'Siyasetin minderi sandıktır. Gelin mertçe yarışalım'

 Beşiktaş Demokrasi Mitingi'nde konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Haydi gelin yarışalım. Yarışalım. Bu kadar net. Siyasetin minderi siyasetin minderi sandıktır. Hakemi millettir, millet. Sanmasınlar ki buradan söylüyorum sanmasınlar ki sandığı dizayn etmelerine izin vereceğiz. İzin verecek miyiz? Sanmasınlar ki rakipsiz seçime girecekler" dedi...

İmamoğlu AKP'yi er meydanına davet etti: Gelin mertçe yarışalım

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın gözaltına alınmasını protesto etmek için düzenlenen Beşiktaş Demokrasi Mitingi'nde konuştu.

Toplanan kalabalığa seslenen İmamoğlu, yaşananlara tepkisini "Kızgınsınız, üzgünsünüz ama bir o kadar da utanıyorsunuz. Çünkü milletimize, bu kadim şehir İstanbul'da, haksızlıkla, hukuksuzlukla belediye başkanı kardeşimiz Rıza Polat'a yapılan işlemin utancını yaşıyorsunuz." sözleriyle dile getirdi.

İmamoğlu, "Bu işi yapanlar utanmaz. Biz utanıyoruz çünkü bu memlekete, bu millete, bu güzel insanlara bu yakışmaz." dedi ve yaşananları siyasi bir operasyon olarak nitelendirdi.

"BU MİLLET 1 MİLYON KEZ TOKAT ATTI"

"Yapılan bu siyasi operasyonlar, siyaset eliyle yargıyı dizayn etme çabaları, aslında hukuk ve demokrasiyi kabul etmeyen iktidarın bu ülkeyi muhalefetsiz bir hale getirme çabasıdır." şeklinde konuşan İmamoğlu, 2019 ve 2024 yerel seçimlerini hatırlatarak "13.600 oyla kazandığımız seçimi 'Sen 13.000 oyla İstanbul'u kazanacağını mı zannediyorsun?' diyerek reddetti sayın cumhurbaşkanı. Bu millet 806.000, sonra 1 milyon kez tokat attı. Bu demokrasi tokadı hala yetmedi. Hala milletle, milletin iradesiyle uğraşıyorlar." ifadelerini kullandı.

İktidarın İstanbul'a düşkünlüğüne değinen İmamoğlu, "Tek dertleri var. Millet duyar da oy vermez diye seçimde ağızlarına Kanal diye bir şey alamadılar." diyerek Kanal İstanbul projesine atıfta bulundu.

İmamoğlu, "Cumhuriyet Halk Partisi'ni birinci yapan milletin sağduyusudur, ferasetidir. Bu milletin birinci parti olmasıdır. Bundan sonra hep birinci olacak." dedi.

"ERDOĞAN'IN ÖNÜNDEKİ ANAYASA DEĞİL CHP"

İmamoğlu, iktidarın önündeki tek engelin Cumhuriyet Halk Partisi'ni umut olarak gören milyonlar olduğunu belirterek "Bakın bugünkü iktidarın ve Sayın Erdoğan'ın seçilmesiyle ilgili tek engeli vardır. Anayasayı falan bunların nasıl dinlemediğini yeri geldiğinde biliyoruz. Biliyor ki onun önündeki tek engel Cumhuriyet Halk Partisi'ni umut olarak gören milyonlardır. Onun için kancayı Cumhuriyet Halk Partisi'nin insanlarına atıyor. Milletin seçtiği belediye başkanlarını görevden alarak siyaset yasağı getirmeye çalışıyorlar." şeklinde konuştu.

"Bu millet zulme karşı boyun eğdi mi hiç? Eğmez. Onun için başaramayacak. Hep birlikte direneceğiz. Milletin iradesine hep birlikte sahip çıkacağız." diyen İmamoğlu, yaşananların sadece CHP'nin değil, milletin meselesi olduğunu vurguladı.

ER MEYDANINA BÖYLE DAVET ETTİ

"Tuz kokmuştur. Su çürümüştür." diyen İmamoğlu, "Eğer demokrasi ve hukuk istiyorum, adalet talep ediyorum diyorsanız hepimiz için bir dönüm noktasındayız." şeklinde konuştu ve ekledi:

  • "Siyaset yargı aracılığıyla yapılacak iş değildir. Siyaset mertçe rekabet işidir. Mertliği olan varsa meydan burası. Haydi gelin yarışalım. Siyasetin minderi sandıktır. Hakemi millettir."

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu şunları ifade etti:

Bugün sizlerle buluşmamızın, bu kalabalığın, gözlerindeki bakışların neler ifade ettiğini anlatmak herhalde işin özeti olacaktır.

