Şairlerden iktidara tepki: "Halkın Vicdanı Susturulamaz"
Şairler Vicdanı grubuna mensup Orhan Alkaya, Pelin Batu, Ataol Behramoğlu, Şükrü Erbaş, Haydar Ergülen, Tuğrul Keskin, Mustafa Köz, Akif Kurtuluş, Yaşar Miraç, Ahmet Telli ortak bir bildiri hazırladı...
Şairlerden bildiri:
'Son yıkımla yalnız sevgili ülkemiz değil,
iktidar da enkaz altında kalmıştır'
Şairler Vicdanı grubunun, Kahramanmaraş
merkezli depremler nedeniyle hazırladığı "Halkın Vicdanı Susturulamaz"
başlıklı bildiride, "Son yıkımla yalnız sevgili ülkemiz değil, iktidar
da enkaz altında kalmıştır. İktidarın OHAL ilan ederek, halkı ve bölgeye
can suyu taşıyan toplum gönüllülerini baskılamasını, sivil yardım
kurumlarına kayyımlar atamasını, kendi yetersizliğini, 'yapamadığını,
yetişemediğini, yatıştıramadığını' onaran toplum vicdanını susturmak
istemesini kabul etmiyoruz" denildi...
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından arama kurtarma
çalışmalarındaki gecikme, yardımlar konusundaki organizasyonsuzluk ile
sivil toplum kuruluşlarının yardımları ile sosyal medyaya getirilen
kısıtlamalara karşı Şairler Vicdanı grubuna mensup Orhan Alkaya, Pelin
Batu, Ataol Behramoğlu, Şükrü Erbaş, Haydar Ergülen, Tuğrul Keskin,
Mustafa Köz, Akif Kurtuluş, Yaşar Miraç, Ahmet Telli ortak bir bildiri
hazırladı.
Şairlerin bildirisi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi'nde
düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. Basın toplantısına
bildiride imzası bulunan 10 şair adına Orhan Alkaya, Haydar Ergülen,
Mustafa Köz, Yaşar Miraç katıldı.
"Halkın Vicdanı Susturulamaz" başlıklı bildiriyi şair Mustafa Köz okudu.
Beton baronların saltanatı ve buna karşı alınmayan önlemlerin sonucunda
çok büyük bir acı yaşandığı belirtilen bildiri şöyle:
"İNŞAAT ÇETELERİNE KUMDAN EVLER YAPSIN DİYE VERİLEN PARALAR, ŞİMDİ
İSVİÇRE BANKALARINA KAÇIRILMAYA ÇALIŞILIYOR"
Beton baronlarının
saltanatı çöktü, iktidarın sultası başladı. Yıllardır inşaat çetelerine
kumdan evler yapsın diye verilen paralar, şimdi İsviçre bankalarına
yatırılmak için kaçırılmaya çalışılıyor. Soysuzlar havaalanlarında,
sırça köşklerinde yakalanıyor. O sırça köşklerin de iktidarın sınırsız
kredileriyle kurulduğunu biliyoruz. Toz duman dağıldığında, yakalanan
halk düşmanlarının salıverileceklerini de. Çünkü düzen bir avane düzeni,
düzen bir şer ortaklığı düzenidir.
ONARAN TOPLUM VİCDANINI SUSTURMAK İSTEMESİNİ KABUL ETMİYORUZ:
Durum bu
denli ortadayken iktidarın OHAL ilan ederek halkı ve bölgeye can suyu
taşıyan toplum gönüllülerini baskılamasını, sivil yardım kurumlarına
kayyımlar atamasını kendi yetersizliğini, 'yapamadığını, yetişemediğini,
yatıştıramadığını' onaran toplum vicdanını susturmak istemesini kabul
etmiyoruz. İktidar yamağı parti başkanının bölgeye yardım için giden
toplum gönüllülerine, 'Devletin yapamadığı, yatıştıramadığı ve
yetişemediği ne vardır da Ahbapçılar ve Babalacılar akbaba gibi kanat
çırpmaktadır' sözleri tam da bu sindirme, tehdit ve acziyetin
dışavurumudur.
HALKINA YABANCILAŞAN HER POLİTİKACININ BAŞVURACAĞI TEK YOL, GÖZDAĞI VE
YALANDIR:
Halkına yabancılaşan her politikacının başvuracağı tek yol,
gözdağı ve yalandır. Biz şairler bu kanlı oyunu gördük, görüyoruz. Bunun
için iktidarın OHAL’le ve başka yollarla karartmaya çalıştığı yolumuzun
halkın vicdanı ve dayanışma bilinciyle ışıyacağını biliyoruz. Bu ışıklı
dayanışmayı, nabız gibi atan iyiliği yerle bir olan her şehirde gördük.
Bunun için biz şairler diyoruz ki halkımızın acısı acımız, iyiliği baş
tacımızdır. Bunun için politikacıların tüm yalanlarına karşın gerçeği
açığa çıkarmak için yazmayı ve yaralı, yorgun halkımızın yanında olmayı
sürdüreceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz."
ORHAN ALKAYA: CİNAYET HERKESİN GÖZÜ ÖNÜNDE İŞLENDİ
Orhan Alkaya ise organze kurtarma güçlerinin hızla harekete geçmediğine
değinerek şöyle konuştu:
"Cinayet herkesin gözü önünde işlendi. En kritik saatleri yaklaşık 72
saattir. En kritik kurtarma saatleri. Buna hava koşulları nedeniyle
biraz daha geriye de çekmek mümkün. 48 saat demek de mümkün. Hemen
organize kurtarma güçleri harekete geçirmeyerek bu kritik süreyi yok
ederek kayıp sayısını iyimser görüşle iki katına çıkardılar. Bunu
yapanların hesabını yargı önünde verdiği günü görmeden gözlerimi kapamak
istemem."