Gökhan Günaydın: CHP’ye geliyorlar
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Esenyurt Belediyesi Başkanı Ahmet Özer’e yönelik operasyonu Gazete Pencere’ye değerlendirdi. Günaydın, “Yeni dönemde bir tek ilde kayyum var DEM Partisi’nden, şimdi CHP’ye geliyorlar” dedi...
Gökhan Günaydın: CHP’ye geliyorlar
İstanbul, Esenyurt Belediyesi Başkanı Ahmet Özer, “PKK/KCK silahlı terör örgütü” soruşturması kapsamında sabah saatlerinde evinde gözaltına alındı. CHP’li Başkan Ahmet Özer'in evinde ve belediye binasında arama yapıldı.
Gazete Pencere’ye açıklamada bulunan Belediye Başkan Yardımcısı Oktay Kılıç, aramalarda avukat bulunmamasına dikkat çekti. Ayrıca belediye binasında anahtarların temin edilmesine karşılık kapıların polis tarafından zorlandığı öne sürüldü.
Avukatlarıyla görüştürülmeyen Başkan Ahmet Özer, Vatan Caddesi’ndeki emniyet müdürlüğüne götürüldü. Hem emniyet önünde hem de belediye binası önünde çok sayıda kişi toplanarak Özer’e destek verdi.
GazetePencere'den Caner Taşpınar'ın haberine göre, Ahmet Özer'in avukat kızı Seraf Özer, babasının ifadesi için İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Vatan Yerleşkesi'ne girmeye çalışırken polis tarafından engellendi. Seraf Özer bu duruma tepki göstererek, “Siz bir avukatı buraya sokmuyorsunuz, bu hukuksuz bir şey. Ben ifadeye gireceğim” dedi. Seraf Özer, bir süre sonra emniyet binasına girebildi.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Esenyurt Belediyesi Başkanı Ahmet Özer’e yönelik operasyonu Gazete Pencere’ye değerlendirdi. Günaydın, “Yeni dönemde bir tek ilde kayyum var DEM Partisi’nden, şimdi CHP’ye geliyorlar” dedi.
Operasyonun hukuki değil siyasi olduğunun altını çizen CHP’li Gökhan Günaydın “İstanbul’a özel bir ilgilerinin, Ekrem İmamoğlu’na yönelik özel bir hedeflerinin olduğunu hepimiz biliyoruz” diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın.
‘İmamoğlu’na yönelik özel bir hedefleri var’
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın’ın açıklamaları şöyle:
“Türkiye’de 1800 civarında belediye var, bu belediye başkanlarından yalnızca Ahmet Özer’e yönelik bir terör soruşturması var. Hukuki kısmına girmeden, önce bunun ne kadar anlamsız olduğunu ve muhataplarının, yürütücülerinin ne kadar hukuka yabancı bir iş içerisinde olduğunu göstermek için yeterli nedendir bu bence.
Bu operasyonlar İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı üzerinden yapılıyor. Kimdi İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı? İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi reisiyken Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayan, bu uymama çerçevesinde Adalet Bakan Yardımcılığı’na yükseltilen sonra da kısa bir süre önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen bir Cumhuriyet Başsavcısı… İstanbul’a özel bir ilgilerinin, Ekrem İmamoğlu’na yönelik özel bir hedeflerinin olduğunu hepimiz biliyoruz. Biz isteriz ki tüm hâkim ve savcılarımız adalete uygun, kanuna uygun, vicdani kanaatlerine uygun davransınlar. Hukukun araçsallaştırılmasına izin vermesinler ancak yapılan operasyonun niteliği ne yazık ki bunu söylememizi -en azından bazıları için- mümkün kılmıyor.
Şimdi bir kere daha ifade edelim ki, Türkiye’de sadece Ahmet Özer seçiliyor, Cumhuriyet Halk Partili bir belediye başkanı seçiliyor. Biliyorsunuz yeni dönemde bir tek ilde kayyum var DEM Partisi’nden, onun dışında kayyum uygulaması yapılmadı. Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi’ne geliyorlar. Hiç kimseye olmamalı, CHP’ye de olmamalı, başka herhangi bir partiye de olmamalı.
İkincisini söyleyelim, 24 saat avukatıyla görüşme yasağı koyuyorsun bir belediye başkanına, sabah 6’da evini arıyorsun, belediye odasına zorla giriyorsun ve bir itibar suikastı yapıyorsun. Ayrıca da 4 gün gözaltı süresi koyuyorsun. Ama bir taraftan da savcılık bir kamu iletişimi yapar gibi Ahmet Özer ile ilgili iddiaları ortaya koyuyor. Peki bu iddiaların tersi kanıtlanırsa kovuşturma süreçlerinde, bu savcılığın yazdığı ve Ahmet Özer’in itibarını zedeleyen açıklamaların hesabını kim verecek?”
Esenyurt Belediyesi Başkanı Ahmet Özer.
‘Hukukun araçsallaştırıldığı bir süreç’
“Gelelim açıklamaların içeriğine, diyor ki ‘fiziki ve teknik takip yapıyorduk.’ Kaç belediye başkanımıza fiziki ve teknik takip yapıyorsun sen? Türkiye’de kaç belediye başkanına yapılıyor, bunların partilere göre dağılımı ne, bir açıkla da biz de bilelim.
Sonra gelelim içeriğine… Öcalan bir konuşmasında Ahmet Özer’den söz etmiş. Ahmet Özer’in dahli var mı buna? Bunu bir suç delili olarak görüyor. Ya bir taraftan sen, Abdullah Öcalan’ı Meclis’e getirip konuşturmaktan söz ediyorsun, bir taraftan Öcalan’ın bir konuşmasında Ahmet Özer’in adı geçtiği iddiasıyla Ahmet Özer’in dahli yokken bunu bir delil olarak gösteriyorsun.
10 yıl içerisinde 694 terör örgütünden adli işlen görmüş kişiyle görüşme yaptığını söylüyorsun. Ya sen 10 yıldır mı takip ediyorsun Ahmet Özer’i. Ahmet Özer’i 10 yıldır takip ediyorsan ve o suç işliyorsa bu suçların gözaltına alınmayla sonuçlanması için CHP’nin Esenyurt Belediye Başkanı olmasını mı bekledin? Ayrıca adli işlem ne demek? Bu 694 kişi sadece karakola mı götürüldü, gözaltına alındı mı, tutuklandı mı, hüküm giydi mi ya da bunlardan hangisi? Buna ilişkin bilgimiz var mı, nicelik, nitelik itibarıyla yok. Yazmış, geçmiş.
Son olarak bir terör örgütü yöneticisiyle 14 kez telefon görüşmesi yaptığı iddia ediliyor. Hangi tarihlerde görüşmüş, bu görüşmeleri içeriği ne? Şüphesiz bu soruşturmaların hukuken yürümesi lazım ve hiç kimse hukuki soruşturmadan ari hissetmesin kendisini. Ama bunlar da adil yürüsün. Ben soruşturmanın tarihlenmesi, yürütülme biçimi itibariyle maalesef hukukun araçsallaştırıldığı, siyasi amaçlara ulaşmak için kullanıldığı bir süreç olarak görüyorum. Bu sürecin devamını da hep beraber izleyeceğiz.”