Konum paylaşan 3 Emniyet görevlisi gözaltına alındı
Ardından sağlık vurgunuyla ilgili soruşturma başlatan savcının tehdit edildiği ortaya çıktı.
Savcı tarafından makam odasında kaydedilen görüntülerde kendini eski İçişleri Bakanlığı müsteşarı olarak tanıtan Mustafa Kemal Zengin savcıya, "Sadece seni koruyarak olmaz, markete giden eşini, camiye giden babanı, çocuklarını da korumak lazım" demişti.
Denetimlerde 'bebekler iyileşti' dediler
Halk TV'de dün akşam "Kayda Geçsin" programına konuk olan ve haberi kamuoyuna duyuran gazeteci Emrullah Erdinç yeni gelişmeleri ve çeteyle ilgili detayları aktardı.
Özel hastanelerin yoğun bakım ünitesinde tuttuğu hasta başına günlük 8 bin lira aldığını söyleyen Emrullah Erdinç, sağlık sistemi üzerinden vurgun yapıldığını anlattı.
Sağlık Bakanlığı'nın bu paraları hastaneleri sorgulamadan, yoğun bakımda yatan hastaların durumunu incelemeden yatırdığını belirten Erdinç, denetim yapıldığı sıralardaysa müfettişlere bebeklerin iyileştiğinin söylendiğini dile getirdi.
Vurgun nasıl yapılıyor?
Hekimin talebiyle devlet hastanelerindeki yoğun bakım hastasının yer olmaması gibi gerekçelerle çevredeki yakın hastanelere gönderildiğini hatırlatan Erdinç, 112 koordinasyon merkeziyle irtibatlı şekilde nakil birimlerinin hastaları SGK'yle anlaşmalı hastaneleri gönderdiğini ifade etti.
Bebeğini kaybeden ve CİMER'e şikayette bulunan bir annenin isyanıyla durumun ortaya çıktığını söyleyen Erdinç, söz konusu annenin ifadesinin alındığını, daha sonra da bebeğin, hastanenin kusuru nedeniyle öldüğünün belirlendiğini dile getirdi.
Şimdiye kadar 12 bebeğin yoğun bakıma kaldırılması gerekmediği halde yoğun bakımda tutulduğu için yaşamını yitirdiğinin tespit edildiğini kaydeden Emrullah Erdinç, yoğum bakımlarında bir kısmında sorumlu hemşire ve hekim de olmadığını anlattı.
"Devletten çıkartılan bebekler özel hastaneye götürülüyor. Anlaşmalı olan 112 personeli para karşılığında bu bebekleri daha önceden anlaştıkları hastanelere götürüyor. Çeteyle anlaşmalı olan İstanbul'daki ve Tekirdağ'daki hastanelerin yoğun bakımları sürekli doluyor. Olması gereken kişilerin de bulunmadığı hastanede hemşire yardımcısı var. Göreviyse sadece kuvözlerin temizliği. Tıbbi bilgisi yok.
Ölüme terk edilen bebekler yaşamını yitirdikten sonra belgeleri de ölen başka sağlıksız bebeklerin belgeleriyle değiştiriliyor."
Özel hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde 7/24 bulunması zorunlu doktor personeli masraftan kaçınmak için bulundurmadıkları, yalnızca resmi kayıtlarda isminin görülmesi için "kimlikleri kiraladıkları" ortaya çıktı.
'Hekimler özel hastaneleri dolduruyor'
Esenyurt’ta bulunan Reyap Hastanesi Çocuk Doktoru ve Medisense Sağlık Hizmetleri şirketinin sahibi Dr. Fırat Sarı’nın şebekeyi yönlendirdiği ve yöneticileriyle irtibat halinde olduğu özel hastanelere çocuk sevklerini yaptığı Nisan ayında tespit edilmişti. Çam Sakura Şehir Hastanesi’nde görevli Dr. İlker Gönen’in de şebekenin kamu ayağında görevli personeli organize edip, kamu hastanelerinden özel hastanelere sevkleri organize ettiği belirlenmişti.
