'Türkiye küllerinden yeniden doğacak'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bizim şimdi hedefimiz belediye başkanlarımızın yaptıklarını Türkiye genelinde hiçbir ayrım yapmadan hayata geçirmektir. Bunu yaptığımız zaman göreceksiniz Türkiye küllerinden yeniden doğacak. Yeniden güçlü bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Birilerinden para dilenmeden, birilerine el avuç açmadan biz bunları yapacağız” dedi...
Kılıçdaroğlu: 'Türkiye küllerinden yeniden doğacak'
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin “Toplam
650 Bin Metrekare: Batıkent Rekreasyon Alanı ve 10 Adet Parkın Temel
Atma Töreni bugün Ankara Batıkent’te yapıldı.
Törene; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan
Yardımcıları Bülent Kuşoğlu, Seyit Torun, Lale Karabıyık, Ankara
Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, CHP milletvekilleri, CHP ilçe
belediye başkanları katıldı...
Kılıçdaroğlu törende şunları söyledi:
“İKTİDAR SAHİPLERİNİN GEÇİCİLİĞİ VARDIR. AMA DEVLET DEDİĞİNİZ KURUM
BAKİDİR VE HEPİMİZİN DEVLETİDİR”
“Saygı duruşu sırasında siyah beyaz fotoğrafları izledik ve gördük.
Çanakkale Savaş’ında Mustafa Kemal ve arkadaşlarının fotoğraflarıydı
onlar. Ve biz saygı duruşunda bulunurken o fotoğraflara baktığımızda
Cumhuriyet’in kolay kurulmadığını, ciddi mücadelelerin verildiğini
biliyoruz ve hafızamıza o fotoğraflar bir şekliyle kazınıyor. Soru şu:
Çanakkale’yi geçilmez yapan ruh 1915’te devasa devletlerle mücadele edip
bir tek düşman gemisinin dahi Çanakkale’den geçişine izin vermeyen bir
ruh nasıl oldu da 2 yıl sonra Çanakkale geçilir hale geldi ve o ruh ne
oldu? Hiç düşündük mü acaba bunu?
Çanakkale’nin ne olduğunu biliriz. Her karışında şehit kanı olduğunu
biliriz, büyük mücadelelerin verildiğini biliriz. Düşman gemilerinin
Çanakkale’den geçilmemesi için herkesin hayatını feda ettiğini biliriz
ve o gemiler oradan geçmedi. Mustafa Kemal milli Kurtuluş Savaşı’nın
önsözünü Çanakkale’de yazdı. Ne oldu da aynı gemiler tek kurşun
atılmadan geldiler İstanbul’da Dolmabahçe’nin önünde demirlediler? Bir
kişiye teslim edilen bir devletin hazin sonucudur bu. Biz devlet bir
kişiye teslim edilmesin diye bunun için diyoruz. Devletin organları
vardır, devlette liyakat vardır, devletin kurumları vardır, devlet
dediğiniz kurum bakidir. Geçici olan siyasettir. İktidar sahiplerinin
geçiciliği vardır. Ama devlet dediğiniz kurum bakidir ve hepimizin
devletidir.
“BİZE DÜŞEN GÖREV O RUHU AYAĞA KALDIRMAKTIR VE TÜRKİYE’Yİ BÜYÜTMEKTİR”
Suriye’den İstanbul Haydarpaşa’ya geldiğinde, Haydarpaşa’da biniyor
gemiye karşıya geçerken Dolmabahçe’de düşman zırhlılarını görüyor.
Söylediği meşhur söz hepimizin hafızalarındadır: ‘Geldikleri gibi
giderler.’ Evet geldikleri gibi gittiler. Şimdi bize düşen görev o ruhu
ayağa kaldırmaktır ve Türkiye’yi büyütmektir. Kavga etmeden, kin ve öfke
duymadan, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar veren
yargıyı inşa ederek, devlette liyakati yeniden inşa ederek, hiçbir
evladımızın yatağa aç girmediği, Türkiye’nin her tarafında huzurun ve
barışın olduğu bir Türkiye’yi inşa etmek zorundayız. Kavga bize ne
verdi, öfke bize ne verdi? Hiçbir şey vermedi hep kaybettik.
