"Son 10 yılın en sıkıntılı günleri, cumhuriyet kazanımları korunmalı"
Ekonominin yönetimine geçen Hazine Bakanı Mehmet Şimşek iş dünyasıyla buluştu. TÜSİAD üyeleri görüşmede “istikrar ve reform” vurgusu yaptı. Son 10 yılın en sıkıntılı günlerinin yaşandığını anlatan iş insanları, “Cumhuriyet kazanımları korunmalı, güçlendirilmeli” çağrısında bulundu, uyarılarını sıraladı...
TÜSİAD ziyaretinde patronlar Şimşek'i uyardı: "Son 10 yılın en sıkıntılı günleri, cumhuriyet kazanımları korunmalı"
İş dünyası, seçimlerin geride kaldığna
işaret ederek daha fazla demokrasi, Cumhuriyet değerlerinin korunması ve
yargı bağımsızlığı çağrısı yaptı...
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK)
toplantısına, “Ekonomide son 10 yılın en sıkıntılı dönemi. Laiklik,
piyasa ekonomisi gibi değerler tartışma dışı olmalı. Öncelik enflasyonla
mücadele olmalı” açıklamaları damga vurdu.
"EN SIKINTILI DÖNEM"
Cumhuriyet'ten Şehriban Kıraç'ın haberine göre, TÜSİAD yönetimi,
ekonomik durumla ilgili tespit ve önerilerini sunmak üzere dün YİK
öncesi yaklaşık iki saat Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile bir
araya geldi. Basına kapalı düzenlenen toplantıda iş dünyası temsilcileri
makro ekonomik istikrar ve yapısal reform vurgusu yaptı. Cumhuriyet’e
açıklama yapan kaynaklar, “Şu ana kadar hükümetin hazırladığı bir
ekonomi programı yok. Ekonomi bürokratların kim olacağı ile ilgili
çalışmalar sürüyor. Her zamanki konular gündeme geldi” dediler.
TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan, ekonomideki sorunların çözümü için
makroekonomik istikrar, yapısal reformlar ve hukuk devletinden oluşan üç
ayaklı bir program gerektiğini belirtirken zayıflamış olan Merkez
Bankası rezervlerinin de tahkim edilmesi ihtiyacına dikkat çekti.
Özilhan, 85 milyon seçmenin tamamının ve tüm toplum kesimlerinin
iradesinin, görüş ve tercihlerinin de gözetilmesini, temel haklarının
korunması gerekitğini vurgulayarak şöyle konuştu:
Temel değerler konusunda netleşmeli ve çoğulcu demokrasiyi, laikliği,
piyasa ekonomisini ve kurallara dayalı liberal dünya düzeninin parçası
olmayı artık tartışma dışına itmeliyiz.
Göstergeler ekonomimizin belki de son 10 yılın en sıkıntılı döneminden
geçtiğine işaret ediyor. İhracat geriliyor, cari açık artıyor, net
rezervler eksiye geçiyor, bütçe açığı büyüyor, hayat pahalılığı satın
alma gücünü düşürüyor, yüksek enflasyon bilançoları bozuyor, yatırımlar
canlanmıyor.
İlk defa “ikiz açık” yaşıyoruz.
İtibarı yüksek bir ekonomi programı açıklanmalı.
Yatırımların artması için elverişli koşullar, hukukun üstünlüğünün ve
yargı bağımsızlığının şüphe götürmediği, güçler dengesinin sağlandığı,
çoğunlukçuluğun değil çoğulculuğun esas olduğu, atamalarda liyakatin
esas olduğu, özerk kurumların bağımsızlığının güvence altında olduğu bir
yönetim modeli ile sağlanır.
(Basına kapalı düzenlenen toplantıya (soldan-sağa) Murat Özyeğin, Orhan
Turan, Mehmet Şimşek, Tuncay Özilhan, Arzuhan Doğan Yalçındağ da
katıldı.)
"KAZANIMLAR KORUNMALI"
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan da enflasyonun bu ay için
biraz gerilediğini belirterek “Ancak devam eden zamlar ve TL’de
yaşadığımız hızlı değer kaybı, bu sorunun bir süre daha bizimle
kalacağını gösteriyor. Oysaki sağlıklı bir büyüme ortamının ilk şartı,
fiyat istikrarı” dedi. Turan, demokratikleşme, hukukun üstünlüğü,
toplumsal cinsiyet eşitliği ve eğitim reformunun ana gündemleri olduğunu
vurgulayarak “Bu parlamento döneminde Cumhuriyetimizin birinci
yüzyılındaki kazanımları korumalı, güçlendirmeli ve eksikliklerini
gidermeliyiz. İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesini istiyoruz” dedi.
"DEVLETİN ŞEFKATLİ ELİNİ GÖRMEDİK"
TÜSİAD YİK toplantısında konuşan Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
Hikmet Çinçin, depremin üzerinden dört ay geçmesine rağmen barınma
sıkıntılarının devam ettiğini vurgulayarak “Devletin şefkatli eli hâlâ
Hatay’a değmedi. Depremden en fazla etkilenen ilçelere süper teşvikler
verilmeli. Havaalanı kapalı, karayolu yok, mavi ve beyaz yakalı
çalışanlara buraya dönün desek niye gelecekler” dedi.
Deprem sonrası ildeki demografik yapının değişmesinden endişe duyduğunu
anlatan Çinçin, “Bu sadece Suriyeli nüfusun artışı ile ilgili bir durum
değil. Buradaki etnik kimlikler gitti. Bir yok oluştan söz ediyorum.
Tersine göçü sağlayacak adımların atılmısı gerekiyor” diye konuştu.