AB Komisyonu 2022 Türkiye raporu yayımlandı
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu 2022 Türkiye Raporu yayınlandı. Rapora ilişkin açıklamada; “Cumhurbaşkanlığı sisteminin yapısal eksiklikleri devam etmektedir. Avrupa Konseyi ve organlarının kilit öneme sahip tavsiyeleri henüz yerine getirilmemiştir” değerlendirmesi yapıldı.
AB Komisyonu 2022 Türkiye raporu yayımlandı
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu 2022 Türkiye
Raporu yayınlandı...
Rapora ilişkin açıklamada; “Cumhurbaşkanlığı
sisteminin yapısal eksiklikleri devam etmektedir. Avrupa Konseyi ve
organlarının kilit öneme sahip tavsiyeleri henüz yerine getirilmemiştir”
değerlendirmesi yapıldı.
Doğu Akdeniz’deki gerilimlere ilişkin ise,
“Türk savaş gemileri Kıbrıs'ın Münhasır Ekonomik Bölgesi'ndeki arama
faaliyetlerini yasa dışı olarak engellemiştir. Türkiye'nin Kıbrıs'ın
deniz yetki alanlarındaki askeri tatbikatları devam etmiştir” denildi.
AB Komisyonu’nun 2022 Türkiye Raporu yayınlandı.
Raporun temel bulgularının yer aldığı basın bildirisinde özetle şunlar
kaydedildi:
“DEMOKRATİK KURUMLARIN İŞLEYİŞİNDE EKSİKLİKLER VAR”
“Türkiye'nin demokratik kurumlarının işleyişinde ciddi eksiklikler
bulunmaktadır. Rapor döneminde, demokratik gerileme devam etmiştir.
Cumhurbaşkanlığı sisteminin yapısal eksiklikleri devam etmektedir.
Avrupa Konseyi ve organlarının kilit öneme sahip tavsiyeleri henüz
yerine getirilmemiştir. Meclis, hükûmetin hesap verebilirliğini
sağlayacak gerekli araçlardan yoksun olmaya devam etmektedir. Anayasal
mimari; yasama, yürütme ve yargı arasında sağlam ve etkili bir kuvvetler
ayrılığı temin etmeden yetkileri Cumhurbaşkanlığında merkezileştirmeye
devam etmiştir.
Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonu, olağanüstü hâl kapsamında
çıkarılan kanun hükmünde kararname ile ihraç edilen devlet memurları ile
ilgili birikmiş dosyaların incelemesini henüz tamamlamamıştır.
TBMM
Temmuz 2021'de, olağanüstü hâlin bazı kısıtlayıcı uygulamalarının
süresini bir yıl daha uzatan bir kanunu kabul etmiştir.
Yargı, terörle ilgili suç iddialarına dayanarak muhalefet partilerinin
milletvekillerini sistematik bir şekilde hedef almaya devam etmiştir.
Seçimler ve siyasi partilere ilişkin yasal çerçeve sorun olmaya devam
etmektedir. Seçim barajı yüzde 10'dan yüzde 7'ye düşürülmüştür.
Türkiye,
AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisinin ve Venedik
Komisyonunun geri kalan tavsiyelerini henüz ele almamıştır.
Güneydoğu'da yerel demokrasi ciddi şekilde engellenmeye devam etmiştir.
Güneydoğu'da, zorla görevden alınan belediye başkanlarının yerine
hükûmet tarafından atanmış kayyumlar getirilmesine devam edilmiştir.
“AB, PKK SALDIRILARINI AÇIKÇA KINADI”
Türkiye hükûmeti, Irak ve Suriye'de askerî operasyonlar ile ulusal ve
sınır ötesi güvenlik operasyonları gerçekleştirmeye devam etmiştir.
AB'nin terör eylemlerine karışan kişi, grup ve kuruluşlar listesinde yer
almaya devam eden PKK tarafından tekrarlanan terör eylemleri nedeniyle
sınır bölgelerindeki güvenlik koşulları tehlikeli olmaya devam etmiştir.
AB, PKK saldırılarını açık şekilde kınamış ve mağdurların aileleri ile
dayanışma içinde olduğunu ifade etmiştir.
Güvenlik güçlerinin sivil denetimi konsolide edilmemiştir. Asker, polis
ve istihbarat birimlerinin hesap verebilirliği çok sınırlı kalmıştır.