Ben belediye başkanı arkadaşlarımdan bir pozitif ayrımcılık yapmalarını
istedim. Bugüne kadar hizmet gitmeyen fakir mahallelere mutlaka hizmet
götürün, bize oy versin veya vermesin oralarda kreşler açın, o anneler
de güven içinde gelip çocuklarını kreşe bıraksın. Anne çocuğunu güven
içinde bırakacak kreşe, çocuğun karnı doyacak, arkadaşlarıyla oynayacak,
güzel şarkılar, türküler öğrenecek. Annesi akşam güven içinde gidip
evladını alacak. Anne taziyeye gidecek, düğüne gidecek, komşularına
gidecek, alışverişe gidecek. Dolasıyla kentin ne kadar önemli olduğunu
da görmüş olacak.
“GÖRECEKSİNİZ TÜRKİYE KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞACAK”
Bizim şimdi hedefimiz belediye başkanlarımızın yaptıklarını Türkiye
genelinde hiçbir ayrım yapmadan hayata geçirmektir. Bunu yaptığımız
zaman göreceksiniz Türkiye küllerinden yeniden doğacak. Yeniden güçlü
bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Birilerinden para dilenmeden, Türkiye
güçlü bir ülke, birilerine el avuç açmadan biz bunları yapacağız.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1921 yılında Kayseri’de uçak fabrikasının
temellerini attı. 9 yıl sonra Kayseri’den kalkan ilk uçak Ankara’ya
geldi. Ankara Etimesgut’ta uçak motorları fabrikası kuruldu. İkinci uçak
fabrikası Eskişehir’de kuruldu. 1940’lı yıllarda dünyaya uçak ihraç
eden 5 ülkeden birisiydik. Kırıkkale küçük bir köydü savunma sanayinin
entegre tesisleri orada kuruldu. Üniversiteler yeniden ayağa kalktı.
Anadolu demir ağlarla örüldü. Hiç kimseye el avuç açılmadı. Her şey
kendi imkanlarıyla yapıldı. Osmanlı’nın borcu da son kuruşuna kadar
ödendi.
“BİZİM BELEDİYELERİMİZİN OLDUĞU HER YERDE HİÇBİR ÇOCUK YATAĞA AÇ GİRMEZ”
Bizim belediyelerimizin olduğu her yerde hiçbir çocuk yatağa aç girmez.
Çünkü onlar belde halkını hiçbir ayrım yapmadan kucaklıyorlar. Biz bunu
yapmak zorundayız. İnsanın olduğu her yerde adalet mutlaka olmalıdır.
Adalet sadece insan için değil, bizim dışımızda yaşayan bütün canlılar
için adaleti aramalıyız. Kainat adalet üzerine inşa edildiyse siz
vatandaşlarınız arasında ayrım yapamazsınız.
Yine belediye başkanı arkadaşlarıma söyledim ‘harcadığınız para sizin
paranız değil. Beldelerin parası, milletin parası’ dedim. Yaptığınız her
harcamanın hesabını millete vereceksiniz. Hesap vermek kadar değerli
bir görev yoktur. Bugün Mansur Yavaş başkanımız halkına hesap veriyor.
Bundan daha değerli ne olabilir? Her projenin fiyatı belli. Müteahhidi
çağırıp ‘şu işi sen hallet, üstüne para artarsa onu da bizim yandaşa
ver’ demiyor. Temiz bir siyaset için ne gerekiyorsa onun
gerekliliklerini yapıyor belediye başkanı arkadaşlarımız.
