"İstanbullular o zihniyeti 2024'te bu şehrin tarihinden silecek"
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, yeni metrobüs araçlarının teslim alınması dolayısıyla düzenlenen törende konuştu...
İmamoğlu: "İstanbullular 2019'da cezalandırdığı zihniyeti 2024'te bu şehrin tarihinden silecek"
İBB kuruluşu İETT, en son 2015 yılında yeni
otobüs alınan metrobüs hattını, öz kaynaklarla temin edilen 252 son
model araçla güçlendirdi.
İBB ve İETT’nin üretici firmalarla Eylül
2021’de imzaladığı sözleşmeler kapsamında alımı planlanan toplam 252
otobüsün tamamının İETT envanterlerine girmesi nedeniyle tören
düzenlendi.
İETT Edirnekapı Garajı’nda düzenlenen tören; İBB Başkanı
Ekrem İmamoğlu, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve CHP İstanbul
Milletvekili Engin Altay’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Törende
sırasıyla, İETT Genel Müdürü İrfan Demet ve İmamoğlu birer konuşma
yaptı.
İmamoğlu konuşmasında şunları söyledi:
HAYATIMIZIN EN ÖNEMLİ GERÇEĞİ, O DA DEPREM GERÇEĞİ:
Sizlerle bir arada
olmaktan İETT ailesinin ev sahipliğinde sizleri ağırlamaktan elbette çok
mutluyum. Siyasi partilerimizin kıymetli başkanları, temsilcileri hep
birlikte bugün burada İETT'nin şehrimize kazandırdığı 252 otobüsün
tamamının sonuca ulaştığı bir anı paylaşıyoruz. Tabii bugün buraya
gelirken yolda aldığımız bir haber, hayatımızın en önemli gerçeğini bize
bir kez daha hatırlatmıştır. O da deprem gerçeği. Gemlik'te oluşan
depremin, 5.1 ya da 5.2 şeklinde bir beyan var, yarattığı endişe veya
elbette ki bir kısım korku İstanbulluları da etkilemiştir. Depremin
temel meselemiz olduğunu ve her daim bu konuda topyekun çalışmamızın da
gerekli olduğunu, bu işin partisi, belediyesi, bakanlığı ya da başka bir
kurumu diye ayrım yapmaksızın aynı masada teyakkuz içerisinde ve de
topyekun bir seferberlik duygusuyla çalışmanın şart olduğunu her daim
dile getirdik, getirmeye devam edeceğiz. Süreci birazdan hem AKOM'da
izleyen arkadaşlarımızın katılımıyla hem de Bilim ve Teknik Kurulumuz'la
yapacağımız toplantıyla ne aşamada olduğunu, bize hangi işaretleri
verdiğini dinlemeye ve anlamaya çalışacağız. Bu tabii ki İstanbul'umuz
adına ve Marmara Bölgesi adına alacağımız hangi bilgi var ise de bunu
kamuoyuyla paylaşarak sürecin tahlilini, analizini birlikte yapmaya
çalışacağız. Hepimize geçmiş olsun, Gemlik ve yakın çevresine ayrıca
geçmiş olsun. Bu arada Gemlik Belediyesi ile arkadaşlarımızın yaptığı
diyalogda herhangi bir yıkımın ya da herhangi bir sıkıntının olmadığı
yönünde, belediye başkanımızla da sürece dair var olabilecek bütün
ihtiyaçlarla ilgili hazır olduğumuzu ilettik takip ediyoruz. Elbette ki
bu tür süreçlerde ihtiyaç duyulan organizasyonu yöneten AFAD'la da
kurumumuz AKOM ve diğer birimleriyle beraber ilişki halindedir. Hepimize
tekrar geçmiş olsun.
