Eğitim-İş raporu: Milli Eğitimin ÇÖKÜŞÜ
Eğitim-İş, 2021-2022 eğitim-öğretim dönemine dair değerlendirme raporu yayımladı...
Eğitim-İş, 2021-2022 eğitim-öğretim döneminin sonlanmasıyla birlikte "Milli Eğitimin Çöküşü" başlığıyla 2021-2022 eğitim-öğretim yılı değerlendirme raporunu yayımladı...
Eğitim-İş raporunda "2021-2022 eğitim-öğretim dönemi, eğitimin siyasi iktidar tarafından ne hale getirildiğini en net gösteren dönem olarak sürmüş ve öyle sonlanmıştır" ifadelerine yer verildi.
Söz konusu raporda, 2021-2022 eğitim-öğretim döneminde öne çıkan başlıklar şöyle:
- "Öğrencilerin geçen dönemlerden biriken öğrenme kayıplarının giderilmesine yönelik çalışma yapılmamış,
- İkili eğitim, taşımalı eğitim garabetleri devam ettirilmiş,
- İhtiyaç duyulduğu sayıda derslik ve okul inşa edilmemiş,
- Deprem gerekçesiyle yıkılan okullar yapılmamış, bunun yerine bir sihirbazlık örneği gösterilerek okul içerisinden okullar çıkarılmış, konteyner ve prefabrik sınıflarla yaraya pansuman yapılmış, - Okullara kadrolu yardımcı personel ısrarla atanmamış,
- Dernek, vakıf maskesi takmış tarikatlar protokol köprüleriyle eğitimde cirit atmış,
- Okullar bir siyasi partinin propaganda merkezi haline getirilmiş,
- Öğrenciler ve eğitim emekçileri açılışlara ve törenlere zorla götürülerek siyasete dolgu malzemesi olarak kullanılmış,
- Üniversitelere tepeden inme şekilde getirilen kayyum rektörler ve yöneticiler eliyle, akademinin özerkliği ve bağımsızlığı yok edilmiştir.
- Ücretli ve sözleşmeli öğretmen ayıbı sürdürülmüş, Anayasal bir hak olan güvenceli çalışma hiçe sayılmıştır. Asgari ücretin altında bir ücretle öğretmen çalıştırılarak Devlet eliyle suç işlenmiştir.
- Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmenler ayrıştırılmış, çalışma barışı bozulmuş, öğretmenlerin ekonomik ve özlük hakları sınav ve kariyer odaklı hale getirilmiş,
- MEB’in rakamlarından ortaya dökülen öğretmen açığı kadar dahi öğretmen ataması yapılmamış,
- Önü alınamayan şekilde yükselen enflasyonun karşısında yoksul öğrencilerin beslenme, kırtasiye, barınma ve ulaşım gibi ihtiyaçlarını sosyal devlet ilkesi gereğince üstlenmek için bir adım atılmamış,
- Alım gücü korkunç derecede düşen, angaryalarla ve liyakatsiz yöneticilerle boğuşan eğitim emekçilerinin mesleki, maddi ve özlük hakları için gerekli adımlar atılmamıştır.
- Kamusal ve parasız olması gereken eğitim iktidar tarafından satın alınabilir bir hale getirilmiş ve iktidar toplumu yurttaşların ekonomik gücüne göre sınıflara ayırmıştır.
- Siyasal iktidar kendi ideolojik görüşleri doğrultusunda okul türleri arasında ayrımcılık yaratmıştır."