Güvenlik kurumlarının meclis tarafından denetiminin güçlendirilmesi
gerekmektedir. Temmuz ayında Meclis, Genelkurmay Başkanı'nın emeklilik
yaşını 67'den 72'ye çıkararak mevcut Genelkurmay Başkanı'nın bir yıl
daha görev yapmasına olanak sağlarken, hava ve deniz kuvvetleri
komutanları emekliye ayrılmıştır.
“İDARENİN HESAP VEREBİLİRLİĞİ YETERSİZ”
İdarenin hesap verebilirliği yetersizdir ve insan kaynakları yönetiminin
iyileştirilmesi gerekmektedir. Politika oluşturma süreci, kanıta dayalı
yöntemlerden ve katılımcı mekanizmalardan yoksundur. İdarenin
siyasileşmesi devam etmiştir. Kadınların kamu hizmetindeki yönetici
pozisyonlarında temsil oranı düşük kalmıştır.
2021 insan hakları eylem planı ve 2019 yargı reformu stratejisinin
uygulanmasına devam edilmiştir. Ancak her iki belge de Türk yargısındaki
önemli eksiklikleri ele almakta başarısız olmuş ve ülkenin yargı
sisteminin genel işleyişinde önemli iyileştirmeler yapılmasına yönelik
bir plan içermemiştir.
Hâkim ve savcıların mesleğe alınmasında ve terfiinde nesnel, liyakate
dayalı, yeknesak ve önceden belirlenmiş kriterlerin bulunmaması hâlâ
endişe kaynağıdır.
Kamu kurumlarının hesap verebilirliği ve şeffaflığının iyileştirilmesi
gerekmektedir. Yolsuzlukla mücadele stratejisi ve eylem planının
olmaması, yolsuzlukla kararlı bir şekilde mücadele etme iradesinin
bulunmadığını göstermiştir. Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler
Grubunun (GRECO) tavsiyelerinin birçoğu henüz yerine getirilmemiştir.
Genel olarak, yolsuzluk hâlâ yaygındır ve endişe kaynağı olmaya devam
etmektedir.
“KARA PARA AKLANMASIYLA İLGİLİ YASAL ÇERÇEVE İYİLEŞTİRMELİ”
Kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanı ile mücadeleyi
düzenleyen yasal çerçevenin; Mali Eylem Görev Gücü ve Venedik
Komisyonunun, Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının
Önlenmesine İlişkin Kanun hakkındaki tavsiyeleri doğrultusunda
iyileştirilmesi gerekmektedir.
İnsan hakları ve temel haklar alanlarındaki kötüleşme devam etmiştir.
Olağanüstü hâl sırasında getirilen tedbirlerin birçoğu hâlâ
yürürlüktedir. Yasal çerçeve, insan haklarına ve temel haklara riayet
edilmesine ilişkin genel güvenceleri içermektedir, ancak mevzuatın ve
uygulamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi içtihadı ile uyumlu hâle getirilmesi gerekmektedir.
Avrupa
Konseyi Parlamenterler Meclisi, Türkiye'nin insan haklarına, demokrasiye
ve hukukun üstünlüğüne riayet edip etmediğini izlemeye devam etmiştir.
Türkiye'nin özellikle Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala davalarında
AİHM kararlarını uygulamayı reddetmekte ısrar etmesi, yargının
uluslararası standartlara ve Avrupa standartlarına bağlılığı ve
Türkiye'nin hukukun üstünlüğünü ve temel haklara saygı gösterilmesini
güçlendirme taahhüdü hakkında ciddi endişeye sebep olmaktadır.
“ADLİ VE İDARİ YOLLARLA ARTAN BASKI, İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN KULLANIMINI
BALTAMAYA DEVAM ETTİ”
Devlet kurumları tarafından uygulanan kısıtlayıcı tedbirler ve adli ve
idari yollarla artan baskı, ifade özgürlüğünün kullanılmasını
baltalamaya devam etmiştir. Gazeteciler, insan hakları savunucuları,
avukatlar, yazarlar, muhalif politikacılar, öğrenciler, sanatçılar ve
sosyal medya kullanıcılarına karşı açılan ceza davaları ve mahkumiyetler
devam etmiştir.
Roman vatandaşlar, kayıtlı işlerden büyük ölçüde dışlanmıştır ve bu
vatandaşların yaşam koşulları ciddi şekilde kötüleşmiştir.
