Muğla'da polis engeli yıkıldı, kampüsler sloganlarla inledi
Kadın cinayetleri ülke genelinde protestoları tetikledi. Muğla'daki eylemlere polis engel olamadı. İstanbul ve İzmir'de kampüsler sloganlarla inledi.Türkiye kadın cinayetlerine karşı ayakta: Muğla'da polis engeli yıkıldı, kampüsler sloganlarla inledi
Kadın cinayetlerini protesto için bugün de birçok kentte binlerce kişi sokaklara, kampüslere çıktı.
Kadınlar Muğla'dan haykırdı: Meydan okuyoruz!
Muğla'da Sıtkı Koçman Üniversitesi Kadın Dayanışma Komiteleri öncülüğündeki eylem Sınırsızlık Meydanı’nda gerçekleştirildi.
Yüzlerce kişi "Kadın cinayetlerine meydan okuyoruz", "Tecavüzcülere meydan okuyoruz", "Çocuk istismarcılarına meydan okuyoruz" sloganları ve alkışlarla bir araya geldi.
Burada yapılan açıklamada çocukların ve kadınların kendilerini güvende hissetmediği vurgulanarak, "Hayatta kalmak için, bize reva görülen bu karanlığı kabul etmeyeceğiz. Yan yana gelecek, korkmadığımızı, üstümüze çöken bu karanlığı yırtıp atacağımızı haykırmaya devam edeceğiz" denildi.
"Biz ne ara böyle bir ülke olduk" diye soran kadınlar, yanıtı şöyle verdi:
"Bu bir anda olmadı. Adım adım hayatımıza girdi. Paranın egemen olduğu ve gücün yüceltildiği bir toplumda, bu ikisine sahip olanların yaptıkları her şey geçerli sayıldı. Paylaşma, birlikte öğrenme, dayanışma kültürü demode ilan edilirken bencillik ve fırsatçılık yüceltildi. Siyasal İslam, tarikatlar aracılığıyla topluma kanser gibi yayılmaya, kadın ikinci sınıf vatandaş olarak görülmeye başlandı. Hem ideolojik hem de ekonomik nedenlerle, adalet sistemi çökertildi ve daha ağırı toplumsal adalet duygusu yok edildi. Sistem, çocukları istismar edenler de dahil suçluları birer birer dışarı saldı. Doğrular, yanlışlar, iyiler, kötüler hepsi birbirine karıştı. Buraya bir günde gelmedik."
2020 yılında katledilen Pınar Gültekin’in sıra arkadaşı olduklarını hatırlatan kadınlar, "Bu düzen, aramızdan kopartılıp alınan sıra arkadaşlarımızın, katledilen kadın ve çocukların hesabını mutlaka verecek" dedi.
Polis engel olamadı, yüzlerce kişi adliye önünden seslendi: 'Burası adeta mezarlığa dönüştürüldü'
Açıklamanın ardından kadınlar Adliye Sarayı’nın önüne yürümek için hareket geçti. Ancak polis barikat kurarak bunu engellemek istedi. Sınırsızlık Meydanı’ndan çıkmaya çalışan kitle birkaç kez polisle karşı karşıya geldi. Bir kişi darp edilirken, bir kişi de gözaltına alındı.
Polisin engellemesine rağmen Adliye Sarayı’na yürümeyi başaran kadınlar buradan bir kez daha seslendi.
"Bu binaların üzerinde adliye içinde de adalet yazıyor. Ancak bu binalar da bu kurumlar da ülkede adaleti sağlamaya yetmiyor. Bu ülkenin çocukları, kadınları, emekçileri güvende değil. Bu ülkede adliyelerin adeta bir mezarlığa dönüştüğünü söylemek zorundayız."
Adliye Sarayı’nın bahçesine karanfiller bırakan kadınlar bir süre oturma eylemi yaptı.
Bilgi Üniversitesi öğrencileri: Hesabını soracağız!
Eylemlerin İstanbul'daki adresi Bilgi Üniversitesi'nin Santral Kampüsü oldu.
Kadın cinayetlerine karşı kampüs içerisinde bir araya gelen öğrenciler "Bu kirli düzeni değiştireceğiz" dedi.
"Boyun eğme bu düzeni değiştir" sloganıyla yürüyen yüzlerce kişi kampüse "Katillerden ve onları yaratan bu düzenden hesap soracağız" yazılı bir pankart astı.
Liseler sıra arkadaşları için ayakta
İstanbul'da lise öğrencileri de sokaktaydı. Solcu Liseliler, Sultangazi'deki Şair Abay Kunanbay Lisesi önünde bir basın açıklaması düzenledi.
Ayşenur'un, İkbal'in ve de Narin'in hesabını okul okul, mahalle mahalle örgütlenerek soracaklarını ilan eden öğrenciler şu sözlerle seslendi:
"Ülkemizi gençler, kadınlar, çocuklar için cehenneme çeviren bu karanlık düzene meydan okuyoruz! Özgürce yaşadığımız eşitlikçi bir toplumsal düzeni mutlaka kuracağız!"
'Adalet sisteminiz kimin için çalışıyor?'
İzmir'in iki büyük üniversitesinde öğrenciler kampüsleri alkışlar ve sloganlarla inletti.
Ege Üniversitesi'nde düzenlenen eyleme yüzlerce öğrenci destek verdi.
"Adalet sisteminiz bizleri korumak için çalışıyorsa neden öldürülüyoruz? Adalet sisteminiz kimin için çalışıyor" sorusunu yönelten öğrenciler "Fesh ettiğiniz İstanbul Sözleşmesi'nden bu yana binlerce kadın öldürüldü" dedi.
Yılın ilk 8 ayında 261 kadının öldürüldüğünü, 164 kadının ölümünün hâlâ şüpheli olduğunu kaydeden öğrenciler kampüs içerisinde de güvende hissetmediklerini şöyle anlattı:
"Daha olaylar üzerine iki gün geçmemişken Ege KYK’daki kadın öğrencilerin sözlü tacize maruz kaldıklarını, kilidi dahi olmayan odalarda korku içinde uyuduklarını öğreniyoruz. Ege KYK’da kalan arkadaşlarımız yalnız değildir, hiçbir kız kardeşimiz yalnız değildir."
'Tek bir adım bile geri atmıyoruz'
Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencileri, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması ve kadınların can güvenliğinin sağlanması için iktidara seslendi.
Faillere "cani, sapık, psikolojisi bozuk" denilerek konunun kapatılamayacağını vurgulayan öğrenciler, şiddetin engellenebileceğini söyledi ve ekledi:
"Tek bir adım bile geri atmıyoruz. Bu kadın düşmanı politikalar ve emir adalet mekanizması yok olana kadar bulunduğumuz her alanda sesimizi yükselteceğiz. Birbirimizi savunacağız, dayanışacağız. Bu bozuk düzene karşı yan yana gelen mücadelemizi büyüteceğiz."
