Kıyak maaşlar ve yurtdışına para aktarılması gibi akçeli işlerle anılıyor...
Depremin yedinci gününde afetzedeler hala aç ve açıkta. Yeryüzünde yardım göndermediği yer bırakmamakla övünen Kızılay, çadır fabrikalarının olduğu şehre üç beş çadır gönderemedi. Hatta bölgede ekiplerini gönderip fotoğraf bile veremedi. Ama buna rağmen “kamu spotları” ile para istemeyi akıl etti...
soL - Haber'in haberinde, Halbuki ağır tartışmaların içinde olduğu 1999 depreminde bile hiç olmazsa çadır göndermeyi başarmıştı. O büyük depremde Kızılay’la ilgili çadır tartışması, çadırların küflü ve eskimiş olduğu ile ilgiliydi. Şimdi ise çadır yok.
Altılı Masa’nın ayaklarından olan Ahmet Davutoğlu, Kızılay’ın bu felç halini şöyle anlattı; “Bundan aylar önce Kızılay, yurt dışında operasyonlara binlerce çadır göndermiş ve bu ikame edilmemiş. Kızılay bugün neredeyse bankadan borç alarak maaş öder hale getirilmiş. Bunların hepsi ehliyet ve liyakatten yoksun kadroların bu kurumları çürütmesi sebebiyle oldu.”
Bunlar doğru olabilir ama birkaç fabrikası olan Kızılay’ın neden çadır üretmediği, AFAD’ın Kızılay’a neden çadır siparişi vermediğini tek başına açıklayamaz. Dillendirilmeyen asıl sebep bunların yönetenlerin bu kadar büyük siparişleri üretip stokta bekletmeyi “ekonomik” bulmamış olması olabilir. Malum piyasa ekonomisi hükmü altındayız.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun da depremin ardından buna dikkat çekti, AFAD’ın çadır stoku bulundurması gerektiğini, Kızılay’ın Ankara’nın Etimesgut ilçesindeki tesisinde AFAD için 2,5 yıldır çadır üretmediğini söyledi. Torun sözlerini şöyle sürdürdü; “AFAD’ın elinde, büyük bir afete karşı en az 250-300 bin çadır stoğu olması gerektiği bilinmektedir. Ancak 27 Eylül 2019’da AFAD’ın kendi yaptığı açıklamaya göre stoktaki çadır sayısı 100 bin bile değildir. AFAD’ın çadırlarını yıllardır Kızılay üretir. Ancak AFAD yönetimi, 2020 Ağustos ayından 2022 Aralık ayına kadar, yani yaklaşık 2,5 yıl Kızılay’dan bir tek çadır bile almamıştır. Kızılay’ın Ankara Etimesgut’taki tesisi, 2,5 yıl süresince AFAD’a çadır üretmemiştir. Sadece 3 ay önce Kızılay’a 60 bin çadır siparişi verilmiştir.”
Kızılay’ın Panislamizm hayalleri
O 60 binlik çadır siparişinin de ne kadarının üretilip AFAD’a teslim edildiği belli değil. Zira Kızılay’ın gözü, tıpkı irili ufaklı “İslami yardım” kuruluşu gibi sınır ötesi “İslam dünyası”nda. Örtülü bir Panislamizm uyarınca hareket ediyor bu yardım kuruluşları. Bu işaret de saraydan veriliyor. Haliyle “Arakan müslümanları” için gözyaşı döken Emine Hanım enkaz altında kalıp ölen on binlerce yurttaşımız için çıkıp aynı fotoğrafı vermeyi tercih etmiyor.
Kızılay deprem bölgesine yardım gönderemedi ama "dışişlerinde" oldukça hızlı. Türk Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, 2021 yılında, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Hindistan’a 1 milyon 100 bin dolarlık, 2 A 400 kargo uçağı dolusu tıbbi yardım yaptıklarını açıkladı örneğin. Üstelik bu açıklamayı Malatya’da yaptı. Kınık, Kızılay Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte Vagon Fabrikası olarak bilinen alanda faaliyeti planlanan Kızılay Sistem Yapı Fabrikasında yerleşkeyi gezerek incelemelerde de bulundu. Kızılay Sistem Yapı Fabrikası’nın açılışını Cumhurbaşkanı Erdoğan yapacağını müjdeledi. O tarihten bu yana fabrikada ne üretildiği muamma.
Halbuki Kınık fabrikanın afetlerde aç açık bırakmayacağından çok emindi. Şöyle anlatıyordu fabrikanın marifetlerini: “Kızılay’ımızın inşa etmekte olduğu Malatya üretim üssünü ziyaret ediyoruz. Burası gerek bölgemize gerekse dünyaya nitelikli ürünler sağlayacak olan özellikle de afetlerdeki barınma ihtiyaçlarını karşılayacak olan ama sadece afetlerde değil özellikle kentsel dönüşüm, kırsal dönüşüm noktasında uygun şartlarda insanlarımıza hızlı bir şekilde barınabilecekleri, fiziksel imkanları oluşturabilecekleri bir fabrika olacak. Aynı zamanda pandemi hastaneler, seyyar hastaneler, konteynerler, özellikle yurt dışında ihtiyaç duyulan hızlı kurulabilen modüler hastaneler gibi pek çok endüstriyel tesis, sosyal donatı ve insani yaşam alanlarının üretilmesi noktasında yenilikçi bir tesis olacak.”
