Doğukan Çep'in ağzından yazılan mektubun perde arkası
Yaklaşık yarım saat süren görüşmede, Öktem’e "konuşmaması için bazı vaatlerde" bulunulduğu öne sürüldü. Doğukan Çep adına açılan şüpheli bir hesaptan paylaşılan mektubun da Öktem tarafından yazdırılarak, görüşmeye gelen bir avukata verildiği iddia ediliyor...
Sinan Ateş'in azmettiricisi olduğu iddia edilen Doğukan Çep'in ağzından yazılan mektubun perde arkası
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin
soruşturmada çarpıcı bir iddia ortaya atıldı. İddiaya göre, soruşturma
kapsamında ocak ayından beri tutuklu bulunan avukat Serdar Öktem, temmuz
ayı başında cezaevinde rahatsızlandı.
Öktem, kalp spazmı geçirdiği
gerekçesiyle Etlik Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. İddiaya göre,
hastanede “sarı alan” olarak adlandırılan bölümde müşahede altında
olduğu sırada Ülkü Ocakları üst yönetiminden çok kritik 2 ismin de
aralarında bulunduğu 5 kişi Öktem’i ziyaret etti. Yaklaşık yarım saat
süren görüşmede, Öktem’e "konuşmaması için bazı vaatler"de bulunulduğu
öne sürüldü.
Ziyarete ilişkin olarak adli ya da idari soruşturma olup
olmadığı bilinmiyor.
Tahliye isteyen başsavcıvekili izne ayrıldı
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Doç. Dr. Sinan Ateş, 30 Aralık 2022
tarihinde Ankara’nın en merkezi semtlerinden Çukurambar’da uğradığı
silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Cinayete ilişkin soruşturma
kapsamında bugüne kadar, tetikçi olduğu öne sürülen Eray Özyağcı ile
Ülkü Ocakları eski yöneticileri Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve avukat
Serdar Öktem’in de aralarında bulunduğu 21 kişi tutuklanmıştı.
Cinayet sonrası tetikçiyi Ankara dışına çıkardığı öne sürülen Tolgahan
Demirbaş’ın, Ateş’ten önceki Ülkü Ocakları Genel Başkanı dönemin MHP
Milletvekili Olcay Kılavuz’un zaman zaman kullandığı evde olduğu ortaya
çıkmış, Demirbaş’ı sakladığı iddia edilen Olcay Kılavuz’un da polisle
tartıştığı iddia edilmişti.
Kılavuz, hakkında “cinayete yardım”
suçlamasıyla soruşturma başlatıldığı da öğrenilmişti.
Bu arada dosyada bir de “başsavcıvekili” krizi yaşandığı öne sürülmüş,
soruşturmayı adli tatil başlangıcında devralan ve MHP’ye yakınlığıyla
bilinen Başsavcıvekili Ahmet Altun’un izne ayrılmasıyla ilgili olarak
çarpıcı iddialar ortaya atılmıştı.
Başsavcıvekili Altun’un önce şüphelilerin tahliyesini talep ettiği,
dosyaya eklenen yeni kanıtları gördükten sonra soruşturmadan çekilmek
istediği iddia edilmişti.
Öktem’in de aralarında olduğu şüphelilerin
tahliyesi konusunda ısrarcı olduğu belirtilen Altun’un, bu konuda
başsavcı ile tartıştığı, talebi kabul görmeyince izne ayrıldığı öne
sürülmüştü.
Sarı alanda ziyaret:
"Konuşmaması için vaat” iddiası
Dosyaya ilişkin iddialara bir yenisi daha eklendi. T24’ün edindiği
bilgiye göre, ocak ayında tutuklanan soruşturmanın en kritik şüphelileri
arasında gösterilen eski Ülkü Ocakları yöneticisi Serdar Öktem, adli
tatilden yaklaşık 15 gün önce, 4 Temmuz tarihinde cezaevinde
rahatsızlandı ve revire kaldırıldı. Öktem, bir süre sonra kalp spazmı
teşhisiyle Etlik Şehir Hastanesi’ne sevk edildi. Burada “sarı alan”
olarak adlandırılan bölümde müşahede altına alınan Öktem’i, iddiaya göre
birkaç saat sonra Ülkü Ocakları üst yönetiminden çok kritik 2 ismin de
aralarında bulunduğu 5 kişi ziyaret etti. Ziyaretin yarım saat sürdüğü
ve o tarihte yaklaşık 6 aydır tutuklu bulunan Öktem’e, “konuşmaması için
bazı vaat ve telkinler”de bulunulduğu iddia edildi.
