Yıkılmadı dediler: Cemaat yurtları yerle bir oldu!
Depremin ilk günlerinde Kredi Yurtlar Kurumu Gaziantep’te yurt yıkılmadığını açıklamıştı. Gazeteci Timur Soykan, Süleymancılara bağlı üç, Diyanet’e bağlı bir yurdun yıkıldığını yazdı. Yıkılan yurtlarda 4 öğrenci 1 de görevli hayatını kaybetti...
Yıkılmadı dediler: Cemaat yurtları yerle bir oldu
Kahramanmaraş merkezli, on bir ili etkileyen depremlerin etkisi sürüyor. Bir yandan depremlerin sonuçlarıyla mücadele edilmeye çalışılırken afetin etkisini artıran ihmaller, gecikmeler ve yaşanan sorunlar da tartışılmaya devam ediyor...
Gazeteci Timur Soykan, bugün Birgün'de yayınlanan yazısında tarikat ve cemaatlerin deprem bölgesindeki etkinliğini ele aldı. Tarikat ve cemaatlerin özellikle önünün açıldığını vurgulayan Soykan, "6 Şubat depremlerinden sonra bölgede çok net görülen bir gerçek var: Sistemli şekilde devletin yardım kuruluşları geri plana çekiliyor ve tarikatlara, İslamcı derneklere alan açılıyor." diye yazdı.
Soykan, deprem bölgesindeki gözlemlerini şöyle ifade etti:
Depremde yerle bir olan Kahramanmaraş’ın merkezinde AFAD ve Kızılay’dan daha fazla bu tarikat derneklerinin faaliyetleri dikkat çekiyor. Belediyenin hemen önünde Ankara merkezli Verenel Derneği’nin yemek dağıtım merkezi var, onun yanında Verenel Derneği’nin giysi ve gıda yardım çadırı kurulmuş. Dağıtımı derneğin yeşil yeleklerini giymiş cübbeli ve sarıklı kişiler yapıyor. Verenel Derneği, Nakşibendi Tarikatı’nın Yahyalı koluna bağlı Safa Vakfı bünyesinde bulunuyor.
Çadırkentler çevresi ve pek çok noktada ise Menzil Tarikatı’na bağlı Beşir Derneği’ne alan açılmış. TIR’ların, çadırların üzerinde Beşir Derneği’nin büyük logoları yer alıyor. Mavi yelekli, sarıklı, cübbeli tarikat müritleri, yemek ve giysi dağıtıyor.
Bölgede konumlanmış tarikat dernek ve vakıfları saymakla bitmezken buralara Kızılay’ın halkın vergileri ve bağışlarıyla temin ettiği yardım malzemelerinin aktarıldığı iddiaları kulaktan kulağa yayılıyor. Kentin meydanında ise MÜSİAD’ın büyük bir yemek çadırı bulunuyor.
SOKAKLARDA TARİKATÇILAR GEZİYOR
Bu
sırada sarıklı, cübbeli, sakallı müritler çadırkentleri, sokakları
gezerek örgütlenme faaliyeti yürütüyor. Depremin kader olduğunu, Allah’a
yaklaşmak için şeyhin önemini anlatıp cennet vaat ediyorlar. Belediye
Parkı’ndaki bir bankta kır sakallı tarikat müridine bir vatandaşın
sözlerini duyuyorum: “… Allah ile kul arasında. İllaki şeyh mi lazım.”
Tarikat müridi ısrar ediyor…
Parkın
sonunda ise şişman tarikat mensubu parkta oturan çocukların karşısına
geçmiş. Neden namaz kılmadıklarını soruyor. “Her şeye zaman
buluyorsunuz, Allah’a ibadet için mi zamanınız yok” diyor. Karşısındaki
gençlerin sıkıldığı çok belli. Kameraya kaydettiğimi görünce “Hayırdır
hemşerim” diyerek çekim yapmamı istemiyor.

