"Enflasyon yolu ile yapılmış bir HIRSIZLIK..."
"Ekonomiden sadece sermaye pay alıyorsa bu sosyal devlet değildir, bu enflasyon yolu ile yapılmış bir hırsızlıktır...”
Babacan sert konuştu: "Enflasyon
yolu ile yapılmış bir hırsızlık"
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bu
sabah FOX TV’de İlker Karagöz’ün sunduğu Çalar Saat programında gündemi
değerlendirdi...
Babacan’ın konuşmasının satır başları şunlar:
“SAYIN ERDOĞAN YANINA YENİ ORTAKLAR ARIYOR”
“Sayın Erdoğan yanına yeni ortaklar arıyor. Bizim Altılı Masa’nın
partilerinden bir partiyi denedi olmadı. İkinci partiyi denedi olmuyor.
Bakalım Altılı Masa’daki partilerden kime, nasıl bir şey yapacak. Belli
ki ortağından memnun değil. Yeni bir ortak bulsa belki bu ortağı kenara
koymak isteyebilir önümüzdeki seçimlerde. Onu da bulamıyor. Kimse bu
kadar büyük yanlışın ve hatanın içine ortak olarak girmek istemiyor.
Bana göre mecburi bir ortaklık söz konusu. Artık birbirlerine
katlanacaklar.
Bahçeli’nin hukuk dışı, yasa dışı bir çevresi var. Hapisten
çıkarttıklarıyla poz veriyor. Öyle bir halka var etrafında. Ülkeyi bu
hale getiren Sayın Erdoğan. Hukuksuzluğu göz yuman, yasa dışı suç
örgütlerine kapıyı aralık bırakan, onlarla ortağı üzerinden iş birliği
yapan kendisi. Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli durmadan ‘yeni Anayasa
yapacağız’ diyor. Ortada bir şey yok. Laf üretiyorlar. İş üretmeye
gelince beceremiyorlar. ‘Haydi şunu yap’ dediğinizde çuvallıyorlar.
“PARTİ İÇİ BİR İSTİŞARE SÜRECİNİ BAŞLATACAĞIZ”
DEVA Partisi olarak 22 alanda seçimlerden sonra kurulacak hükûmetin
programını ve uygulama planını hazırlamaya başladık. Eskiden muhalefet
sadece eleştirirdi. ‘Hükûmet yanlış yapıyor’ derdi. ’Sen ne yapacaksın’
denildiğinde ‘Bana oy ver seçildiğimde yapacağım’ derdi. Türkiye’de
muhalefetin kültürü değişiyor ve DEVA Partisi olarak buna önemli bir
katkımız olduğunu düşünüyorum. ‘Varlığımız, milletimizin varlığına
armağan olsun’ dedik eylem planlarını ortaya koyduk.
(Cumhurbaşkanı adayı) Havuzu çok geniş tutuyoruz. Hiçbir ismi
dışlamıyoruz. Arkadaşlarımıza ‘Zamanı geliyor, herkes bir zihin
egzersizi yapmaya başlasın’ dedim. Parti içi bir istişare sürecini
başlatacağız.
“TÜİK’İ REFERANS ALIRSANIZ ÜLKEDE YOKSULLUK ÇOĞALIR. SABİT GELİRLİ
HERKES KAYBEDER”
Hükümet çok konjektürel gidiyor. Yani, talep nereden geldiyse ona göre
çalışıyor. Üretici Fiyat Endeksi bugün açıklanacak. Ancak geçen ayki
rakam yüzde 158. Yüzde 158 üretici enflasyonu Cumhuriyet tarihinin en
yüksek rakamı. Türkiye böyle bir enflasyon görmedi. Herkes biliyor ki
TÜİK’in açıkladığı rakamlardan çok daha yüksek bir enflasyon var
Türkiye’de.
TÜİK’in açıkladığının hiç kıymeti yok. Çünkü gerçek rakam değil.
Alışverişe giden, kendine üst baş alan, gıda ihtiyacı için marketleri,
pazarı gezen herkes görüyor ki Türkiye’de enflasyon en az yüzde 200.
Sabit gelirli kim varsa Türkiye’de şu an çok büyük bir refah kaybı
yaşamakta. Türkiye’de olan mutlu olan kesim sadece parası olanlar. Çünkü
parası olan kesime hükümet, bu yıl 650 milyar liralık daha transfer
yapıyor. Hangi isim altında yapıyor? Bir, faiz; iki, kur farkı...
TÜİK’i
referans alırsanız ülkede yoksulluk çoğalır. Sabit gelirli herkes
kaybeder. Gerçek enflasyonu baz almak gerekiyor. Bizim asgari ücretle,
emekli ve memur maaşlarıyla ilgili ölçümüz şu: Gerçek enflasyon artı
refah payı. Hükümet şu anda ekonominin büyüdüğünü iddia ediyor değil mi?