Azınlıklara
(özellikle lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel, interseks ve queer
(LGBTIQ) bireylere yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, ayrımcılık
ve nefret söylemi hâlâ ciddi bir endişe konusudur.
İran ile kara sınırının gözetimi ve korunmasına yönelik kapasitenin daha
da güçlendirilmesi konusunda bazı ilerlemeler kaydedilmiştir.
AB-Türkiye Mutabakatı kapsamında düzensiz göçmenlerin Yunan adalarından
iadeleri, Mart 2020'den bu yana olduğu gibi askıya alınmaya devam
etmiştir. 2021'de, 2020'ye kıyasla çoğu rotada geçiş yapan düzensiz
göçmenlerin sayısı artmıştır.
Türkiye'nin tek taraflı dış politikası, özellikle Suriye ve Irak'taki
askerî eylemleri ve AB'nin Rusya'ya yönelik kısıtlayıcı tedbirlerine
uyum sağlamaması nedeniyle, Ortak Dış ve Güvenlik Politikası (ODGP)
kapsamındaki AB öncelikleriyle çelişmeye devam etmiştir.
Yabancı savaşçıların bölgede konuşlandırılması da dâhil olmak üzere
Türkiye'nin, Libya'daki askerî desteği, IRINI Harekatı’na yönelik
süreklilik taşıyan eleştirileri ve Harekatla iş birliğinde bulunmaması,
AB'nin, BM silah ambargosunun uygulanmasına etkili bir şekilde katkıda
bulunmasına zarar vermektedir ve Libya konusunda çelişen yaklaşımlara
yol açmıştır.
“TÜRK SAVAŞ GEMİLERİ KIBRIS'IN MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGESİ'NDEKİ ARAMA
FAALİYETLERİNİ ENGELLEDİ”
Rapor döneminde Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de yetkisiz sondaj faaliyetleri
bulunmamakla birlikte, gerilim yükselmektedir. Türk savaş gemileri
Kıbrıs'ın Münhasır Ekonomik Bölgesi'ndeki arama faaliyetlerini yasa dışı
olarak engellemiştir. Türkiye'nin Kıbrıs'ın deniz yetki alanlarındaki
askeri tatbikatları devam etmiştir. Başta AB olmak üzere uluslararası
toplumun Türkiye'nin tek taraflı adımlarını kınamasına rağmen Türkiye,
Kıbrıs'taki kapalı Maraş'ın yeniden açılmasına yönelik eylemlerine devam
etmiştir.
Haziran 2022'de gerçekleştirilen AB Zirvesi, Türkiye'nin son dönemde
tekrarlanan eylem ve açıklamalarından duyduğu derin endişeyi dile
getirmiştir.
Önceki sonuçlarını ve Mart 2021 tarihli açıklamasını
hatırlatarak Türkiye'nin tüm AB Üye Devletlerinin egemenliğine ve toprak
bütünlüğüne saygı göstermesi gerektiğini yinelemiştir. AB Zirvesi'nin
Türkiye'den uluslararası hukuka tam saygı göstermesini, Doğu Akdeniz'de
bölgesel istikrar adına gerilimi azaltmasını, iyi komşuluk ilişkilerini
sürdürülebilir bir şekilde teşvik etmesini ve uluslararası hukuka tam
saygı göstermesini beklediğini vurgulamıştır.
“AB MÜKTESEBATIYLA UYUM SINIRLI KALDI”
Üyelik yükümlülüklerini üstlenebilme yeteneği bakımından Türkiye'nin AB
müktesebatıyla uyumu, çok sınırlı kalmış ve daha çok amaca özel bir
temelde sürdürülmüştür.
Ekonomi ile ilgili fasıllarda, ekonomi ve para politikasında devam eden
gerileme, fiyat istikrarının sağlanması ve enflasyon beklentilerinin
sabitlenmesinde etkisiz politikalarla kendisini göstermiştir.
Merkez
bankası halen ciddi siyasi baskı altındadır ve işlevsel bağımsızlığının
yeniden tesis edilmesi gerekmektedir.
Sendikal haklar, samimi sosyal diyalog eksikliği ve yoğun kayıt dışı
ekonomik faaliyetlere ilişkin endişelerin devam ettiği sosyal politika
ve istihdam alanında raporlama döneminde, hiçbir ilerleme
kaydedilmemiştir.”