SGK'yi yaklaşık 500 milyon lira zarara uğrattığı tahmin edilen 14'ü doktor 300 kişiyle ilgili gözaltı kararı verilmişti.
Çeteye bağlı hekimlerin bile olduğunu hatta birinin tutuklu olduğunu belirten Erdinç, "Hekimler sistemi kurup ekiplerini yerleştiriyor. Hastanelere 'Sizin yoğun bakımlarınızı sürekli dolduracağım' diyorlar. Yüzde 40 da pay alıyor. Hastane sahipleri de kabul ediyor" dedi.
Gazeteci Emrullah Erdinç, dosyada Beylikdüzü Medilife, Bağcılar Medilife, Avcılar Hospital, Medicine Esenyurt ile Reyap Esenyurt ve Reyap Çorlu, Bağcılar Şafak Hastanesi gibi özel hastanelerin isimlerinin bulunduğunu belirtiyor.
Savcının tehdit edilmesiyle ilgili 3 polis gözaltına alındı
Tüm bu vurgun dosyasını Büyükçekmece savcısı Y.E. soruşturuyor.
Ancak "112 çetesi"nin vurgunu, bakanlığın denetimleri ya da hastanelerin kapatılması haberleri yerine, soruşturmayı yürüten savcının makamında tehdit edilmesiyle yeniden gündeme geldi.
Savcı, kendisini eski İçişleri Bakanlığı müsteşarı olarak tanıtan Mustafa Kemal Zengin isimli kişi tarafından alenen tehdit edildi. Zengin, savcıya "İdealist olabilirsin, bunların sokakta mermiye kafa atan adamları var" demişti.
Erdinç, savcının tehdit görüntülerini yaymadan önce tehdit telefonları aldığını, konuyu Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcısına da anlattığını ifade etti.
Savcının gittiği yerde aranarak nerede olduğunun söylediğini, konum bilgisinin ancak Emniyet içerisinden tespit edilebileceğini vurgulayan Emrullah Erdinç, "3 polis gözaltına alındı konuyla ilgili. Bunlar sıradan polisler değil. Normalde savcının emrinde çalışması gereken kişiler ve daha önce savcıyla çalışmışlar" dedi.
Savcıyı tehdit eden kişi kim?
Erdinç tüm bu yaşananlar üzerine savcının makamında düzenek kurulduğunu belirtti.
Savcıyı tehdit eden Mustafa Kemal Zengin'in devlette herhangi bir görev yapmadığının altını çizen Erdinç, "Devletteki çok sayıda isimle yakın ilişkileri var. Kendisini İçişleri Bakanlığı'nda çalışıyor gibi göstermiş. Çok eskiden Anavatan Partisi'nde İstanbul İl Başkan Yardımcılığı yapmış" diye konuştu.
Mustafa Kemal Zengin'in Instagram albümünde çok sayıda siyasetçi ve bürokratla fotoğrafları ortaya çıkmıştı.
Erdinç, savcının tehdit edilmesi sonrası gözaltına alınan ve itirafçı olan tetikçinin "işi kabul etmeyeceğini" öne sürdüğünü ancak Siirt'ten İstanbul'a geldiğine de dikkat çekti. Zengin dahil 5 kişinin tutuklanması sonrası polise gidip itirafta bulunan tetikçinin ifadesinde Zengin'le 2021'de tanıştığını, kendisine "MİT kartı" gösterdiğini söylediğini aktardı. Buna göre Zengin tetikçiye silah ve 200 mermiyle verip, "Sen bizim istihbarat elemanımızsın, bundan sonra ne görev verirsek yapacaksın" dedi. Çeşitli görevler yaptığını da itiraf etti.
Emrullah Erdinç, vurgunla ilgili Sağlık Bakanlığı'ndan, savcı tehdidi sonrası yaşananlarla birlikte İçişleri ve Adalet Bakanlığı'ndan konuyla ilgili açıklama yapılmamasını da eleştirdi.