En kötü ev sahibi: Türkiye Diyanet Vakfı sonunda kiracılarını bezdirdi

İstanbul Üsküdar’daki site sakinleri, ev sahipleri olan Türkiye Diyanet Vakfı’nın yıllara yayılan baskıları sonucunda bu hafta sonu evlerini tamamen kaybedecek gibi görünüyor...

Ülkenin en kötü ev sahibi:
Türkiye Diyanet Vakfı sonunda kiracılarını bezdirdi

SivriSinekCaz
“Garibanın yoksulun derdine derman olacağını iddia eden, Cuma hutbelerinde ‘kiracınıza iyi davranın’ diyen kurum kendi kiracısına bu zulmü reva görüyor.”

Bu sözlerin sahibi, Yakup Aksoy. Üsküdar Çengelköy’de bulunan 29 Mayıs Sitesi sakini. Çok sayıda diğer site sakiniyle birlikte, aylardır sitenin girişinde direnişte. Akşamları ateş yaktıkları bir varilin etrafına dizilmiş sandalyelerde, barınma haklarına sahip çıkmaya çabalıyorlar.

Ancak sürecin sonuna gelindi gibi görünüyor. 21 yıldır sitede kiracı olan Hayri Öğretici, “Hafta sonuna kadar kolluk kuvvetlerini siteye sokmakla tehdit ediyorlar” diyor.

Aksoy, dört çocuk sahibi. Çocuklar, siteye yakın okullarda okuyor. “Bölgede taşınabileceğimiz bir ev yok. Vakıftan çocukların okulunun tatile girene kadar vakit istedik, vermediler” diyor.

soL'dan Nurdan Yıldırım'ın haberinde, “Vakıf” dedikleri, Türkiye Diyanet Vakfı. Site bu vakfa ait. Türkiye’deki hemen tüm kamu kurumları gibi, Diyanet de şirket mantığıyla hareket ediyor. Direniş, Diyanet Vakfı Eğitim Yatırımları A.Ş.’nin rant değeri yüksek bölgedeki yapıları yıkarak yerine lüks konutlar yapmak istemesiyle başladı. 

Diyanet Vakfı ruhsatsız şirketle komplo kurdu

Sonrasında yaşananlar, Diyanet Vakfı’nın yalnızca şirket mantığıyla hareket etmediğini, para için her türlü katakulliyi göze alan bir gözü dönmüşlükle davrandığını ortaya koyuyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Kadir Topbaş’ın başkanlığı döneminde bölgeyle ilgili yeni bir imar planı hazırlanmış, Boğaziçi Etkilenme Sınırları içinde kalan 12 bin metrekarelik arazinin imar planı, CHP’li İBB Meclis üyeleri tarafından yargıya taşınarak plan 2018 yılında iptal edilmişti. 

Diyanet Vakfı, daha sonra 6306 Sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası’na göre sitedeki binaların riskli yapı olarak tespit edilmesi için harekete geçti. 8 Haziran 2022’de daire sahiplerine bilgi dahi verilmeden binalarda karot testi yapıldı. 

Ancak testi yapan Agrega Yapı’nın ruhsatının 31 Mayıs 2022 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından iptal edildiği ve faaliyetlerine son verildiği ortaya çıktı. Ayrıca şirketin daha karot testini yapmadan bir rapor hazırladığı ve raporda binaların “deprem riskli” olarak gösterildiği açığa çıktı. 

Yakup Aksoy, “Burada tüm süreç hukuksuz ilerledi” diyor, “Karot testi 8 Haziran’da yapıldı, sonuçların olduğu raporun belediyeye sunulduğu tarih 5 Haziran. Bu tespit edilince tüm süreç durduruldu.”

Diyanet’e Bakanlık desteği: ‘Rezerv Alan’ ilanı

Fakat Diyanet Vakfı vazgeçmedi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ruhsatı iptal edilmiş şirketin sahte raporuyla 10 Ekim 2022 tarihinde bölgeyi “rezerv yapı alanı” olarak ilan etti.

