Kaşif Kozinoğlu’nun ölümünde ilk kez okuyacağınız gerçekler...
Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, tutuklanmasının ardından avukatına bir not verdi. Notta “Tek endişem rahmetli Kaşif Kozinoğlu'na yaptıkları gibi suikasta uğramaktır” ifadeleri yer aldı. Kozinoğlu’nun şüpheli ölümü bir kez daha tartışmaya açıldı...
Kozinoğlu’nun ölümünde ilk kez okuyacağınız gerçekler
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Cumhurbaşkanı'na hakaretten gözaltına alındı, ancak “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan tutuklandı.
Gazete Pencere'den Caner Taşpınar'ın haberinde, Ümit Özdağ'ın avukatlarından Sevdagül Tunçer, İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı.
Avukat Tunçer “Kendisinin el yazısıyla yazdığı bir not var” diyerek Özdağ’ın notunu şöyle aktardı:
“Atatürk'ün askeriyim ve Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyeti kararlılıkla, bütün gücümle savunacağım. Bugün gerçekten tutuklama beni yıldıramaz. Mücadeleye hapishanede de devam edeceğim. Tek endişem rahmetli Kaşif Kozinoğlu'na yaptıkları gibi, ona benzeyen bir suikasta uğramaktır. Türk milletinden ricam Zafer Partisi'ne sahip çıkmasıdır.”
Ümit Özdağ’ın gündeme getirmesinin ardından MİT yöneticisi Kaşif Kozinoğlu’nun şüpheli ölümü merak konusu oldu.
Kaşif Kozinoğlu 1955 yılında Trabzon’da doğdu. 1976 yılında Kara Harp Okulu'ndan mezun oldu. 1980 yılında Özel Harp Dairesi'nde göreve başladı. 1995 yılına kadar Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda çeşitli görevlerde bulundu. 1995 yılında Eğitim Öğretim Grup Komutanlığı'ndan kendi isteğiyle emekli olup, Millî İstihbarat Teşkilatı'na girdi. Özel harp dairesinde binbaşı rütbesiyle görev yaparken, Orta Asya'dan sorumluydu. Suriye, Bosna-Hersek ve Afganistan'da görev yapan Kozinoğlu'na MİT’te de Orta Asya Bölgesi emanet edildi.
“Sır adam” olarak bilinen Kozinoğlu’nun Ergenekon davası kapsamında ifadesini alına kadar tek kare fotoğrafı medyada yer almadı.
Kozinoğlu, 10 Mart 2011’de dönemin Beşiktaş Adliyesi’ne girişi sırasında ilk kez kameralar tarafından görüntülendi. Kozinoğlu, firari FETÖ’cü Zekeriya Öz’e ifade verdikten sonra ‘Terör örgütü üyeliği ve gizli belgeleri temin etme’ suçlarından tutuklanma istemiyle sevk edildiği mahkemece tutuklandı.
Kaşif Kozinoğlu ifade vermek için Beşiktaş Adliyesi'ne yürürken...
Duruşmaya çıkmasına 9 gün kala…
Kozinoğlu’nun iddianamede, 11 yıldan 26 yıla kadar hapsi isteniyordu. Silivri Cezaevi’nde bulunduğu 8 aylık süreçte Kozinoğlu’nun kapsamlı bir savunma hazırladığı biliniyordu. 22 Kasım'da ilk kez hakim karşısına çıkacaktı. Duruşmaya çıkmasına 9 gün kala, 12 Kasım 2011’de Kozinoğlu koğuşunda rahatsızlandı. Silivri Devlet Hastanesi’ne götürüldü ve hayatını kaybetti. Kayıtlara kalp krizi olarak geçti. Ölümü şüpheli bulundu ve soruşturma başlatıldı.
Dakika dakika Kozinoğlu’nun koğuşta yaşadıkları
Kaşif Kozinoğlu, Silivri Cezaevi’ndeki koğuşunda Ergenekon tutukluları Hasan Ataman Yıldırım ve emekli Albay Hasan Atilla Uğur ile kalıyordu. Kozinoğlu, koğuş arkadaşı Hasan Atilla Uğur’un hastalığı nedeniyle 11 Kasım 2011 akşamı hiç uyumadan Uğur’un başında nöbet tutmuştu. “Kalp krizinden kaybedebiliriz” diye endişelenmişti. Nöbetten sonra o gün 15.45'te uyandı. Avluda Hasan Ataman Yıldırım ile birlikte 16.15'ten itibaren 60 dakika yürüyüş yaptı. Sonra koğuştaki odasına çıkıp 45 dakika kadar spor yaptı. Spordan sonra duş aldı.
Kozinoğlu 18.15'te Hasan Atilla Uğur’un yanına gelerek yardım istedi. Göğsünde şiddetli ağrı vardı ve tansiyonu 12.7/20.5 olduğu ölçüldü. Saat 18.17'de acil butonuna basıldı. Dilaltı hapı verildi. 18.35 civarı görevlilerin getirdiği sedyeye binmek istemedi ve 19 basamaklı merdiveni kendisi indi. Bilinci açık ve konuşur durumda koğuştan ayrıldı.
