Mansur Yavaş: Kimsenin Türkiye’ye hiçbir şeyi dayatma hakkı yoktur
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamalarını değerlendirirken, ''Bugün Sayın Cumhurbaşkanı’na da yetkiyi halk vermiştir. Sayın Bahçeli’ye de halk vermiştir. Türk milleti her şeyin üzerindedir. Kendi başına, kendi kararıyla kimsenin Türkiye’ye hiçbir şeyi dayatma hakkı yoktur. Tek söz Türk milletine aittir'' dedi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Gençlik Parkı'nda Cumhuriyet’in kuruluşunun 101'inci yıl dönümüne özel olarak hazırlanan ''T.C. Yaşasın Cumhuriyet Tüneli’ni ziyarete açtı. Yavaş, etkinlik sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı.
''Eğer bir hukuk devletiysek yapılan her şeyin hukuka uygun olması gerekir’’
Yavaş,
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin terör örgütü PKK Lideri Abdullah
Öcalan'ın Meclis'te konuşma yapması çağrısına ilişkin sorulan soruya şu
sözlerle yanıt verdi:
''Sürekli bir tık üstü giderek devam eden
açıklamalar var. Merak ediyorum bundan sonraki Meclis grup toplantısında
neler açıklanacak. Her seferinde insanların aklının hayalinin almadığı,
alışık olmadığı açıklamalar var. Ben bu tür açıklamalara katılmadığımı
söylerim. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir. Eğer bir hukuk
devletiysek yapılan her şeyin hukuka uygun olması gerekir. Bunun için de
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ndeki bütün vatandaşların seçtiği,
milletvekillerinin varsa bu konuda bir plan proje Meclis’te bunu
tartışması gerekir. Ayrıca bu da yetmez.
''Toplum bu konuda çok acı çekmiştir''
Bazı
şeylerin halka da sorulması lazım. Bir başkasına karşı işlenen suçu,
birisinin affetmesi gibi şeyler mümkün değildir. Toplum bu konuda çok
acı çekmiştir. Elbette ki bence eksik görülen şey şurada; ortak yaşama
iradesi olmasaydı bu toplum şimdiye kadar çoktan ayrışırdı. Bunların
toplumdaki ortak yaşama iradesini yaraladığını düşünüyorum. Kim hangi
grubun temsilcisidir, neye göre temsilcidir, bu yetkiyi kimden almıştır?
Bu kime sorulmuştur? Bunların hepsi tartışma konusudur. Varsa böyle bir
plan, proje bunların hem halka iletilmesi hem de Meclis’te grubu olan
herkesle paylaşılması lazım. Ben açıkçası bu konularda Ankara Büyükşehir
Belediye Başkanı olarak değil, vatandaş kimliğimle konuşuyorum. Bir
dışarıda hazırlanan proje var, buna biz alet ediliyorsak elbette biz
buna karşıyız. Ne sınırlarımızın değişmesine ne üniter yapımızın
değişmesine asla izin verilemez. Bu konuda hiç kimsenin de kendi başına
karar vermesi mümkün değildir. Kararı verecek Türk milleti ve onların
temsilcisi milletvekilleridir.
''Türkiye'deki hukuk sistemini aykırıdır''
Ben önümüzdeki grup toplantısında el yükseltip ne denecek merak ediyorum. Çünkü hiç beklemediğimiz hadiseler. Dün yayınlanan bir rapora göre, bu talepten toplum oldukça incinmiştir. Hem Türk mahkemeleriyle hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde verilen kararla terörist başı ve terör örgütü lideri kabul edilmiş ve cezası onanmış birisinin muhatap alınması, gerçekten Türkiye’deki hukuk sistemine aykırıdır. Bunun tartışılması lazım. Bu konular konuşulurken meşruiyet ancak ve ancak TBMM’de aranır. Göreceğiz önümüzdeki günlerde. Anayasamızın ilk dört maddesinin tartışılma konusu edilmesi, bugünlerin geleceğini gösteriyordu. Ben Türk milletinin bu kadar kanlı terör eylemlerine rağmen, ortak yaşama iradesinde en ufak bir eksiklik görmedim. Kendisi eksiklik görenler, terör örgütü uzantılarıdır. Rahatsız olanlar, rahatsızlığı kendinde aramalıdır.''’
''Varsa bir şey TBMM’de alınacak karar ve Türk milletine sorulmak suretiyle karar alınmalıdır''
Yavaş, bir gazetecinin, ''MHP lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısı bir
taraftan da hükümeteydi. Çünkü orada yasal düzenlemeyi yapacak olan
hükümet. Ama Bahçeli’nin çağrısından bu yana Cumhurbaşkanı’nda bir
sessizlik var. Bu sessizliği neye bağlıyorsunuz?'' sorusunu şöyle
yanıtladı:
''Bunu da görüyoruz. Çünkü biliyorsunuz hükümete yakın
gazetelerde 'Öcalan’ın yeri İmralı’dır' diye başlıklar çıktı. Bunlar
durup dururken atılmaz. Bugüne kadar Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu konuda
hiçbir şey söylememesi, sanki başka bir kanadın harekete geçirdiği bir
olay var gibi geliyor. Bunlar ulu orta konuşulacak şeyler değildir.
Varsa bir şey Meclis’teki bütün grup başkanvekillerinin yan yana gelip,
tartışılarak, daha sonra toplumun önüne getirilmesinde fayda var.
Daha önceki çözüm sürecinin başarısız olmasının en büyük nedeni, iki kişiden başka hiç kimse plan nedir bilmiyordu. Bu nedenle başarıya ulaşmadı. 'Çözeceğiz' derken daha da bozdular. Askerde 'yapamıyorsan, dokunma bozuk kalsın. Çünkü tamir etmeye kalkarsan daha da bozarsın' diye söz vardır. Bu uygulanan çözüm süreci bu sonucu doğurdu. 800 kadar asker ve polisimizin kanı hala orada duruyor. Yeni maceralara gerek yok. Varsa bir şey TBMM’de alınacak karar ve Türk milletine sorulmak suretiyle karar alınmalıdır. Onun haricinde hiç kimsenin bu konularda hiçbir yetkisi yoktur. Bugün Sayın Cumhurbaşkanı’na da yetkiyi halk vermiştir. Sayın Bahçeli’ye de halk vermiştir. Türk milleti her şeyin üzerindedir. Kendi başına, kendi kararıyla kimsenin Türkiye’ye hiçbir şeyi kimsenin dayatma hakkı yoktur. Tek söz Türk milletine aittir.''