CUMHURBAŞKANI, KREDİSİ HAZIR 300 ARAÇ ALIMI İÇİN İMZA ATMADI,
İMZALATAMADIK:
Kilometre sınırını aşmış ve özellikle yaşlıları geçmişi
olan metrobüs filomuzu gençleştirmek üzere temini hızla harekete
geçirdik göreve gelir gelmez. O dönemde çok hızlı bir alımı, çok güçlü
bir alımı nasıl yapabiliriz diye yaptığımız araştırmalarda ilk etapta
tam 300 aracı temin edebileceğimizi ön görmüştük. Çok hızlı, birkaç ayda
birçok uygun koşullarda dış finansmanı da sağladık. İnanınız döviz
bazında o dönemdeki araç fiyatlarıyla ki 'Araç kuruluşlarımız burada
yerli kurumlarımız, bugün arasında en az yüzde 40-45 fiyat farkı vardı.
Döviz kurları ve emtia fiyatlarındaki artışla boğuşan firmalar, doğal
olarak araç fiyatlarını arttırmak zorunda kaldılar. Ulusal ve
uluslararası piyasaların yaratmış olduğu farktan bahsediyorum ve döviz
bazında bir farktan bahsediyorum. Peki ne oldu? 300 araçlık otobüsü,
acilen meclise taşıdık. Çünkü en son metrobüs 2015’de alınmıştı ve
alınan araçlar da aslında metrobüs olarak kalıcı ihtiyacı çözen değil de
daha küçük ebatlı 18 metrelik araçlardan ibaretti ve çok yeterli sayıda
da değildi. Yaşlanmış bir filoyla karşı karşı karşıyaydık. O bakımdan
biz sağ olsun o dönemde İBB Meclisi de bu isteğimize oy birliğiyle
'Evet' dedi. Bu da güzel, bu da sevindirici. İhtiyacı gördüler ve bütün
partiler buna beraber el kaldırdı bu bizi mutlu etti. O gün de o zaman
da çok kereler teşekkür ettim. Bu 300 araç alımını gerçekleştireceğimiz
kredisi hazır bir sürecin işletilmemesi adına bunun imzasını
Cumhurbaşkanı yerine getirmedi. Bir imza bu imza ne biliyor musunuz?
Kefillik değil, bir kefalet değil bu. Sadece bir onay, bilgi, başka bir
şey değil. Yani bizim İBB'nin kefalete ihtiyaç olduğu bir imza da değil
ve bunu imzalatamadık. Hatta dönem dönem milletvekilimiz bu konuyla
ilgili Sayın Engin Altay'dan birçok arkadaşımızdan destek de istedik.
Yani bize bu konuda katkı sunun diye destek de istedik ama
imzalatamadık. 300 otobüsü o zaman alsaydık. Çoktan o otobüsler şu anda
hizmete girmişti. Peki ihtiyacımız bitecek miydi? Bitmeyecekti yine
alımlarımızı yapacaktık. Bu 252 aracı tamamını, kendi yarattığımız öz
kaynaklarımızla, paramızla ve bu zor koşullarda aldık.
ARAÇLARI DAHA PAHALIYA ALMAK ZORUNDA KALDIK, BİR ALLAH'IN KULU DA NEDEN
ENGELLEDİKLERİNİ AÇIKLAMADI:
252 aracı alırken o gün alsaydık daha
avantajlı alacaktık. Ülkedeki döviz artışı ve bunun gibi birçok
enflasyon ve diğer artışlarla ilgili uğradığımız zarar şimdi daha
pahalıya almak zorunda kaldık. Bakın bu bir ülkenin, bir milletin iyi
anlaması gereken bir durumdur. Bir hizmet Allah aşkına bir tane açıklama
yapılmadı buna. Yani bu niçin engellenir? Bu niçin imzalanmaz? Tek bir
açıklama yapılmadı yapılamaz. Ya bu ne diyelim buna? Bu ihtiraz nedir?
Bu kıskançlık nedir?