Kozinoğlu’nun “Sırlar” adlı kitapta yayınlanan el yazısı notlarında “Her türlü girişimi yeni anayasaya yöneliktir. Bu bağlamda öldürmek dahil her şeyi yaptırabilir” ifadelerinin yer aldığı gündeme gelmişti.
Yolda neden ambulans değiştirildi?
Kozinoğlu ambulansa bindirildi ve Silivri Devlet Hastanesi’ne götürülmek üzere yola çıkıldı. Yolda ambulans değişikliği yapıldı. Ambulans değişikliği gözden kaçan önemli bir ayrıntıydı.
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü de ambulans değişikliği doğrulamıştı. Sağlık Müdürlüğü’nün açıklaması şöyleydi:
“Kaşif Kozinoğlu’nun vefatından önce 112 Komuta Kontrol Merkezimize saat 18:30’da çağrı gelmiş ve ambulansımız 18:42’de vakaya ulaşmıştır. Vakaya ilk müdahale ambulansımızda görevli acil tıp teknisyeni (ATT) tarafından yapılmıştır. Saat 18:54’te vaka, Silivri Devlet Hastanesine nakledilmek üzere ambulansla yola çıkmış, 2 dakika sonra da (saat 18:56’da) ikinci ambulans vakaya ulaşmıştır. Saat 19:10’da da hastaneye ulaşılmıştır.”
Sağlık Müdürlüğü açıklamasında “34 UF 9249” plakalı ambulansın tıbbi donanımını gösteren fotoğrafları da yayımladı. Sağlık Müdürlüğü ambulansın plakasını da vererek Kozinoğlu'nu hastaneye götüren 112'nin aracını yayınladı.
Ancak, açıklamanın kritik noktası “2 dakika sonra da (saat 18:56’da) ikinci ambulans vakaya ulaşmıştır” ifadesiydi. Sağlık Müdürlüğü de Kozinoğlu hastaneye götürülürken ambulans değişikliğini kayda geçirmişti.
Kozinoğlu’nun iki ambulansla taşınmasından kaynaklı kafalar karışıktı. Akla gelen sorular şöyleydi:
Kozinoğlu'nun rahatsızlandığı 13 Kasım 2011 Cumartesi günü Silivri Cezaevi'ne en yakın 112 ambulansı neredeydi?
- 112'nin ambulansı 18.56'da ikinci ambulansla nerede karşılaştı?
- Kozinoğlu'nu hastaneye götüren ambulans, 'tam tıbbi donanıma sahip' ise neden ikinci ambulansa aktarıldı?
- Ambulanslarda kaç personel görev yapıyordu, görevleri neydi?
- Savcılık her iki ambulansın da personelinin ifadesini aldı mı?
Kozinoğlu oğlu ve eşi...
Kozinoğlu’nun eşi ve oğlu: Doktor yoktu
Kaşif Kozinoğlu’nun eşi Yeşim Kozinoğlu ve oğlu Özel Kozinoğlu avukatları aracılığıyla açıklama yaparak “Doktor yoktu” vurgusu yapmıştı. Açıklama şöyleydi:
“Cezaevinde ve ilk ambulansta doktor yoktu” denilen açıklamada, Kozinoğlu hakkında medyada çıkan bazı haberlerin kamuoyunda yanlış algılamalara neden olduğu savunuldu. Açıklama özetle şöyle:
- Kesin ölüm nedeni Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma sonucunda belli olacak. Bu konuda tarafımızdan tek bilinen Kozinoğlu’nun rahatsızlandığı cezaevinde doktor bulunmadığından kendisine burada tıbbi müdahale yapılamadı. Silivri Devlet Hastanesi’ne sevk için çağrılan ambulansta da doktor yoktu. Yolda ulaşan 2’nci bir ambulanstaki doktor tarafından kalp masajıyla müdahale edilmek istendi fakat başarılı sonuç alınamadığından Silivri Devlet Hastanesi’ne ölü olarak götürüldü.
- Kozinoğlu Odatv iddianamesinde terör örgütü üyesi olarak gösterilmemiştir. Aksine terör örgütünün üyesi olmadığı iddianamede açıkça vurgulanmıştır.”
Ölümüne ilişkin soruşturma nasıl kapatıldı?
Kozinoğlu’nun cenazesine katılan silah arkadaşları zehirlenmiş olabileceği şüphesindeydi. Silah arkadaşları saç telini aldıklarını belirtip bunun üzerinden yurtdışında bir inceleme yaptırmak istiyordu. Buna ilişkin bir gelişme yaşanmadı.
Kozinoğlu’nun ölümü üzerine Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bir soruşturma başlatıldı. Soruşturmadan takipsizlik kararı çıktı. Dosyada Kozinoğlu’nun otopsi raporu da yer alıyordu. Daha da önemlisi Kozinoğlu’nun koğuşunda bulunan mektupları da dosyaya girmişti. Ancak dosyanın ayrıntıları bugüne dek kamuoyuna yansımadı.