Dikkat çeken zamanlama
Söz konusu ziyaretin, şüphelilerin tahliyesi yönündeki talebi kabul
görmeyen ve dosyaya eklenen yeni kanıtlardan rahatsızlık duyarak izne
ayrıldığı öne sürülen Başsavcıvekili Ahmet Altun’un soruşturmayı
devraldığı ilk tarihten yaklaşık 15 gün önce gerçekleşmesi de dikkat
çekti.
Kalp spazmı bahane mi?
Bu arada, Öktem’in kalp spazmı geçirdiği “bahane” edilerek cezaevinden
hastaneye sevk edildiği ve bu sayede tutukluyken görüşmesi mümkün
olmayan bazı isimlerle görüşmesinin sağlandığı da öne sürüldü. Öktem’e
hastanedeyken eşlik eden personel ile cezaevinden çıkışını sağlayan
yetkililer hakkında adli ya da idari bir soruşturma başlatılıp
başlatılmadığı ise bilinmiyor.
“Doğukan Çep” hesabındaki mektup iddiası
Öte yandan, önceki gün X’te (eski adıyla Twitter), cinayetin
organizasyonunu yaptığı iddiasıyla tutuklanan Doğukan Çep adına açılan
şüpheli bir hesaptan paylaşılan mektubun da Öktem tarafından
yazdırılarak, görüşmeye gelen bir avukata verildiği de iddia ediliyor.
Tutuklu bazı şüphelilerin masum olduğu iddia edilen söz konusu mektubun
cezaevi kontrolünden nasıl geçtiği ise merak konusu oldu.
Doğukan Çep'in ağzından mektup yazıldı:
Şahsi meselemdir, ölsün değil
yaralansın istedim
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetinin azmettiricisi
olduğu iddiasıyla tutuklanan Doğukan Çep'in adına sosyal medyada açılan
hesapta, "Bana (Hasan Ferit Gedik cinayeti konusunda) yardım edeceğini
söyleyip etmedi, beni oyaladı. Ben de sinirlendim. Canını yakmak için
ayaklarından vurdurmak istedim, öldürmek gibi bir kastım kesinlikle
olmadı. Şahsi husumet sebebiyle, uyarı amaçlı canı yansın istedim"
denildi.
Sinan Ateş cinayetinde azmettiricilikle suçlanan ve İstanbul Gülsuyu’da
işlenen Hasan Ferit Gedik cinayetinde 35 yıl 4 ay kesinleşmiş hapis
cezası bulunan Doğukan Çep adına, X'te (eski adıyla Twitter) şüpheli bir
hesap açıldı.
Eski MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz'un soruşturmanın şüphelileri
arasına girmesinden 3 gün sonra açılan hesapta, Çep'in ağzından
yazıldığı iddia edilen bir mektup paylaşılırken, Sinan Ateş cinayetiyle
ilgili iddialara yer verildi.
Mektupta "şahsi mesele" vurgusu yapıldı ve
"Olay benim olayımdır. Hiçbir kurum ve kuruluşla alakası yoktur"
denildi.
Hesabın, MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter'in soruşturmanın
yeni koordinatör ismi Ankara Başsavcı Vekili Ahmet Altun ile görüşme
yaptığı iddiasının hemen ardından açılması dikkat çekti.
Doğukan Çep tarafından yazıldığı iddia edilen mektupta, cinayet değil
korkutma amacı olduğu, olayın ülkü ocaklarından bağımsız gerçekleştiği
iddia edildi. Sinan Ateş, FETÖ'cü olmakla suçlanırken, basın da hedef
alındı.