Şireci direnişinde patron sözcülüğüne soyunmuştu
Şireci Tekstil işçilerinin grevinde patron sözcülüğüne soyunan AKP'li Gaziantep Belediye Başkanı Şahin, 'Bir çok gelebilecek tehlikeyi önlediğimize dair genel bir kanat var iş dünyasında' dedi...Şireci direnişinde patron sözcülüğüne
soyunmuştu: AKP'li Şahin 'tehlikenin' önüne geçmiş...
Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan Şireci Tekstil'de çalışan 2 bin işçinin düşük zam dayatmasına karşı başlattıkları iş bırakma eylemi kazanımla sonuçlanmıştı. Altı gün süren mücadele, AKP, CHP ve İYİP'li isimlerin grev kırıcılığı ise gündeme gelmişti...
AKP'li Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, grev sırasında ziyaret ettiği işçilere patronlarını övmüştü. Şireci Tekstil Patronu Ahmet Şireci'nin şehre okul, AMATEM ve cami yaptırdığını söyleyen Şahin, patron adına pazarlık yaparak işçileri fabrikaya sokmak istemişti.
'İki tarafla anlaşma sağladım'
Anadolu Yayıncılar Derneği'nin düzenlediği "Anadolu sohbetleri" isimli programa katılan Şahin, Şireci işçilerinin direnişine dair yeni açıklamada bulundu.
Şahin "Ben hem işverenle hem işçi ile görüştüm, işverene kimseyi işten çıkarmayacaksın dedim, işçilere de işlerinize geri dönün istediğiniz ücreti alacaksınız dedim. İki tarafla anlaşma sağladım” dedi.
Şahin, şehirde adeta bir çatışma ortamının çıktığını ve bunu konuşarak çözdüklerini iddia eden "İşveren de işçilerde benim sözüme güvenir ne dediysem yapacağımı bilir. Bu sayede bu çatışma ortamı sona ermiştir” diye konuştu.
Grev alanındaki tutumunun ardından patronların takdirini kazandığı belirten Şahin, "Bunun daha sonra domino etkisi yapılacak olan organize geneline yayılması çok büyük bir tehlike idi. Çünkü üretimin devam etmesi gerekiyordu hem bu şehirde hem bu ülkede. Bir çok gelebilecek tehlikeyi önlediğimize dair genel bir kanat var iş dünyasında" dedi.
'İşveren aradı 'seni dinlerler' dedi'
Şahin'in Şireci Tekstil işçilerinin grevine ilişkin açıklamasında öne çıkanlar şöyle:
"Altı gündür devam eden ve hakikaten bir çatışma alanına dönmüş, bunu da bazı grupların fırsatçılık yaptığı, ikisini birbirine (işçi ve işveren) karşı karşıya getirildiği bir durumda vardı.
İşveren aradı 'Başkanım istersen sen gel bunlar ancak seni dinlerler' dedi. Gittiğimde de çok gergin bir ortam vardı. Bir taraftan işçiler, bir tarafta işveren o ikisinin bir araya gelip anlaşması gerekiyordu. Ben söylediğim zaman benim ne söylemek istediğimi ağzımdan çıkan sözün arkasında duracağımı bilirler. 3 bin işçinin yüzde 75 benim konuşmamdan sonra hızla içeri girdiler, 'Başkanım söylüyorsa doğrudur, ne gerekiyorsa yapacaktır' dediler.
'Ne grev kırıcılığı söz konusu ne de patron yanlısı olması söz konusu'
İşveren de 'Sen ne diyorsan onu yapacağım' dedi. 'Biz sana güveniyoruz senin adaletine hakemliğine güveniyoruz' dedi. İşte burada ne grev kırıcılığı söz konusu ne de patron yanlısı olması söz konusu. Ama bu bazı basın yayın organlarına yanlış yansıtıldı. Tam tersi bizim ikisiyle birlikte organizeyi sağlıklı bir şekilde Türkiye yüzyılını, üretim yüzyılını ihracat, istihdam devam ettirmek için ikisinindi hakkını korumak gerekiyor, ve ben belediye başkanı olarak ikisinin de hakkını korumak zorundayım.
'Tehlikeyi önlediğimize dair genel bir kanat var iş dünyasında'
Onlarda beni tanıdıkları için sözüme güvendiler ve hızlı bir şekilde işlerine geçtiler. İşveren de verdiği bütün sözleri tuttu. Bunun daha sonra domino etkisi yapılacak olan organize geneline yayılması çok büyük bir tehlike idi. Çünkü üretimin devam etmesi gerekiyordu hem bu şehirde hem bu ülkede. Bir çok gelebilecek tehlikeyi önlediğimize dair genel bir kanat var iş dünyasında."
