'Erdoğan gibi bir ekonomistin ne düşündüğünü insanlar merak ediyor'
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Yalova’da yaptığı açıklamada; gündemi değerlendirdi.
Babacan'dan faiz yorumu:
Erdoğan gibi bir ekonomistin
ne düşündüğünü insanlar merak ediyor
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Yalova’da; Merkez Bankası’nın faizi son sekiz ayda sekiz kez artırarak yüz 45’lere çıkarmasına ‘faiz sebep, enflasyon sonuç’ diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sessiz kaldığına dikkat çekerek, “Erdoğan destekliyor mu, desteklemiyor mu? Tık yok. Kendi bilgisi dahilinde yapılıyor bu işler, ama sadece susuyor. Faiz sebep, enflasyon sonuçsa; faizi artırarak siz enflasyonu daha da mı artırmak istiyorsunuz? Bu tabloyla yüzleşmeyecek misiniz? Faiz artışı doğru mu, yanlış mı?
Ama susuyor. Sayın Erdoğan gibi bir
ekonomistin ne düşündüğünü insanlar merak ediyor. Öyle kaçak güreşmek
yok. Madem tek yetkilisin, çıkıp açıklayacaksın. ‘Evet ben yanlış
yapmışım, bugünkü doğru’ diyeceksin. Ya da ‘ben katılmıyorum ama
şimdilik göz yumuyorum, bakalım ne olacak’ diyeceksin. Ama bir açıklama
yapacaksın. İnsanlarımızın gerçekten en hassas olduğu, dini inançlarını
istismar ederek, nas var deyip, seçimden sonra sekiz ayda sekiz kere
faiz artırmanın açıklamasını yapmak zorunda” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Yalova’da yaptığı açıklamada;
gündemi değerlendirdi. Babacan, özetle şunları söyledi:
O KİŞİDEN TEK BİR SES YOK:
Dün Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu
toplandı ve politika faizini bir kez daha artırdı, yüzde 45’e çıkarttı.
Merkez Bankası, böylece; sekiz ayda sekiz kez faiz artırmış oldu.
Seçimler, geçen sene mayıs ayında yapıldı. Ve haziranın ilk yarısında
yeni ekonomi yönetimi oluştu. Hemen haziran ayında, faiz artışları
başladı; sekiz kere faiz arttı. Haberler çok yoğun. Herkes konuştu,
iktisatçılar yorumlar yaptı. Ama, bu konuda konuşan köşe yazarlarına
dahi laf yetiştiren, kendi partisinin ilçe gençlik kolları başkanına
kadar müdahale eden o kişiden tek bir ses yok.
UZMANLIK ALANI EKONOMİ DEĞİL MİYDİ:
Zaten seçimlerden bu yana
kendisinden faiz ile ilgili hiçbir şey duymadık. Ne hikmetse? Uzmanlık
alanı ekonomi değil miydi? Böylesine önemli bir konuda ülkenin
Cumhurbaşkanı’nın sessiz kalması, gerçekten çok dikkatle takip etmemiz
gereken bir konu. ‘Faiz sebep, enflasyon sonuçtur’ diye bir tekerlemesi
yok muydu? Sürekli bunu işlemiyor muydu? Nas, demiyor muydu? ‘Bu
kardeşiniz iktidarda olduğu sürece faiz yükselmez’ demiyor muydu? Merkez
Bankası’nı tamamen kendi talimatları ile yönetmiyor muydu? Seçim
öncesi; ehil kadroların tamamen bağımsız aldığı kararlara sinirlenip
onları görevden almıyor muydu? Merkez Bankası başkanlarının biri
gidiyordu, biri geliyordu.
TIK YOK:
Şimdi bir cevap vermesi lazım. 2018’den beri tek imza ile tek
yetkili kişi Sayın Erdoğan’ın kendisi. Bunu çok istedi. ‘Bütün yetki
bende toplanmalı’ dedi. Seçimlerden bu yana sekiz ayda sekiz kez faiz
artırmak doğru mu, değil mi? Faiz artışlarını Sayın Erdoğan; destekliyor
mu, desteklemiyor mu? Tık yok, ses yok. 85 milyon insan; onun kararları
ile açlık, yoksulluk yaşarken; bu sorulara cevap vermesi gerekiyor.
Hangisi doğru? Merkez Bankası, sekiz ayda faizleri yüzde 8 buçuktan
yüzde 45’lere çıkardı değil mi? Merkez Bankası Başkanı’nı atayan o değil
mi? Ama tık yok. Kendi bilgisi dahilinde yapılıyor bu işler, ama sadece
susuyor. Faiz sebep, enflasyon sonuçsa; faizi artırarak siz enflasyonu
daha da mı artırmak istiyorsunuz? Beş yıl boyunca bu tezi işlemedi mi?
Bu tez hatalıysa; yedi senedir dayattığınız bu tezin sebep olduğu bu
tabloyla yüzleşmeyecek misiniz? 85 milyon izliyor. ‘Hata yapmışım,
doğrusu buymuş’ demeyecek misiniz? Faiz artışı doğru mu, yanlış mı? Ama
susuyor. Sayın Erdoğan gibi bir ekonomistin ne düşündüğünü insanlar
merak ediyor.
