30 yılda 4 milyon hektarın üzerinde arazi tarım dışına çıkarıldı
Prof. Dr. Özgül 30 yılda Türkiye'de 27 milyon hektar tarım alanının 23 milyonun altına düştüğünü belirtti...Erzurum Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Prof. Dr. Müdahir Özgül, yaklaşık 30 yıl önce Türkiye'de var olan 27 milyon hektar tarım arazisinin bugün 23 milyon hektarın altına düştüğünü söyledi...
Yaklaşık 10 milyon hektarın koruma altına alındığını belirten Prof. Dr. Özgül, "Geri kalan alanların tamamında çeşitli şekillerde yerleşim, iskan veya sanayi tesisleri veya yollar olsun başka amaçlarla tarımın dışına çıkarılıyor. Bu rakamlar büyük rakamlar” dedi.
Erzurum Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Müdahir Özgül, Türkiye’deki tarım arazileriyle ilgili DHA’ya açıklamalarda bulundu. Türkiye'de son yıllarda nitelikli tarım arazilerinin amacı dışında kullanıldığı alanlarla ilgili rakamlar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özgül, şöyle konuştu:
"Biz üniversite öğrencisi iken bundan 30 yıl öncesinde Türkiye'de 27 milyon hektar tarım arazisi var, deniliyordu. Bugün Bakanlığın rakamlarıyla nitelikli tarım arazisi 23 milyon hektar. Ben bunun altında olduğunu düşünüyorum. Tarım ve Orman Bakanlığı 'Büyükova Koruma Alanı' olarak ilan ettiği 450'nin üzerinde bir alanda yaklaşık 10 milyon hektarlık alan koruma altında. Geri kalan alanların tamamında çeşitli şekillerde yerleşim, iskan veya sanayi tesisleri veya yollar olsun başka amaçlarla tarımın dışına çıkarılıyor. Bu rakamlar büyük rakamlar. Özellikle ülkemizde arazinin toplamı düşünüldüğü zaman bu yaklaşık dörtte birine tekabül ediyor. Bunu tabir yerindeyse gözümüz gibi korumak durumundayız. Buna belli bahaneler, belli gerekçeler ve belli hileler uydurarak bunların alanını azaltamayız. Gözümüz gibi korumak durumundayız. Bu da sadece ziraat mühendislerinin, ziraat fakültelerinin, tarımcıların veya çiftçilerin görevi değil, toplumun ortak bir görevidir. İster konut, ister sanayi tesisleri, ister mezarlık olsun, hangi anlamda söylerseniz söyleyin, hangi alana ihtiyaç var ve biz onu tesis edeceksek o alana uygun araziyi bulup ilgili sektörün kullanımına sunmak durumundayız. Bunu ülkemizde yapmak zor değil. Bugün bunun bilimsel altyapısı akademik altyapısı bilgisi bu bilgiyi kullanan insan sayısı yeterli derecede var. Ancak bunu uygulamada yani bu alanları korumada var olan kanunları da uygulamada önemli derecede sıkıntılar çekiyoruz."
'Önce kendi alanlarımızı muhafaza etmek durumundayız'
Türkiye’de "bir kara, bir de mavi vatan olduğunu bu ikisinin stratejik durumu nedeniyle gelecekte nüfus artışına bağlı olarak, çevresinde olup bitenleri de hesaba katarak yapılacak üretimin stratejik öneminin çok iyi kavranması gerektiğini" kaydeden, Prof. Dr. Özgül şunları söyledi:
"Çok önemli artıları olan bir coğrafyadayız. Etrafı denizlerle çevrili, iki kıtayı birbirine bağlayan, Akdeniz'e ve Karadeniz kıyısı olan avantajlarından kaynaklanan önemli bir karasal yapıya sahibiz. Bunu çok doğru değerlendirmek, bundan sonraki nesillere çok doğru kullanarak aktarmak gibi bir zorunluluğumuz var. Bunu başarabildiğimiz ölçüde ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkaracağız. Bunu başaramadığımız zaman karşılaşacağımız sorunları çevremizde zaten gözlemliyoruz. Mesela hemen kuzeyimizde var olan bir savaşın sonucunda tahıl koridoru olarak gözlemleyebiliyoruz. Yani siyasetin birinci gündem maddesi bu günlerde de yine tahıl koridoru. Beslenmenin temel unsuru olan tahılı nakletmek bir siyasetin ana gündem maddesi olarak kullanılıyor. Biz kendi ülkemiz içerisinde ürettiğimiz alanları yok ederken başka alanlardan tahılın sağlıklı bir şekilde nakledilmesi için enerji harcamak çok akılcı gözükmüyor. Önce kendi üretim alanlarımızı muhafaza etmek durumundayız."