AKP'de kazan kaynıyor...

Gazeteci Bozkurt, yazısında AKP içindeki gelişmeleri yorumladı, Abdülhamit Gül’ün istifası ile damadın Erdoğan’a kırgınlığını masaya yatırdı...

AKP'de kazan kaynıyor:
Gül'ün istifasında 'Uğur Dündar' detayı,
damadın Erdoğan'a kırgınlığı...

Bir süredir İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile gerginlik yaşadığı bilinen Abdülhamit Gül'ün Adalet Bakanlığı'ndan istifası, AKP içindeki güç dengelerini ve belli aktörlerin birbirleriyle olan çatışmalarını yeniden tartışmaya açtı...

Gazeteci Sedat Bozkurt, AKP içindeki güç dengelerini irdeleyen yazısında eski Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün istifasına giden süreçte "Uğur Dündar neden tutuklanmadı" şeklindeki eleştirilerinin etkili olduğunu ifade etti.

Kabinede “Milli Görüş” geleneğini temsil eden Gül, uzun zamandır hukuka ilişkin kurumsal açıklamalarla rahatsızlıklarını dile getiriyordu. İsim vermeden yönelttiği eleştirilerin adresiyse çoğunlukla Soylu oluyordu.

Gazete Duvar yazarı Sedat Bozkurt, bu konuları masaya yatırdığı yazısında Gül'ün istifasıyla ilgili dikkati çeken bir iddia ileri sürdü.

Gazeteci Sedef Kabaş'ın canlı yayında okuduğu Çerkes atasözü nedeniyle "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla tutuklandığını hatırlatan Bozkurt, "Sedef Kabaş tutuklanırken Uğur Dündar’ın neden tutuklanmadığı eleştirilerine muhatap olunca istifasını bir kez daha gündeme getirdi ve ayrıldı.  Gül, Davutoğlu’nu deviren ekipteydi ve yerine operasyonel yetenekleri nedeniyle getirildiği söylenen Bekir Bozdağ ile birlikteydi o zaman. Şimdi ayrıştıkları görülüyor" diye yazdı.

Bozkurt, AKP içindeki dengeleri ele aldığı yazısında şunları ifade etti:

"Gül, AKP’ye HAS Parti'den geldi ve o ekibin bir nevi lideri Numan Kurtulmuş’tur. Kurtulmuş AKP’ye geçtikten sonra bu liderliği hiç yapmadı. Buna rağmen Milli Görüş çizgisini parti içinde, ekip olmamalarına karşın bu ekip temsil etmektedir. Parti içindeki en rahatsız ekip de bunlardır.

Erdoğan’ın devleti milli görüş dışındaki bir koalisyonla, partiyi ise tabana anlatacak öyküsü olması nedeniyle milli görüş kadrolarıyla yönetme isteği bu ekibin canını sıkmaktadır. 

'Yıldırım'ın hayal kırıklıkları...'

Binali Yıldırım’ın bir ekibi yoktur ama Erdoğan ile kader birliği yapmıştır. Onun yörüngesinden, çocukları ve mal varlıkları hakkındaki iddialar nedeniyle çıkamaz. 17/25 Aralık ve 15 Temmuz’un en şahin ismidir. Erdoğan, Kurtulmuş’u incitmek pahasına ona bir makam uydurdu ve onu 2’nci genel başkan vekili yaptı. Bu aslında Yıldırım’ı da mutlu etmedi.

Son dönem yanında yine hep o var. Yıldırım, tek başına en son başbakan olma niteliği nedeniyle cumhurbaşkanlığı yardımcılığı bekliyordu, olmadı. Meclis başkanlığına da Erdoğan onu getirmedi.

Biraz küstü sonra geri döndü ama 15 Temmuz’da yalnız bırakılması nedeniyle Erdoğan ve onun kadrosuna güvenini yitirdi. Başbakan olduğunda kabinesinde Süleyman Soylu’yu, Berat Albayrak’ı, MİT’in başında da Hakan Fidan’ı istemedi, İstanbul’da adaylık sürecinde Soylu ve Albayrak ile uğraşmaktan propaganda çalışması yapamadı. İl başkanını değiştirmek için hamle yaptı başaramadı.

Albayrak’a yakın olan il başkanı yerinde kaldı, karşı hamle yapan Albayrak, Yıldırım’ın bürokrasideki kadrolarını dağıttı. Yıldırım’a rağmen Albayrak İstanbul seçimlerinin yenilenmesini sağladı. Bütün bunlar Erdoğan’ın bilgisi dahilinde oldu. 

'Denklem içerisinde Süleyman Soylu'nun da adı dolaşıyor'

Bir dönem Bahçeli’den sonra MHP, Erdoğan’dan sonra AKP Genel Başkanlığı için adı ortalıkta dolaşan Süleyman Soylu’yu da değerlendirmek lazım bu denklem içerisinde. Güvenlik bürokrasisinde inşa ettiğiniz politik kimliğin, sizi siyasette her yere taşıyacağını düşünmek doğru değildir.

Bunu 2’nci kez test ediyoruz. İlki Mehmet Ağar’dı. Milli kahramandı, terörle mücadele uzmanıydı ama siyaseten Erdoğan ihtiyaç duyana kadar gözlerden uzaktaydı. Sedat Peker’in açıklamaları sonrasında Soylu, gözü sürekli olarak değiştirilmeyi bekleyen futbolcu gibi teknik direktörde, Erdoğan’da.

Soylu’nun karşısında parti içinde çok güçlü bir direnç var. Berat Albayrak, Binali Yıldırım, Numan Kurtulmuş. Devleti de buna ekleyelim Hulusi Akar, Hakan Fidan. Bakanlık koltuğunun sigortası gibi gözüken Devlet Bahçeli’nin Soylu’ya desteğinin sonsuz ve sınırsız olmadığı da biliniyor. 

'Berat Albayrak ekonomi bürokrasisinde etkisini koruyor'

MHP ve AKP Ankara il başkanlarının Soylu’ya her iki partinin de potansiyel lideri gibi bakmalarının, MHP ve AKP’de yarattığı sıkıntı bir tür işaret fişeği aslında. Burada Hulusi Akar’ın kredisinin Bahçeli’de Soylu’dan çok fazla olduğunu da bilelim.

MHP’de kendisine bir gelecek planlamak belki de Soylu’nun en büyük hatasıydı. Çünkü o koltuk, genel başkanlık yani, MHP’nin kurucusu Alparslan Türkeş’in oğluna verilmemişti.

Berat Albayrak ekonomi bürokrasisinde etkisini koruyor. Pelikan olarak adlandırılan grubu da onların kontrolündeki medyayı da muhafaza ediyor. Bu alanın dışına çıkmıyor gerekmedikçe. Erdoğan’a kırgınlığının devam ettiği de konuşuluyor. Son dönemde bir aile fotoğrafının ortaya çıkmamış olması da ciddi bir meselenin varlığını ve Albayrak ile sınırlı olmadığının da ip uçlarını veriyor. 

'Parti içinde damat rahatsızlığı yüksek...'

Aileden bir başka aktör Bilal Erdoğan, ara sıra çıkıp politik mesajlar verse de ilgi alanı Milli Eğitim ve vakıflar. Berat ile Bilal’in parti içinde, ufak da olsa birbirlerine yoklamalar çektikleri, bazı atama ve tayinlerle yol aldıklarını da not düşmek lazım.

Parti içinde damat rahatsızlığının çok yüksek olduğunu da not düşelim. Yani Erdoğan 'yerine damadı hazırlıyor' söylentilerine itibar edilmemeli."

➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..