Zam yok, uygulaması var: KDV düzenlemesi gıda fiyatlarına yansıyacak
Hazine ve Maliye Bakanlığı, düzenleme yoluyla gıda maddelerinde KDV oranını dolaylı bir şekilde artırdı. Uygulamadaki değişiklik marketlerde değil ama restoran ve kafelerde hesabı kabartacak.
Düzenleme önce taslağının ilan edildiği 16 Nisan'da, sonra yayımlandığı 27 Nisan'da medyada "KDV oranları artırıldı" başlığıyla yer almıştı. Her iki günde de Bakanlık ve Bakan açıklama yaparak, düzenlemenin zam getirmediğini ancak zammın doğru uygulanmasını sağlayacağını duyurmuştu.
Yeni zam yok ama uygulaması var
Bakanlığın uyarılarındaki hatırlatma doğru. Lokanta, kafe, pastane gibi işletmelerde imal edilen veya bu işletmelerin dışarıdan temin ettiği gıda maddelerinin satışında uygulanan KDV oranı bu ay değil, Temmuz 2023'te yüzde 8’den yüzde 10’a çıkarılmıştı. Bu oran içkiler içinse yüzde 18’den yüzde 20’ye yükseltilmişti.
Gıda maddelerinin satışından alınan KDV oranıysa yüzde 1'de sabit bırakılmıştı.
Bakanlık, işletmelerin verdikleri hizmeti “gıda satışı” gibi gösterdiğini, bu nedenle de yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ödediğini söylüyor.
Bugün yürürlüğe giren düzenlemeyse temel gıda ürünleri pastane, lokanta gibi işletmelerden paket olarak alınsa dahi, KDV oranın artık yüzde 1 değil, yüzde 10 olarak uygulanmasını hükmediyor.
Oran artışı fiyatlara yansıyacak
Uygulama işletmelerin ödediği KDV’lerin ve devletin vergi gelirlerinin fiili olarak artması, halkın lokanta ve kafelerde ödediği hesapların kabarmasına neden olacak.
Söz konusu yerlerde yeni KDV uygulamasıyla yaşanacak artış müşterilere yansıtılacak, buralarda satılan gıda maddelerinin fiyatları vergi artışı kadar yükselecek.
Düzenlemeye uymayan işletmelere ceza kesilebilecek.
Emekçinin vergi yükü eşitsizliği derinleştiriyor
KDV'de "yorum" yoluyla yapılan dolaylı artışı emekçiler ödeyecek, gelir dağılımındaki eşitsizlik patronlar lehine derinleşecek.
Enflasyon ve eşitsizliği büyütecek düzenlemeler Anayasa'ya aykırı unsurlar da içeriyor. Patronlara vergi istinasları tanınırken, emekçilerin vergi yükünün artırılması Anayasa'nın 73'üncü maddesinde belirtilen "adaletli ve dengeli" vergi politikasıyla çelişiyor.
Mehmet Şimşek'in ekonomi programındaki hedeflerden biri de Maastricht Kriterini tutturmak. Bütçe açığı ile milli gelir arasında bir denge olmasını şart koşan bu kriteri sağlamanın bir yolu vergi gelirlerini artırmak.
Ancak Şimşek yönetimindeki ekonomi bu hedefin oldukça gerisinde. Orta Vadeli Plan'daki GSYH projeksiyonlarına göre 2023 yılında bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 5,4 olarak kaydedildi. Bu 2003'ten bu yana en yüksek seviye. Maastricht Kriterinin de yaklaşık iki katı.
Devletin 2024'te vazgeçtiği vergi geliri 2,2 trilyon lira. Bundan asgari ücrete tanınan muafiyet gibi emekçilerin kazanımı olan kalemler düşüldüğünde geriye 1,8 trilyon lira kalıyor. Bu tutarın neredeyse tamamı sermayeye tanınan vergi muafiyeti ve istisnalarından oluşuyor.
Yine 'aynı gemideyiz' dedi, patronlara
destek istedi: Veriler Erdoğan'ı yalanlıyor