AKP’nin yakın zaman icatlarından olan “rezerv yapı alanı”, tek tek binaları değil, bütün bir semti, mahalleyi, ilçeyi yıkıp baştan yapma yetkisi sağlıyor. Gerekçe, deprem güvenliği. Fakat Aksoy’a göre, kendi durumlarında gerçek sebep bu değil: “Depreme dayanıklı binalara hepimizin ihtiyacı var bu bir gerçek fakat burada depremle alakalı bir dönüşüm yok. Bu bir rantsal dönüşüm. Çünkü yapılan incelemelerde binaların kentsel dönüşüme ihtiyaç duymadığı, sağlam olduğu ortaya çıktı. İTÜ’den gelen profesör hocamızın mahkemeye sunmuş olduğu rapor da var.”

Site sakinleri direnişe geçti, Diyanet elektriği kestirdi

Site sakinleri geçtiğimiz Aralık ayında direnişe başladı. Bütün kış, site girişindeki varilden yükselen alevin etrafında toplanıldı. Hukuki mücadeleden sonuç alınamayacağını düşünmeye başlamışlardı.

Nitekim, öyle de oldu. Açılan davalar sonucunda alınan 19 yürütmeyi durdurma kararı, geçtiğimiz günlerde iptal edildi. 

Bunun üzerine Diyanet Vakfı’nın baskısı hız kazandı. Ruhsatsız şirkete testsiz rapor hazırlatmaya benzer bir ayak oyunu devreye sokuldu.

“Yaklaşık 10 gün önce AYEDAŞ’tan gelmişler. Güvenliğimiz yok ama eski hizmetli arkadaşımız kapıda duruyordu ona kağıt vermişler, ‘site sakinlerini bilgilendirin iki gün sonra elektrikler kesilecek’ demişler. Ankara’dan talimatla buraya yönetici olarak gönderilen kişi anında kağıdı bizim arkadaşımızdan almış. İki gün sonra elektriği kesmeye geldiklerinde öğrendik.”

Hayri Öğretici, olayı böyle anlatıyor.

Aksoy ailesi, elektrikler kesildikten sonra dahi evlerinde oturmayı sürdüren üç haneden biri. Yakup Aksoy, “Elektrikler kesilmeden önce gönderilen kağıt, bizden gizli bir şekilde vakıf yönetimi tarafından alındı, bir sabah haberimiz olmadan elektrikler kesildi. Burada prematüre doğan çocuk vardı, solunum makinesi kullanan çocuk vardı, yaşlılar, kanser hastaları komşularımız vardı” diyor.

‘O zaman anladım ki hiçbir siyasetçi Diyanet’i karşısına almak istemiyor’

Peki siyasi partilerden destek bulamadılar mı?

31 Mart seçimlerinden önce CHP’nin Üsküdar adayı Sinem Dedetaş, iki kez siteyi ziyaret etti, direnen sakinlere “Ben sizin arkanızdayım” dedi. 

Hayri Öğretici, “Seçimden sonra kayboldu” diyor: “Randevu almıştık, ulaşamadık. Başkanın altında çalışan bir kişiyle görüştük, ‘bizim elektriğimizi, suyumuzu kesecekler bir önlem alın yardım edin’ dedik, bizi arayacaklarını söylediler, sonra elektrikler kesildi. O gün burada isyan çıkardık, televizyon kanalları geldi, basın gelince hemen CHP’li meclis üyeleri de cenazede helva yemeye geldi.”

CHP’liler, 29 Mayıs Sitesi sakinlerine nasıl yardımcı olabileceklerini sordu. Site sakinleri jeneratör istedi. 

Jeneratör gelmedi.

Öğretici, o noktada sitede yalnızca 11 dairede insan kaldığını, kalanların ayrıldığını belirterek, “çok kolay halledebilirlerdi” diyor: “Koskoca İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin jeneratörü mü yok? Milyonlarca lira bütçesi olan Üsküdar Belediyesi’nde jeneratör mü yok? Kaç gece ellerimizde fenerle sitede nöbet tuttuk. Bir gece dürüm yaptırıp getirdiler, çay makinesi getirmişler ‘fişi nereye takacağız’ diye soruyorlar.”

