Özgür Özel fitre hesabıyla asgari ücreti kıyasladı
Özel, vergi sistemini "eşitsiz ve adaletsiz" olarak eleştirdi. Özel, "Enflasyona göre maaş hesabı yapmak yoksulluğu körükleme yönteminden başka bir şey değildir..."
Özgür Özel fitre hesabıyla
asgari ücreti kıyasladı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Kurulu'nda açıklamalarda bulundu. Özel, Diyanet'in filtre hesabıyla asgari ücreti kıyasladı. Özel, "Diyanet fitreyi bu yıl 130 TL olarak hesapladı. Bir yanda Erdoğan’ı dinleyip 3 çocuk sahibi olan 5 kişilik bir ailenin 130 liradan bir aylık ihtiyacının 19 bin 500 lira ihtiyacı var. 19 bin 500 lirayla 5 kişilik bir ailenin sadece karnı doyabilir diyor Diyanet. Diğer yanda 17 bin 2 lira vererek sen aileni geçindirebilirsin diyerek asgari ücreti veren iktidar" dedi.
Konuşmasında, vergi sistemine yönelik eleştirilerde de bulunan Özel,
"Eşitsiz ve adaletsiz bir vergi sistemi uygulanıyor. Enflasyona göre
maaş hesabı yapmak yoksulluğu körükleme yönteminden başka bir şey
değildir" diye konuştu.
DİSK'in "vergide adalet" talebini anımsatan Özel, "DİSK'in vergi
talebini sahipleniyoruz, Meclis'e sunduk" ifadesini kullandı.
"AKP döneminde 32 bin emekçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti"
Türkiye'nin işçi haklarındason sıralarda olduğuna vurgu yapan Özel, "AKP
döneminde 32 bin 633 emekçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Son 10
günde 10 işçi öldü. 147 ülke arasında işçi haklarında son sıradayız"
dedi. Özel, ilerde bu sayının depremde kaybedilenlerden daha fazla
olacağına dikkati çekti.
Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Kurulduğu yıldan beri büyük bir emek büyük bir mücadele vermiş çok
önemli bedeller vermiş, biraz önce yüce hatıraları önünde saygı
duruşunda bulunduğumuz kurucu genel başkan Kemal Türkler önünde bir kez
daha saygıyla eğiliyorum.
Elbette sendika adını taşıyan ve kağıt üzerinde ya da gerekli şartları
sağlayarak ancak kayıt altında bulundurdukları üyelerinin haklarını
menfaatlerini korumak yerine, siyasi iktidarı meşrulaştırmak üzere çaba
sarfedenlerin kötü örnekleri bir yana ya da sadece faydacı bir yerden
işin ruhunu yakalamadan, özünü terkederek sendikacılık yapan bir yana,
ya da sadece ve sadece ücret sendikacılığına indirgenmiş bir takım
olumsuz tutumlar bir yana DİSK bütün zorluklara, bütün karşısında ortaya
çıkan kamu gücüyle, devlet gücüyle biraz önce ifade edildiği her türlü
baskı ve yıldırmaya karşı önemli bir mücadele veriyor. Elbette ücret
sendikacılığı yapmıyor ama ücretin fevkelade siyasi bir talep olduğunu
bilerek de önemli bir mücadeleyi sürdürüyor ve dile getiriyor.
Esas mesele bugün sadece ve sadece enflasyon odaklı bir ücret zammı
sisteminin aslında ne büyük bir emek hırsızlığı olduğunun altını çizmek
lazım. En başta TÜİK verileri var.
Fitre hesabı
Bu istatistik kurumunun rakamlarına göre bugün enflasyon yüzde 64.
Oysaki bağımsız ENAG’ın yaptığı çalışmalara göre yüzde 129. Sadece
enflasyona yönelik ücret artışını sorunlu bulmakla birlikte onu kabul
ettiğimiz durumda bile sadece TÜİK’in yaptığı manipülasyonlar yüzünden
ortada son alınan yüzde 49’luk zam duruyor ama bir tarafta yıllık yüzde
129’luk enflasyon duruyor.