Elbette biliyorum ki her biriniz aslında kızgınsınız. Kızgınsınız ama bir o kadar da üzgünsünüz. Çünkü bizim milletimize bu kadim şehir İstanbul'da, İstanbul'un tam da göbeğinde, merkezinde haksızlıkla, hukuksuzlukla birlikte belediye başkanı kardeşimiz Rıza Polat'a yapılan ve yürütülen işlemin utancını da yaşıyorsunuz.

Aslında dedim ya, kızgın olmak, üzgün olmak utanmak, utanıyorum. Niye utanıyorum biliyor musunuz? Bu işi yapanlar utansın diyeceksiniz ama ben söyleyeyim onlar utanmaz.

Bu işi yapanlar utanmaz. Biz utanıyoruz çünkü bu memlekete, bu millete, bu güzel insanlara bu yakışmaz.

Bu cennet vatanın insanları bir ve birlikte olmanın tadını çıkarmak istiyor. Bir ve birlikte olmanın verdiği güçle milletçe dünyanın en güzel yerinde olmak isteyen bir insana sahibiz biz.

Yahu neyle uğraşıyoruz? Yani yargının, adaletin, uygulamalarının yerle bir olduğu bir dönem.

Hafasına estiği gibi hareket eden bir avuç yargı mensubu güdümlü talimatla tabiri caizse otoriter aklın ve anlayışın maşası gibi hareket etme bilinciyle siyasi müsteşarlık yaparak hem de şehvetle yaparak milletin iradesini gasp etmeye çalışıyorlar.

Sevgili dostlarım, sevgili dostlarım işte tam da yapılan bu siyasi operasyonlar ortaya koyan bu siyaset eliyle yargıyı dizayn etme çabaları aslında hukuk ve demokrasiyi kabul etmeyen iktidarın bu ülkeyi muhalefetsiz bir hale getirme çabasıdır.

Muhalefetsiz bir Türkiye istiyorlar. Aynen 2019 yılında İstanbul'daki seçimi kazandığımız, milletin kazandığı 13.000 oyla kazandığımız seçimi dün gibi hatırlıyoruz değil mi? Sakın hatırlatmayı unutmayın herkese.

Kimseye unutturmayalım. Onlar unutturmak istiyorlar, hayır unutturmayacağız. Niye biliyor musunuz? 13.600 oyla kazandığımız seçimi aynen şu cümlelerle reddetti sayın cumhurbaşkanı.

"Sen 13.000 oyla İstanbul'u kazanacağını mı zannediyorsun?" dedi. Halbuki halbuki sevgili hemşehrilerim, seçim bir oyla bile kazanılır, öyle değil mi?

Bir oy, bir oy. 13.000 oy sana yeteceğini mi zannediyorsun diyene bu millet 806.000 kez tokat attı. 806 bin dersini almadılar.

Sadece 5 yıl sonra tam 1 milyon kez tokat attı, 1 milyon kez. Bu demokrasi tokadı bu demokrasi tokadı hala yetmedi. Hala milletle uğraşıyorlar. Milletin iradesiyle uğraşıyorlar.

31 Mart'ta 31 Mart'ta seçimi kazanan Cumhuriyet Halk Partisi'nin birinci parti olmasını kendine yediremeyenler aynı zamanda aynı zamanda bir de İstanbul'a bir düşkünlükleri var.

İstanbul'a düşkünler. Öyle sevgi, sevda, aşk falan hikaye. Öyle bir şey yok. Öyle bir şey yok. Tek dertleri var, tek dertleri. Bakın, seçimde ağızlarına Kanal diye bir şey alabildeler mi? Niye alamadılar? Çünkü millet duyar da oy vermez diye.

Bunlar oy versinler diye bir böyle bir böyle. Oy versinler diye bir böyle bir böyle. Milleti aldatmak. Bir oy için her yol mübahtır diyen bir anlayışı temsil eden bir duruşa sahipler. Sevgili dostlarım, ben buradan sesleniyorum. Cumhuriyet Halk Partisi birinci partidir.

Ama Cumhuriyet Halk Partisi'ni birinci yapan milletin sağduyusudur, ferasetidir. Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi değil, buradan bu akla sesleniyorum.

Bu milletin birinci parti olmasıdır, milletin. Bundan sonra hep birinci olacak. Hep birinci olacak.

Bakın bugünkü iktidarın ve Sayın Erdoğan'ın seçilmesiyle ilgili tek engeli vardır. Anayasayı falan bunların nasıl dinlemediğini yeri geldiğinde biliyoruz. Biliyor ki onun önündeki tek engel Cumhuriyet Halk Partisi'ni umut olarak gören milyonlardır.