Bunların sadece sokakta ilk bakışta görünen tarikatlar olduğunu ifade eden Soykan, 'Yıkımın içindeki tarikat gerçekleriyle henüz yüzleşemedik.' diye yazdı.
Depremin yaşandığı 6 Şubat günü sabah 10.06’da bir Twitter kullanıcısı “Antep’te bir kız yurdu çöktü. Sadece bir kızın kurtarılabildiği söyleniyor” diye yazdığını belirten Soykan, Gaziantep Kredi Yurtlar Kurumu’nun yaptığı açıklamayla haberi yalanladığını ifade etti. KYK, Gaziantep’te KYK’ye ait ya da özel hiçbir yurdun yıkılmadığını söylemişti.
Soykan yazısına şöyle devam etti:
Ancak "Gaziantep Nurdağı ve İslahiye Deprem Gözlem Raporu"nu hazırlayan Çağdaş Hukukçular Derneği, iki ilçede tarikatlara ait 3 özel öğrenci yurdunun ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı bir yurdun yıkıldığını tespit etti. Yani Kredi Yurtlar Kurumu’nun açıklaması doğru değildi.
ÖĞRENCİLERİN ENKAZDAN SESLERİ GELİYORDU
Antep
İslahiye Cevdetpaşa Mahallesi’nde mezarlık yanındaki 5 katlı Fatih
Ortaöğretim Kız Öğrenci Yurdu yıkılmıştı. Yurt, Tahsil Çağındaki
Talebelere Yardım Derneği’ne (TÇTYD) yani Süleymancılara aitti. Dıştan
bakıldığında eski ve çürük olduğu anlaşılan bu yurt binasının enkazında 5
öğrenci ve bir görevli kaldı. Sadece bir kız öğrenci kurtarılabildi. 4
öğrenci ve bir görevli hayatını kaybetti.

Normal
zamanlarda yurtta 30’dan fazla öğrenci kalıyordu. Hepsi çevredeki
köylerden geliyor ve İslahiye’deki okullara gidiyorlardı. Sömestr tatili
kar yağışı nedeniyle uzatılınca çocukların çoğu köylerine dönmüştü.
Ancak köyleri uzak olan 5 kız öğrenci yurtta kalmıştı.
Evlerin
bir ve iki katlı olduğu arka mahalledeki en yüksek bina bu tarikat
yurduydu. Deprem sırasında yurttaki kız çocuklarının çığlıkları
duyulmuştu. Çevredekiler kendilerine gelince enkaza koştular. Kız
çocuklarının enkazdan sesi geliyordu. Ancak iş makinesi ve kurtarma
ekibi yoktu. Bir tarikat mensubunun getirdiği kepçe ile bazı molozlar
kaldırıldı ve bir kız çocuğu ilk gün kurtarıldı. Mahalledekiler iki gün
boyunca enkaz altından gelen sesleri duydu ama ne arama kurtarma ekibi
ne de vinç geldi. Dördüncü gün 4 çocuk ve bir görevlinin cenazeleri
çıkarıldı.
"KONUŞA KONUŞA ÖLDÜLER"
Enkazın
yanındaki evlerde yaşayanlar gözyaşları içinde dehşeti anlatıyorlar.
Çocukların yardım isteyen seslerinin kulaklarından gitmediğini söylerken
ağlıyorlar. Yaşlı bir adam “Konuşa konuşa öldü çocuklar. Hiçbir şey
yapamadık” diyor ve devam ediyor:
“Çok
kar yağıyordu, çok soğuktu. Yurda gelen çocuklara ben okulların tatil
olduğunu, evlerine dönmelerini söyledim. Ama 5 çocuğun köyleri uzaktı,
onun için burada kaldılar. Bu yurt Süleymancılara ait. Depremden sonra
çocukların aileleri geldi. Çok çaresizdiler. Yurttaki hocalara çok
kızıyorlardı.”
Yurt enkazının yanında Süleymancıların yardım çadırı var. Badem bıyıklı müritler, su ve gıda dağıtıyor.