Ama ücretlinin aldığı pay ekonomi içerisinde küçülüyor.
İstanbul Ticaret Odası’nın üyelerine saygımız sonsuzdur ama itibarlarına
dikkat etmeleri lazım. İstanbul gibi Türkiye’nin en büyük ticaret
camiasının olduğu bir kurumun temsilcisinin ne açıkladıklarına, kurumun
itibarına, İstanbul ticaret erbabının itibarına dikkat etsinler. Ticaret
güven ve itibardır. Bu da doğruyu söylemekle oluşur.
Türkiye’deki en büyük faiz lobisi iktidardır. Gelmiş geçmiş en yüksek
faizi 2022’de ödemiştir. Meclis’te görüşülen bütçede de 566 milyar faiz
ödeyeceğini beyan etmiştir. Onun için sermayenin millî gelirden aldığı
pay yükseliyor, iş gücünün aldığı pay düşüyor.
“EKONOMİDEN SADECE SERMAYE PAY ALIYORSA BU SOSYAL DEVLET DEĞİLDİR”
Asgari ücrette nihai rakam ilgili taraflarla yani hükümetin,
sendikaların ve iş yeri temsilcilerinin oluşturduğu bir yapı ile nihai
rakam tespit ediliyor. Çünkü, asgari ücret aslında devletin ödediği bir
rakam değil. Asgari ücret aslında özel sektörün ödediği bir rakam.
Hükümet, asgari ücreti artırdım derken asgari ücreti kendi cebinden
ödemiyor. Asgari ücreti iş verenin cebinden ödüyor. Dolayısıyla asgari
ücret tespitinde buna da dikkat etmek gerekiyor.
Biz sadece onlara bir formül veriyoruz, çok kıymetli bir formül. Gerçek
enflasyonu alın hiç kimse gelir kaybına uğramasın, mağdur olmasın.
Üzerine bir de refah payı koyun. Çünkü hükümet, ‘ekonomi büyüdü’ diyor.
Büyüdüyse, bu büyümeden bizim işçimiz de memurumuz da emeklimiz de pay
alsın. Ekonomiden sadece sermaye daha çok pay alıyorsa bu sosyal devlet
değildir, bu enflasyon yolu ile yapılmış bir hırsızlıktır.
“VATANDAŞIMIZIN PEYNİR EKMEĞİ KARŞILAYACAK GÜCÜ BİLE YOK”
Türkiye’de et tüketimi 1 yılda yarı yarıya azaldı. Çünkü et çok pahalı.
Eşzamanlı olarak 1 kilo peynirin fiyatı, 1 kilo etin fiyatını geçti.
Şimdi yandaş medya kuruluşları ‘Peynir zaten sağlığa zararlıymış,
yemeyiverin’ diyor. Bu, vatandaşın aklıyla alay etmektir. Hiçbir şey
bulamazsan karnını peynir-ekmekle doyurursun. Ekmeğin fiyatı ülkenin
çoğu yerinde 5 lira olmuş, peynirin fiyatı eti geçmiş. Artık
vatandaşımızın peynir ekmeği karşılayacak gücü bile yok.
Karkas etin, sütün, buğdayın, şekerin fiyatını hükûmet belirliyor. Ana
ürünlerin fiyatını hükûmet belirliyor. Hepsine zam gelmiş durumda.
Marketler o fiyata sattığı zaman da ‘Marketler enflasyona sebep oluyor.
Memlekete ihanet ediyorlar’ diye marketleri düşman gösteriyorlar. Zincir
marketlere denetim yolluyorlar, baskın yapıyorlar, kapatıyorlar. Sanki
döviz kurunu patlatan, taban fiyatları belirleyen zincir marketler.
Kendi marketleriyle arada yüzde 1 bile fark yok. Sayın Erdoğan Tarım
Kredi’ye hangi müfettişleri gönderecek? Fiyatlar üç aşağı beş yukarı
aynı.
“MERKEZ BANKASI PARA YAKMA FIRINI OLARAK KULLANILIYOR”
Merkez Bankası para yakma fırını olarak kullanılıyor. Arka kapıdan ne
kadar döviz sattıklarını da açıklamıyorlar. Sattıkları rakamın 250
milyar doları geçtiğini hesap ediyoruz. Sayın Erdoğan kapı kapı borç
para istiyor. Suudi Arabistan’a, BAE’ye, Katar’a gidiyor, ‘borç ver’
diyor. Borç aldıkları parayı da arka kapıdan yakıyorlar. Birleşik Arap
Emirlikleri, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün finansörü olmakla
suçlanıyordu. ‘Paracıklar geliyor’ diye Cumhurbaşkanı bir yandan,
İçişleri Bakanı bir yandan ayaklarına gitmeler, sarıp sarmalamalar…
Gerçekten çok yazık.
FOX TV'de Çalar Saat programına konuk oluyorum. https://t.co/IqkkuZlBQh