etkilendi. İsveç'te 23 bin hektardan fazla alan yandı.
Akdeniz'de orman yangını sezonları son yıllarda uzadı, beklenenden daha
erken başladı ve daha uzun sürdü, yangın sayısı ve yanan alan sayısı
uzun dönem ortalamalarını aştı.
Orman yangınlarının hızlı artışında iklim değişikliğinin önemli pay
sahibi olduğunu belirten Serengil, şunları söyledi:
"İklim değişikliğinin etkilerini tahmin edilenden çok daha sert ve erken
görmekteyiz. Artan sıcaklıklar buharlaşmayı artırmakta, yağışlardaki
düzensizliklerle birleştiğinde yangın sezonunun uzamasına yol açıp
yangınla mücadeleyi zorlaştırmaktadır.
Ayrıca yerleşim alanlarının
genişlemesi nedeniyle ev ve sanayi birimlerinin ekosistemlere (doğal
ekosistemlere veya bitki ve yaban hayvanlarının doğal yaşam alanlarına)
yakınlaşması, artan nüfus nedeniyle ormanlara olan talep ve kullanım
baskısının artması (piknik vb.), orman içi ve yakınından geçen yeni
yollar ve yeni altyapı yatırımları da yangın riskini artırmaktadır
(yüzey altı ve havai elektrik, doğal gaz, petrol vb.). İklim
değişikliğinin ortaya çıkardığı riskler ile orman yakınında artan insan
faaliyetleri yangınları tetiklemiştir."
‘TEDBİRLER FELAKETİN ÖNÜNE GEÇEBİLİR’
Dr. Ufuk Özkan da önleyici tedbirlerle felaketin büyümesinin önüne
geçilebileceğini vurgulayarak, şu önerileri sundu:
"Yangınla mücadele eden birçok ülke yangın söndürmenin ortaya çıkardığı
maliyetler ve riskler nedeniyle artık önleyici çalışmalara yatırım
yapmaya başladı. Bu çalışmalarda amaç yangının oluşumunu önleyici ve
azaltıcı önlemler yanında yangına dirençli ormancılık ve orman
içi/yakını yerleşimler oluşturulmasıdır.
Öncelikle, yangın sezonu
içerisinde orman yangını riski kritik olan dönemlerde insanların
ormanlara giriş çıkışları önlenmeli veya azaltılmalıdır. Orman
içerisindeki her insan potansiyel bir yangın riski anlamına gelir. Bu
bazen bir ateş, bazen bir izmarit, bazen egzozdan çıkan bir kıvılcım,
bazen de bir cam parçasıdır.
İkincisi, yangını önleyici veya zorlaştırıcı bir orman yönetimi
uygulamalarıdır. Bunlar yöreden yöreye değişmekle beraber orman yolları,
emniyet şeritleri, yangın gözetleme kuleleri ve kameraları, yakıtın
azaltılmasını veya yangının tepe tacına ulaşmasını engelleyici teknik
ormancılık uygulamalarıdır. Üçüncü önemli konu ise orman içi ve
yakınındaki yerleşimlerdir.
Bu yerleşimlerin yangın çıkarma riski
(çatıdan çıkan kıvılcımlar, ateş vb.) ve yangından etkilenme riskleri en
aza indirilmelidir. Ayrıca yaban hayvanlarının yangından kaçış
güzergahları ve yaban hayvanlarını bu kaçış güzergahlarına yönlendirecek
yöntemler acil durum planlarında yer almalıdır. Bunlar ulusal yangın
önleme sistemi içerisine eklenmeli ve her yıl güncellenerek
geliştirilmelidir.
Sözün özü:
Yaklaşmakta olan orman yangını
tehlikelerin farkında olmak ve dumanı zamanında tespit edip müdahale
etmek, orman yangınlarını önlemede esastır."
Türkiye'de ise 1 Ocak-5 Ağustos yanan alan ortalaması (2008-2020 dönemi)
17 bin 578 hektar iken bu yıl aynı dönemde 157 bin 482 hektar alan
yandı. Buna göre son yangınlarla bu yıl yanan alan büyüklüğü ortalamanın
8,9 katına çıktı.
Çalışmayı değerlendiren İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Serengil, Türkiye'nin son yılların en
büyük orman yangını felaketini yaşadığına değinirken, afet yönetim
sürecinin "güven yaratıcı" yani "veri ve bilgiye dayalı", aynı zamanda
"şeffaf" olması, "gönüllüleri kapsaması" ve hem sahada çalışanların hem
de onları destekleyen halkın, yangın yöneticilerine tam anlamıyla
güvenmesi gerektiğinin altını çizdi.