SANKİ 2019’DA KAZANDIĞIMIZ O SEÇİMDE BİRİSİNİN TAPULU MALINI ELİNDEN
ALDIK:
Sanki 2019’da, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimini
kazandığımız o seçimde, birisinin tapulu malını elinden aldık. Ya yok
vallahi senin vallahi tapulu malın değil. Bu milimetre karesine kadar,
16 milyon insanına, 86 milyon memleketim insanının ortak olduğu bir
maldır bir vatan parçasıdır. Onun için vallahi senin malın değil böyle
davranamazsınız. Bunu yaptılar birçok olayda yaptılar. Ama yılmadık,
yolumuza devam ettik ve bugün yerli firmaların da bu işe ilgi
göstermesiyle karşılıklı yaptığımız ihale süreçleri, o açık ihale
sürecine katılanlar, verilen fiyatlar en uygun koşullarda İstanbulumuza
132’si 280 yolcu kapasiteli 120’si de 200 yolcu kapasiteli Akia ve
Otogar marka 252 aracımızı İstanbul'a kazandırdık ve milletimize
metrobüs hattında pırıl pırıl yepyeni otobüslerle yolculuk ve seyahat
etmelerini sağladık bu milletimizin bütçesini başarısızdır onu
söyleyeyim. Metrobüs çok önemli bir toplu taşıma sistemi haline
gelmiştir. 52 kilometrelik hatta bir günde 250 kilometre yol yapılıyor
bir günde. Yani bu mesafe Edirne İle Kars arasında 150 kez gidip gelmek
gibi bir şey. Böylesine önemli bir hatta yeni ve konforlu araçların
önemi çok büyük.
METROBÜS HATTINI BÜYÜK ORANDA DAHA ÇEVRECİ, DAHA YERLİ BEYAZ BETON İLE
YENİLEDİK:
Sadece onunla da yetinmedik büyük oranda bütün metrobüs
hattının asfalt sistemini beyaz beton diye tarifledikleri daha çevreci,
daha yerli bir betonarme yol güzergahı da yaparak yeniledik. Büyük bir
kısmı bitti son bölümü 2024’e kaldı. Hem konforlu hem araç yakıt
tüketimini düşüren hem de bir kısım kazaların olmasını engelleyen asfalt
çok kolay, bazı hava koşullarından etkilenebiliyor. Bazı büzüşmeler
vesaire gibi problemler yaratabiliyor. Ama bu beton yol daha verimli bir
süreci bize sağlayabiliyor. Aynı zamanda daha ekonomik şöyle ki asfalt
petrol tüneli ve dışa bağımlı bir ürün mekanizması ama beton öyle değil.
Daha uzun vadeli kullanım ve çok az daha hasar ve tamirat gideri olduğu
için de çok değerli bir imalat biçimi. Bu yönüyle biz bu yolların da
yenilenmesiyle gerçekten metrobüs sürecinde konforu sağlamış olduk.
TARİHİ YARIMADA'YI İSTANBUL'UN VİTRİNİ HALİNE GETİRECEĞİZ:
Bir başka
yönünü de dile getireyim. İlerici bir bakışımız var. Tabii ki metrobüs
hattını da geleceğin planlanması noktasında ele alıyoruz. Elektrikli
araçların daha yüksek kapasiteli, farklı teknolojilerin önümüzdeki
süreçte bu hat üzerinde görev yapmasını, işleme alınması noktasında da
hem ulusal hem uluslararası birtakım desteklerle bir Ar-Ge denemeleri
yapılıyor. Elektrikli araç noktasında İETT'nin diğer filosuyla ilgili de
hem dönüşüm çalışmalarını sürdürüyoruz hem de bu konuda maksimum,
optimum bir süreci nasıl sağlayabiliriz diye analizlerimiz devam ediyor.
Bu konuda özgün bir hedefimiz var ki tam da sınırındayız, içindeyiz.
Fatih bölgesini, Tarihi Yarımada'yı çok özenli bir şekilde her yönüyle
ele alıyoruz. Tarihi Yarımada'yı İstanbul'un vitrini haline getireceğiz.
Tarihi Yarımada'da 5 yılda yaptıklarımızı katlayarak hem yerelde,
ilçede hem büyükşehir nezdinde pırıl pırıl bir nokta haline getirip
biblo gibi bütün dünyaya en üst seviyede tanıtacağız. Bu anlamda
inşallah bütün kamu araçlarının çok yakın bir zamanda Fatih'de
elektrikli araca dönüştürme konusunda da adımlar atacağız. 2024 - 2029
en büyük hedeflerimizden birisi budur. Bunu inşallah daha sonra diğer
noktalara da yaygınlaştırma konusunda etkin davranışlarımız olacak.