Dün çok enteresan bir şey oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı, fitreyi geçen
sene 70 TL olarak hesaplamıştı dün 130 lira olarak ilan etti. Bir yanda
TÜİK orada duruyor diğer yandan da Diyanet bu ülkede bir kişi oruç
tutamıyorsa kendisi yerine oruç tutan bir kişinin fitresini vermek onun
bir günlük gıda ihtiyacını karşılamak için gerekli parayı 130 lira
olarak hesaplıyor. Bir yanda Erdoğan’ı dinleyip 3 çocuk sahibi olan 5
kişilik bir ailenin 130 liradan bir aylık ihtiyacının 19 bin 500 lira
ihtiyacı var. 19 bin 500 lirayla 5 kişilik bir ailenin sadece karnı
doyabilir diyor Diyanet. Diğer yanda 17 bin 2 lira vererek sen aileni
geçindirebilirsin diyerek asgari ücreti veren iktidar, en düşük emekli
maaşını da 10 bin lira yapıp bu parayla emekliler geçinebilir diye bu
ücreti dayatan bir iktidar var.
"DİSK'in vergi talebini sahipleniyoruz"
Eşitsiz ve adaletsiz bir vergi sistemi uygulanıyor. Enflasyona göre maaş
hesabı yapmak yoksulluğu körükleme yönteminden başka bir şey değildir.
Servet vergilendirilmemekte, dolaylı vergiler üzerinden zenginle fakiri
ayırt etmeyen eşitsiz bir vergi uygulanmaktadır. DİSK'in vergi talebini
sahipleniyoruz, Meclis'e sunduk.
AKP döneminde 32 bin 633 emekçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
Asrın Felaketini yaşadık ya öyle filmler çektiler o süreçte DİSK’in
sahada verdiği emeği, ortaya koyduğu inanılmaz dayanışmayı geçen gün
temeli atılan ve ileride Türkiye’nin gururu olacak katkıları bir kez de
burada takdir etmek isterim ama o büyük deprem, hepimizin yüreğini yakan
deprem 52 bin canımızı aldı, AKP iktidarında 32 bin kişi iş
cinayetlerinde öldü hiç ümit etmem eninde sonunda son vereceğiz ama 6
yıl daha iktidarda kalsalar hesaba göre ve böyle iş cinayetleri
yaşanırsa depremde kaybettiğimiz kadar işçiyi iş cinayetlerinde
kaybetmiş olacağız. Bu katlanılacak durum değildir.
"İşçi haklarında son sıradayız"
Son olarak Yunus Emre Göçer kurye kardeşimiz Somali Cumhurbaşkanının
oğlu tarafından hepimizin gözü önünde katledildi. Önce dışarı kaçmasına
izin verdiler sonra getirdiler yargıladılar ve yıllar süren
yargılamalarla örneğin Soma’da adalet için 7 yıl mücadele edip adaleti
katledenler, bir duruşmada Somali Cumhurbaşkanının oğlunu yargıladılar
ve sadece 27 bin 300 TL ile cezalandırıp memleketine geri yolladılar.
Son 10 günde 10 işçi öldü.
147 ülke arasında işçi haklarında son
sıradayız.
And olsun ki Soma’nın da and olsun ki bütün iş cinayetlerinin
de and olsun Yunus Emre Göçer’in şahsında bütün emekçilerin hesabını da
günü gelince hep beraber soracağız.
Birileri Taksim’i 1 Mayıs’a açmakla övünüyorlardı oysa ki DİSK başta
işçi sınıfının mücadelesinin sonucuydu. Bugün Taksim ellerinde yine
rehindir esirdir. Biz Taksim’in esaretini 1 Mayıs’ta hep beraber
bunların elinden almak için siyasi muhalefet, toplumsal muhalefet ve
sendikalarla beraber omuz omuza 1 Mayıs’ta Taksim’i bunlardan
kurtaracağız."