“YENİ BİR SAYFAYI, GÜZEL BİR SAYFAYI AÇMAK ZORUNDAYIZ”
Yeni bir sayfayı, güzel bir sayfayı açmak zorundayız. Altı liderin bir
arada olmasının temel hedefi de budur. Altı lider bir aradayız hepimiz
demokrasi istiyoruz. Hepimiz bu ülkede huzur içinde yaşamak istiyoruz,
beraber yaşamak istiyoruz. Niye kavga ediyoruz? Hangi gerekçeyle kavga
ediyoruz beraber olmak varken, kucaklaşmak varken niye ayrılıklar, niye
kavgalar? Helalleşmeyi onun için söyledim. Helalleşmenin zamanı geldi,
geçiyor bile artık eskileri bir tarafa bırakalım, ufkumuza bakalım,
büyümeye bakalım.
Ankara uzun süre gerçekten bir başkente yakışmayacak şekilde bir sürü
sorunla karşı karşıyaydı. Ankara sıradan bir kent değil. Milli Kurtuluş
Savaşı’nın karargahıdır Ankara aynı zamanda, Ankara aynı zamanda
küllerinden doğan bir başkenttir. Dolayısıyla Ankara’ya önem vermek,
Ankara’da kültür sanatı geliştirmek, Ankara’nın altyapısını yeniden inşa
etmek aslında milli Kurtuluş Savaşı’nı verenlerin bizden
beklentileridir, bunları yapmak zorundayız. Çocuklarımızın bilimle
buluşması, teknolojiyle buluşması, çevreyle buluşması bir araya
gelmeleri, sohbet etmeleri bunlar olağanüstü güzel şeyler.
Çubuk Barajı’nı beraber açmıştık. Olağanüstü güzel bir çalışma yapıldı.
Ankara’nın o kesimi de nefes almaya başladı, hafta sonları bir yere
gitmeye başladı. Ocağını, mangalını kurmaya başladı. Arkadaşlarıyla
sohbet etmeye başladılar. Çocuklar geniş yeşil bir alanda koşmaya,
eğlenmeye başladılar. Oysa Çubuk Barajı Cumhuriyet tarihimizde yapılan
ilk barajdır. Olağanüstü zor koşullarda yapılmıştır.
“ÖNÜMÜZDE YAPACAĞIMIZ ÇOK ŞEY VAR AMA BUNU BİRLİKTE YAPACAĞIZ”
Bütün bunlara bakınca önümüzde yapacağımız çok şey var ama bunu birlikte
yapacağız. Birlikte yaptığımız zaman sonuç alacağız ve ayrım
yapmayacağız. Hiç kimsenin kimliğini, hiç kimsenin yaşam tarzını, hiç
kimsenin inancını sorgulamadan onu insan olarak esas alıp var olan
insansa ve insanın sorunu varsa o soruna hep beraber kilitlenmeliyiz ve o
sorunları çözmeliyiz. Siyaset kurumunun görevi zaten sorunları
çözmektir, sorun yaratmak değildir. Bugüne kadar hep sorun yaratıldı
Allah nasip ederse hep beraber sorunları çözmeye kilitleneceğiz. İşte
zihniyet değişikliğinin özü budur. Kimseyi ötekileştirmeden insanın var
olan sorunlarını çözmeye kilitlenmektir. O zaman barış içinde yaşayan,
huzurlu bir toplumu inşa edeceğiz. Bu toplum aynı zamanda bir refah
toplumu olmak zorundadır. Kaynaklar yerli yerinde harcandığında ve
siyaset kurumu yaptığı her harcamanın karşılığını hesabını halkına
verdiğinde Türkiye süratle bir refah toplumu olma yolunda
ilerleyecektir.
“5 YILLIK GÖREV ÜSTLENDİ BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ 5 YIL İÇİNDE İYİLİĞİ
SÜREKLİ KILACAKLARDIR”
İyiliğin kalıcı olması hizmetin sürekli olmasına bağlıdır. 5 yıllık
görev üstlendi belediye başkanlarımız 5 yıl içinde iyiliği sürekli
kılacaklardır. Bütün insanları kucaklayacaklardır. Bu bizim yeni
felsefemiz olarak tarihte yerini alacaktır. Buna yürekten inanıyorum.”