Kızılay sitesine göre dernek son 10 yılda 138 farklı ülkede doğal ve insan kaynaklı afetlere müdahale etmiş, kuruluşundan bugüne 147 ülkeye yardım eli uzatmış ve böylece küresel bir aktör haline gelmiş. Yardım götürdüğü bölgeler arasında Filistin, Sudan, Endonezya, Sri Lanka, Kırgızistan, Kosova, Somali, Pakistan gibi ülkeleri özellikle sayıyorlar. İhtiyaç sahibi ülkelerdeki projelerini konut, okul, toplum merkezi, ibadethane, kamu tesisleri inşası, geçim kaynaklarının temini ve desteklenmesi, sağlık, eğitim, sosyal yardım, tarım ve sulama gibi alanlarda yoğunlaşmıştırlar. İbadethane derken öteki dinleri kastetmiyorlar tabii.
Yine siteye göre “Kızılay Çadır & Tekstil” departmanı, Ankara, Malatya ve Erzincan’da bulunan çadır üretim işletmeleri ile kişisel koruyucu ekipman ve tekstil alanında ihtiyaç duyulan ürünleri en üst kalite standartlarında ve yenilikçi bir bakış açısıyla üreterek, en hızlı şekilde çözümler sunuyor. Çadır ve tekstil faaliyetlerinden elde edilen gelirlerin tamamı Kızılay'a aktarılır ve insani yardım faaliyetlerinde kullanılır. Bu pazarlama dilinden anlaşılan, Kızılay bu çadırları satıyor ve gelir elde ediyor.
'Yayılmacı emellerden' kendi halkına sıra gelmiyor
AFAD ve Kızılay 10 Ocak 2023’te Afganistan'a 24 vagonluk yardım göndermiş. “Yoksulluk içindeki Afganistan halkına” denilerek topladıkları yardım malzemesini 24 vagondan oluşan "iyilik trenleri"yle Afganistan’a uğurlamışlar. O "İyilik trenleri"nde 700 bin kişiye yetecek kadar kışlık giyim, battaniye, un, şeker, yağ, makarna, bakliyat, salça gibi temel gereksinmeler ile yetimhaneler, okullar, ibadethaneler, hastaneler için halı, tekerlekli sandalye, ilaç, sağlık malzemesi taşındığını söylemişler. Bunun onda birini son depremde halkımıza ulaştıramadılar.
Kızılay kendi açıklamasına göre, Pakistan'ın Belucistan, Sind, Gilgit-Baltistan, Pencap ve Keşmir bölgelerinde meydana gelen selin ilk saatlerinden itibaren seferber olmuş, gerek Pakistan'da yerelden temin ettiği yardım malzemeleri gerek karayoluyla Türkiye'den gönderdiği yardımlar gerekse AFAD koordinasyonunda hazırlanan İyilik Treni ve kargo uçaklarına yerleştirdiği insani yardım malzemeleriyle Pakistan'ın yaralarının sarılmasına destek olmuş. Pakistan Kızılay’ı iş birliği ile gıda kolisi, hijyen kiti, yatak, battaniye, su bidonu, giysi, ikramlık ve oyuncak yardımlarını sürdüren Kızılay, sel bölgelerine sevk ettiği 500 adet 12 metrekare afet çadırı kurmuş. Ayrıca salgın hastalıkların önüne geçebilmek ve afetzedelere güvenli su temin edebilmek amacıyla 10 ton güvenli su arıtabilen su arıtma sistemi dağıtarak toplam 5 bin ihtiyaç sahibi aileye ulaşmış.
2019’da depremde evleri yıkılan ya da hasar gören Arnavutluk vatandaşları için çadır kurmayı başarmış. Deprem sonrası harekete geçen Türk Kızılay, bölgeye 120 çadır, 2 bin 750 battaniye ve 100 hijyen seti göndermiş.
Ancak bu reklamların arkasında çürümüş, kokuşmuş bir kurum saklı. Öyle ki dönemin CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, Kızılay’ın topladığı kanı, plazma, eritrosit, trombosit olarak ayrıştırarak kullanıma sunduğunu ve kullanım fazlası kan ürünlerini yurt dışındaki tekellere sattığını öne sürdü. Kızılay, halktan topladığını uluslararası tekellere satıyordu.
Daha ürkütücü olan ise derneğin AKP’nin arka bahçesine dönüşmesi. AKP yandaşı Torunlar Şirketi’ne ait Başkentgaz’ın Kızılay üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yönetiminde olduğu TÜRGEV ve Ensar’ın yurtdışındaki uzantısına para aktarması olayı bunun en canlı göstergesi. Kızılay halka yardım yapmak dışında her işin içinde. Ekende yok biçende yok..!
AFAD ve Kızılay Afganistan'a geçen
ay 24 vagonluk yardım göndermiş