ERKEK ÖĞRENCİ YURDU DA YIKILDI
Aslında
bu bina tarikat tarafından 15 yıl erkek öğrenci yurdu olarak
kullanılmış daha sonra kız yurduna çevrilmişti. Erkek öğrenci yurdu ise
300 metre uzaktaki binaya taşındı. İki yurt arasında sadece bir mezarlık
var. Kısa bir yürüyüşten sonra bahçe duvarları arkasında bir tepeyi
kaplayan devasa moloz yığınları görünüyor. Duvardan İslahiye Özel
Şehitlik Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu’nun tabelası sökülmüş.
Süleymancıların 5 katlı erkek öğrenci yurdu da büyük bir enkaza
dönüşmüş. Burada da enkaz başında tarikatın yardım konteyneri var.
Tarikat yurtlarının yıkıldığı alanı terk etmiyor. Mahalleli bu yurdun
ilk depremde yana devrildiğini, ikinci depremde tamamen yıkıldığını
anlatıyor. Kar tatili olduğu için bu çürük binada ölen olmadı. Tatil
olmasa burada 100’e yakın öğrenci barınacaktı.
DİYANET’İN YURDU YERLE BİR

Bu
tarikat yurdu, İslahiye Ortaokulu ve Şehit Yunus Emre Ateş İlkokulu’nun
yanı başında. Bu iki okulda depremde yerle bir oldu. Tatil olmasa
yüzlerce öğrenci hayatını kaybedecekti. Okullarla komşu diğer yurt
binası ise eskiden Fetullahçılara aitti. 15 Temmuz Darbe Girişimi’nden
sonra el konulup Diyanet’e verildi. İslahiye Müftülüğü Hz. Aişe Yatılı
Hafızlık Kız Kuran Kursu adını aldı. Bu devasa binada yüzlerce kıza dinî
eğitim veriliyordu. Deprem sırasında binanın boş olması büyük şanstı.
Şimdi buranın eski girişinde kırılmış tabela ve arkasında çok büyük bir
moloz yığını duruyor.
NURDAĞI’NDA ERKEK ÖĞRENCİ YURDU YIKILDI

Çağdaş
Hukukçular Derneği’nin gözlem raporunda yıkıldığı tespit edilen diğer
yurt ise Nurdağı İlçesi’nde. Fatih Erkek Öğrenci Yurdu, Nurdağı Eğitim
ve Kültür Hizmet Derneği’ne ait görünüyor. Bu dernek de Süleymancılara
ait. Ön tarafı tamamen yıkılan yurtta görevli bir öğrenci yaralı
kurtarılmış. Bu yurdun yanına da Süleymancılar, çadır kurmuş ve yemek
dağıtıyorlar. Yurdun bahçe tarafına asılan pankartta "Nurdağı Talebe
Yurtları Yemek İkramı" yazıyor.
ÇHD’nin
raporunda “Bu yurtlarda kaç öğrencinin hayatını kaybettiği kamuoyuna
açıklanmalı, sorumlular hakkında ‘Olası Kastla Öldürme’ suçundan
soruşturma başlatılmalıdır” denildi.
Bu
yıkımlar, tarikat ve Diyanet’e bağlı yurtlarda öğrencilerin çürük
binalarda barındığını ortaya koyuyor. Acaba devletin halen açıklamadığı
yıkılmış kaç yurt var?
ALADAĞ’DA YANGIN, İSLAHİYE’DE DEPREM
İslahiye’de
4 kız öğrencinin hayatını kaybettiği Fatih Ortaöğretim Kız Öğrenci
Yurdu ise Adana Aladağ’daki yurt katliamını akla getiriyor. Aladağ’ın
yoksul köylerindeki aileler, devlet yurdu olmadığı için çocuklarını
Süleymancıların ilçe merkezindeki yurduna bırakmak zorunda kalmıştı.
Yurdun yangın çıkış kapıları PVC, zemini yanıcı, elektrik tesisatı
eskiydi. Denetlenmemişti. 29 Kasım 2016 tarihindeki yangında 11 kız
çocuğu ve bir gözetmen hayatını kaybetmişti. Derneğin yöneticileri artık
serbest. Çocuklarını kaybeden ailelerin gönüllü avukatlığını yapan Can
Atalay’a ise Gezi Davası’nda 18 yıl hapis cezası verildi ve 300 günü
aşkın süredir haksız, hukuksuz şekilde Silivri Cezaevi’nde hapsediliyor.
Bu sırada Can’ın mücadele ettiği karanlıkta çocuklar tarikatların
çürük, güvenli olmayan binalarına mahkûm ediliyor. Bizi bu adaletsizlik
de yıkıyor.