ÖYLE KAÇAK GÜREŞMEK YOK:
Tutumunu açıklamadığı sürece bu ülkede güven
oluşmaz. Öyle kaçak güreşmek yok. Madem tek yetkilisin, çıkıp
açıklayacaksın. ‘Evet ben yanlış yapmışım, bugünkü doğru’ diyeceksin. Ya
da ‘ben katılmıyorum ama şimdilik göz yumuyorum, bakalım ne olacak’
diyeceksin. Ama bir açıklama yapacaksın. İnsanlarımızın gerçekten en
hassas olduğu, dini inançlarını istismar ederek, nas var deyip, seçimden
sonra sekiz ayda sekiz kere faiz artırmanın açıklamasını yapmak
zorunda. Böyle bir şey olmaz. Yazık günah bu insanlara.
EKONOMİ YÖNETİMİNİN FAİZ KARARLARI HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ, SAYIN
ERDOĞAN:
Merkez Bankası ne yaparsa yapsın, insanlar güvenmiyor. Çünkü ne
diyorlar, Erdoğan bugün böyle, belki de sabrediyor, belki de kafası
atacak yarın hepsini görevden alacak. Daha önce yapmadı mı?
Cumhurbaşkanı, kararname yetkisiyle; Demokles’in kılıcı gibi Merkez
Bankası’nın kafasında kalem sallanıp duruyor. ‘Bir gece ansızın’ diyordu
ya… Seçimden sonra onu da duymaz olduk. Seçimden önce istismar
konularına bakın… Dini hassasiyetlerin istismarı, nas diyor. Seçimden
sonra tam tersini söylüyor. İnsanlarımızın milli hassasiyetlerini
istismar ediyor, ne diyor; bir gece ansızın gelebilirim diyor, sonra
gidiyor Atina’ya, ‘Sizin için söylememiştim’ diyor. Böyle bir şey olur
mu? Ekonomi yönetiminin faiz kararları hakkında ne düşünüyorsunuz, Sayın
Erdoğan? Susuyor.
KAÇAMAZSINIZ. HALK BAKTIĞI HER YERDE SİZİ GÖRÜYOR:
Siz susunca, halkımız
neler olduğunu görmüyor, zannetmeyin. Belki sıyırırım, atlatırım
zannetmeyin. Hatırlatacağız, kaçamazsınız. Ekonomi ile ilgili
yaptıklarınızın sonucunu; halk her gün sokakta görüyor. Simidin fiyatı,
peynirin fiyatı, kirasın bakıyor; sizi görüyor. Alma hayali bile
kalmayan evlere bakıyor sizi görüyor. Susarak kaçamazsınız. Halk sizin
ne yaptığınızdan haberdar, baktığı her yerde sizi görüyor…
VATANDAŞIN EKMEĞİ İLE KUMAR OYNADINIZ VE KAYBETTİNİZ:
Faiz konusunda
sussanız ne, susmasanız ne… Bugün; ilkokul öğrencileri, ortaokul
öğrencileri bile sizin yanlış kararlarınızın ceremesini çekiyor… OECD
ülkelerinde… Türkiye’deki öğrencilerin tam yüzde 20’si, haftada en az
bir gün ‘öğlen yemeği yiyemiyorum, param yetmiyor’ diyor. Böylesine
önemli bir konuda nasıl susarsınız? 12 yaşında bir çocuk bile hangi öğün
aç kalsam diye bir tercihte bulunuyor… 2018’de bütün yetkiyi elinizde
topladınız ve vatandaşın evine götürdüğü ekmek üzerine bir bahse
girdiniz. ‘Benim tezim budur’ diyordu. Her konuşmasında söylüyordu.
Vatandaşın ekmeği ile kumar oynadınız ve kaybettiniz. 85 milyonu da
kaybettirdiniz. Şimdi hiçbir şey yokmuş gibi davranmak yok. Çıkın,
‘benim ilgisizliğim ve inadım yüzünden bu ülke bu hale düştü’, deyin ve
özür dileyin…
EN AZINDAN BİR HELALLİK İSTEYİN:
İnsanlar döviz borcu yüzünden bunalıma
giriyorlar. Kendi canına kıyanlar var. Borçlarını ödeyemiyor insanlar,
depresyonu giriyorlar. İnsanların kaderi ile oynadınız. En azından, bu
vebalin altında kalmayın. Haydi özrü, af dilemeyi bir kenara bırakalım
ama en azından bir helallik isteyin. ‘Türkiye’yi başarısız deneyler
laboratuvarına çevirdim, 85 milyona da kobay muamelesi yaptım, hakkınız
helal edin’ deyin. En azından bunu yapın.
ÇOK YAZIK: Bu arkadaşınız, bu ülkenin tam 11 yıl ekonomisinin başında
oldu. Petrol fiyatları 20 dolardan 150 dolara çıkarken, dünyada; biz bu
memlekette enflasyonu tek haneye düşürdük. Ve tam 10 yıl boyunca tek
hanede tuttuk. Bu nasıl oldu? Bu; dürüst ve ehil kadrolarla çalıştığımız
için oldu… Sapasağlam bir kadro ile oldu. Ne zaman ki o dürüst, ehil
kadrolar uzaklaştırıldı; yanlış talimatlar karşısında dik duran kadrolar
sistemden çıktı, bu ülke bu hale düştü. Çok yazık.”