İETT'NİN YALAN İFADELERLE, UYDURMA BİRTAKIM HABERLERLE KARALANDIĞINI DA
YAŞIYORUZ:
İstanbulluların kurumu olan 152 yıllık İETT'nin çok güçlü bir
tarihi olan bu kurumumuzun daha güçlü bir geleceğe kavuşması, daha
çağdaş, daha yenilikçi, daha çevreci, iklim değişikliğiyle mücadelede
etkin bir kurum haline gelmesi konusu bütün yol arkadaşlarım İETT
kurumumuzun genel müdüründen yardımcılarına, bütün ekibine, bütün
emekçilerine kadar yoğun bir çaba içerisinde, kadın, çalışan sayısını
arttırma konusunda, kadın yöneticisini arttırma konusunda etkin bir
çalışma içerisinde İETT kurumumuzun çokça, yalan ifadelerle uydurma
birtakım haberlerle karalandığını da yaşıyoruz. Bakınız, 'Otobüs arıza
yapmıyor' diyebilir miyiz? Yapıyor araç arıza yapar. Araçlardaki arıza
oranlarını, 100 kilometre başı ne kadar düştüğünü sizlere, arkadaşlarım
sıklıkla beyan ediyor. Ben de söyleyeyim yüzde 40 oranında düşüş
sağlanmıştır. Bu daha da yukarıya çıkacaktır. Şunu da söyleyeyim. Sefer
sayılarımız ve yolcu sayılarımız artmasına rağmen bu düşüşü sağladık.
Daha da etkili çalışacağız. Sırf siyaset olsun diye sırf Ekrem
İmamoğlu'nu karalamak adına koca koca insanların yalan ifadelerle bu
kurumu bir şekilde karalamaya dönük ortaya koydukları propaganda
metodunu çok yararsız, faydasız ama bir o kadar da zararlı görüyorum.
Çünkü İETT bizim kurumumuz, İSKİ bizim kurumumuz diğer kuruluşlarımız
bizim kurulumuz. Onları büyütelim, eleştirelim, öneride bulunalım ama
büyütelim, boş yere, insanları lekeleyerek politika siyaset yapmayı
kendimize yolculuk olarak görmeyelim. Bu yolculuğu kendisine reva gören
insanları 2019’da İstanbullular cezalandırdı, 2024’te daimi olarak bu
şehrin tarihinden sileceğini düşünüyorum bu aklı ve bu zihniyeti.
YÜZ YILLIK TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN ÇOK DEĞERLİ KURUMLARINI KORUMAYA,
GELİŞTİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ:
Yüz yıllık Türkiye Cumhuriyeti'nin çok
değerli kurumlarını korumaya, geliştirmeye devam edeceğiz. İstanbulumuza
layık olacağız. Cumhuriyetimize, demokrasimize layık olacağız.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına güçlü eserler bırakmayı, İstanbul'da
en güçlü, en karakterli yerel yönetim kabiliyetini ortaya koyarak hem
şehrimize layık olmayı hem de ülkemizin motivasyonu gücü olmaya devam
edeceğiz. Bu konuda kararlıyız. Yolculuğumuz daim olsun. Başarılarla
dolu olsun. Engellemeler sürer ya da sürmez bilmiyorum. Sürerse ona göre
başarımızı yükseltiriz sürmezse onları da başarımızın bir parçası
yapmak ellerini ayağa kaldırmak ya da tokalaşmaktan da geri durmayız.
Ben memleket adına, millet adına yapılan her işi alkışlamayı kendisine
bir gurur vesilesi gören bir belediye başkanıyım. O yaptı diye kıskanan
değil, tam aksine o yaptı ona teşekkür etmeyi kendine yakıştıran bir
belediye başkanıyım. Umarım bu akla bu mantığa onlarda yaklaşım
gösterirler. Yolumuz açık olsun. Otobüslerimiz şehrimize hayırlı olsun.
Bol kilometreli, bol yolcu sayılı yolculukları olsun. Allah kazadan
beladan korusun. Bütün kaptanlarımıza, bütün İETT'de çalışanlarına
başarılar diliyorum. Bu otobüsü imal eden firmaların da emekçilerine
teşekkür ediyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.”