Gazeteci Fatih Altaylı, 5199 sayılı yasayı hatırlattı...
Gazeteci Fatih Altaylı, AKP'nin sokaktaki hayvanların sahiplendirilmediğinde uyutulmasını öngören ve AKP'li Abdullah Güler'in yalnız kuduz ve saldırgan köpeklerin toplatılacağını açıkladığı yasa taslağına ilişkin olarak, 5199 sayılı yasayı hatırlattı...
"Hayvanları korumak için yasa çıkaran, sonra da öldürmek için yasa çıkaran iktidar..."
Geçtiğimiz günlerde Murat Bardakçı sokak köpekleri ile ilgili ilginç bir öneri getirdi.
Kısırlaştırmanın maliyetinin yüksek ve kısırlaştırma sayılarının beklentiyi karşılamaktan uzak kalacağının aşikar olması nedeniyle Bardakçı köpeklerde doğum kontrolünü sağlayacak cihaz önerdi.
Köpek spirali.
Dişi köpeklere çok kolay bir operasyonla takılabilecek bu spiraller doğumları engelleyerek köpek nüfusunu kontrol altına alacaktı.
Umarım Murat bu önerisini, Fatih Sultan Mehmet Sergisi’ni gezerken rehberlik ettiği Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da anlatmıştır.
Çünkü aksi takdirde Erdoğan’ın isteği doğrultusunda sokak köpekleri barınaklarda bir ay süre ile tutulacak ve sonrasında "ötenazi" ya da "uyutma" adı altında itlaf edilecek.
Yapılan katliama sanki köpekler "Çok acı çekiyorum, beni öldürün" dermiş gibi ötenazi adını takmak ise tam bir Batılı yaklaşım.
Bir başka dikkate değer öneri ise Mustafa Ezici’den.
Ezici, Türkiye’deki zincir marketlerin kasaplarındaki ve yemek fabrikalarının üretim tesislerindeki atık kemik ve artıkların barınaklardaki köpeklerin beslenmesi için ucuz bir alternatif olarak değerlendirilebileceğini söylüyor.
Çevre ve atık konusunda uzman bir isim olan Ezici "Günlük kesilen büyükbaş ve küçük baş hayvanların kemikleri günlük olarak taze mezbaha kasap ve büyük marketlerden Migros, Carrefoursa gibi marketlerin kasap bölümünden toplanıp kemikyağı fabrikalarında günlük işleniyor. İstanbul, Ankara, Bursa, Gerede, Çankırı, İzmir, Bilecik, Çorlu, Adapazarı, Tarsus, Adana, Amasya, Erzurum ve Manisa’da 35 adet Çevre ve Tarım Bakanlığından lisanslı fabrika var. Bu fabrikalarda kemikler 270 derecede ısıtılarak pişirilip parçalanıyor sonra preslerde sıkılıyor yağı ve unu ayrılıyor. Yağı yem ve sabun sanayinde, unu yem sanayinde kullanılıyor. 270 derecede pişen kemiklerde et, kemik, ilik var, parçalanınca fındık tanesinden küçük hale geliyor. Köpekler için çok besleyici ve kilosu 30 TL. Köpek mamalarının dörtte bir fiyatına. Belediyeler ve sponsor firmalar bu fabrikalardan 50 kiloluk plastik bidonlarda günlük alıp hayvan barınaklarına teslim edebilir. Üstelik Türkiye’de çıkan kemiklerin %50’si toplanabiliyor, %50’si çöpe atılıyor. Şu andaki 300 bin tonluk üretim iki katına çıkabilir ve bu hayvanlar ucuz maliyetle beslenebilir." diyor.
Bu nevi çözüm düşünenler de var ancak Twitter üzerinde yaptığım ankette "Köpekler öldürülsün" diyenler yüzde 52 çoğunluğu oluşturdu.
İktidar partisi de çoğunluğa kulak verecek gibi.
Bir yandan Hayvanları korumak için 5199 sayılı yasayı çıkaran, sonra da hayvanları öldürmek için yasa çıkaran iktidar.
Oysa kendi çıkardıkları yasanın 1. Maddesi "Bu Kanunun amacı; hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır." diyor.
Kendi çıkardığı Anayasa’ya uymayanın kendi çıkardığı yasaya uymasını beklemek ise ancak bizim gibi saflara mahsus olsa gerek.