Tayyipoğlu Bilal böyle konuştu...
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, "Türkiye'de kimse iddia edemez ki ancak idealist insanlar öğretmen oluyor. Böyle bir iddiası olan varsa tartışabiliriz tabii ama birçoğu memur olmak için öğretmen oluyor" açıklamasında bulundu...
Bilal Erdoğan: 'Öğretmenlerin bir çoğu
memur olmak için öğretmen oluyor'
İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı
Bilal Erdoğan, Uşak Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezi'nde
düzenlenen Önder 20. İmam Hatipliler Kurultayı'nda konuştu...
Türkiye'de öğretmen belirleme sisteminin
"ideal meslek" kurgusuna göre değil memuriyet sistemine göre yapıldığını
aktaran Bilal Erdoğan, "Türkiye'de kimse iddia edemez ki ancak idealist
insanlar öğretmen oluyor. Böyle bir iddiası olan varsa tartışabiliriz
tabii ama birçoğu memur olmak için öğretmen oluyor" dedi.
Bilal Erdoğan'ın açıklaması şu şekilde:
"Türkiye'de kimse iddia edemez ki ancak
idealist insanlar öğretmen oluyor. Böyle bir iddiası olan varsa
tartışabiliriz tabii ama birçoğu memur olmak için öğretmen oluyor.
Velhasıl kelam, 'Ben ideal meslek olarak öğretmenliğe girdim.' diyerek
gelenlerle bu öğretmenlik mesleği kurgulanmıyorsa Türkiye'de, o zaman bu
gelen arkadaşlarımızı biz nasıl değerli hissettirebiliriz, yaptıkları
işin önemine nasıl vakıf hale getirebiliriz, nasıl motive edebiliriz,
buna kafa yormamız lazım ve bu şu anda eğitimde en hızlı sonuç
alabileceğimiz ve sivil toplum olarak boynumuzun borcu olan bir çalışma
sistematiği diye düşünüyorum. Gelin hep birlikte bizler imam hatip
mezunu dernekleri olarak, imam hatipliler olarak kendi okullarımızdaki
öğretmenlere kıymet vermeyi tercih edelim."
"İDEALİST ÖĞRETMEN BİLE 3 YIL SONRA 'NİYE UĞRAŞIYORUM?' DİYOR"
"Ben olsam ben kendime güvenemem. 'Niye uğraşıyorum?'. 'Daha başarılı
oldum diye birisi beni mükafatlandıracak mı?', 'Daha başarılı oldum diye
bana bir kuruş fazla bir şey mi verilecek?' Var mı böyle bir şey
öğretmenlikte? Yok. Başlıyorsun, emekliliğe kadar gidiyorsunuz. Yani
dolayısıyla bir de bir tarafta yan gelip yatan çok fazla gayret
göstermeyen birkaç öğretmen arkadaşını görürsen o da seni de demotive
ediyor, 'Ben niye uğraşıyorum' diyorsun. Böyle bir ortamda bizim o zaman
bu işin destekçileri, gönüllüleri olarak bu öğretmen arkadaşlarımızı
yermek yerine, kınamak yerine, karşımıza almak yerine, yanımıza almanın,
arkasında durmanın, desteklemenin mücadelesini verirsek,
moral-motivasyon verecek çalışmaları güdebilirsek o zaman onun
neticesini biz bir öğretmenle onun o gün sınıfındaki 30-40 öğrencide
gerçekleştirmiş, başarmış oluruz