“Biz Üsküdar Belediyesi’ne daha önce sorduğumuzda ‘yıkım kararı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan çıkar, bizim yapabileceğimiz bir şey yok’ demişlerdi. Geçen bir belediye çalışanı geldi, ‘Burada oturan var mı’ diye sordu. ‘Var tabii, niye soruyorsun’ dedik, ‘Yıkım ruhsatı çıkartmak için bize müracaat edecekler’ dedi. Hani belediyenin yapabileceği bir şey yoktu? Ruhsatı onlar verecekmiş. O zaman anladım ki hiçbir siyasetçi Diyanet’i karşısına almak istemiyor.”

‘Siz direnişçisiniz bizi zarara soktunuz’

Muhalefetten umduğunu bulamayan site sakinleri, “iktidar”dan, yana “ev sahibi” Türkiye Diyanet Vakfı’ndansa umduklarının çok ötesini buldular: Sarsılmaz bir acımasızlık. 

Direnişin sonuç vermeyeceği belli olunca, geriye kalan 11 daire de Vakıf’tan taşınma masraf ve kira yardımı istedi. Vakıf bu taleplerini reddetti.

Hayri Öğretici’nin aktardığına göre, Vakıf yönetimi, site sakinlerine “Siz direnişçisiniz, bizi zarara soktunuz” demiş. Hayri Bey’in kızı site yöneticisine “Haziran sonuna kadar müsaade edin” diye mesaj atmış, yönetici “Size döneceğim” demiş. Dönmemiş. “Elektrikler kesilince kızım tekrar yazdı ‘hani dönecektiniz’ diye, yönetici ‘babanız direnişin başı olduğu için dönmedik’ dedi.”

Yakup Aksoy da Diyanet Vakfı’nın tavrını teyit ediyor: “Diyanet yönetimiyle anlaşma yapmak istedik. Haziran’ın 15’inden sonra kendi rızamızla çıkacağımızı, yalnızca çocukların okullarının tatile girmesini istediğimizi söyledik. Noter taahhüdü veya onların hazırlayacağı bir metni imzalamayı teklif ettik. Bu talebimiz de dikkate alınmadı.”

‘Yalnız bırakıldık’

Türkiye Diyanet Vakfı’nın sitede son kalan direnişçilere verdiği süre, 18 Mayıs Cumartesi günü son buluyor. Direnişin sonuna gelinmiş gibi görünüyor.

Hayri Öğretici, yeni bir ev tutmuş. Ama eşyaları, yeni tuttukları eve sığmamış. Yönetici, Öğretici ailesini ‘bıraktığınız eşyaları Yediemin’e kaldırıp sizi borca sokarım’ diye tehdit etmiş. 

Bunun üzerine Hayri Bey, kalan eşyaların çoğunu ihtiyaç sahiplerine dağıtmış. Peki gerisi? “Dolapları da burada varilde yakıp ısınıyoruz.” 

Yakup Aksoy her gün ev bakıyor. “Dün bir ev için kapora vermiştim bugün vazgeçtiğini öğrendim” diyor. Hâlâ derdi çocuklarının eğitimi. “Bize 1 ay daha zaman verselerdi çocuklarımızın okulunu başka bir ilçeye taşıyıp başka bir yerden daha uyguna ev tutabilirdik şu an burada ev bulamıyoruz. Buradan en son ben çıkacağım demiştim, hafta sonu bizi polis zoruyla çıkaracakları gibi bir iddia var galiba öyle olacak.”

Yakup Bey, buruk. “Buradaki 170 günlük direniş boyunca bizi ziyaret eden siyasi partiler de seçimden sonra bizi görmezden geldi” diyor. “Yalnız bırakıldık.” 

➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..
.com/img/a/