Bunu biliyor. Onun için kancayı Cumhuriyet Halk Partisi'nin insanlarına atıyor. İnsanlarımızın, milletin seçtiği belediye başkanlarını görevden alarak siyaset yasağı getirmeye çalışan ve o anlayış aslında millete boyun eğdirme çabasıdır. Bu millet boyun eğer mi?

Bu millet bu millet zulme karşı boyun eğdi mi hiç? Eğmez. Eğmez, onun için başaramayacak. Hep birlikte hep birlikte direneceğiz. Milletin iradesine hep birlikte sahip çıkacağız. Hukuk ve demokrasi dışına çıkmış bir iktidar şu ya da bu kesimin de meselesi değildir, buradan tekrar duyuruyorum. Bugün olan biten sadece Cumhuriyet Halk Partisi'nin meselesi değildir.

Şu an yaşadıklarımız milletin meselesidir, milletin. Bugün sana yarın bana. Bu işin bu işin sonu yok. Bakın bakın İstanbul'da bu operasyonları yürüten aklı dün tek tek anlattım. Bizler bizler kamu görevi yapıyoruz. Siyasiyiz ama kamu görevi yapıyoruz.

Elbette ki kamu görevi çerçevesinde, yasaların çizdiği çerçevede hesap vermekle de yükümlüyüz. Hesap vermek zorundayız. Yanlış yaptığımızda cezasını da çekmek zorundayız. Ama hukukun bir uygulanma biçimi vardır. Bu biçimi yerle bir eden anlayış nasıl bir anlayış biliyor musunuz?

İşte bugün siyasileştirmeye çalıştırdıkları o yargı sisteminde ne yazık ki işte tam da bugün uygulanan hukukun sözde hukuk olduğunu, görünüşte hukuk olduğunu bize yaşatıyor. İstanbul'daki bütün bu operasyonları yürütmek üzere görevlendirmiş olan cumhuriyet başsavcısının siyasi kariyerine bakan herkes yapılanların iç yüzünü zaten görecek. Hukuki kariyeri demedim bakın dikkatinizi çekiyorum.

Siyasi kariyeri dedim. Çünkü bu başsavcı tamamen siyasi bir kişidir. Siyasi bir kişiliktir. Talimatla hareket eder. Talimat neyse onu yerine getirir. Yasayı, kanunu, hukuku korumakla alakası yoktur. Çünkü siyasi bir kişiliktir. 28 ay boyunca bakan yardımcısı olan bir görev yapan bir kişi, adalet bakan yardımcısı olan bir kişi, sayın cumhurbaşkanının ifadesiyle siyasi müsteşardır ve seçim mevzuatına göre artık hiçbir hukuki görevde, yargı görevinde bulunamaz.

Çünkü yargının bir mensubu olmaktan çıkmıştır. Taraf olmuştur. Aslında o kanun o kadar ulvi, o kadar kutsal bir maddedir ki dün de söyledim "yazanın kalemine sağlık" diye. İşte bugün o şahıs o şahıs özel bir ayrıcalıkla buraya atanıyor.

Müsteşarlık siyasi müsteşarlık şapkasıyla da bütün şehvetiyle, bütün gayretiyle talimatları yerine getirmeye gayret ediyor. Söyleyeyim.

Tuz kokmuştur. Su çürümüştür. Geldiğimiz nokta eğer içinizde birisi varsa buradan 86 milyona sesleniyorum. Eğer ben demokrasi ve hukuk istiyorum diyorsanız, adalet talep ediyorum diyorsanız hepimiz için bir dönüm noktasındayız.

Zaman zaman siyaseti yargı eliyle düzenlemeye, millet iradesini baskı altına almaya, yargı tacizine, insanları tabi tutmaya cüret edenlere karşı hep birlikte sesimizi yükseltme zamanıdır. Siyaset yargı aracılığıyla yapılacak iş değildir.

Siyaset nedir biliyor musunuz? Mertçe rekabet işidir, mertçe. Mertlikle yapılır. Yasak getirerek değil. İnsanların yetkisini elinden alarak değil. Mertçe yapılır, mertçe. Mertliği olan varsa meydan burası.

Haydi gelin yarışalım. Yarışalım. Bu kadar net. Siyasetin minderi siyasetin minderi sandıktır. Hakemi millettir, millet. Sanmasınlar ki buradan söylüyorum sanmasınlar ki sandığı dizayn etmelerine izin vereceğiz. İzin verecek miyiz? Sanmasınlar ki rakipsiz seçime girecekler. Sanmasınlar ki rakipleri rakiplerini kendileri belirleyecek. Millet ne derse o olacak, öyle değil mi?

Onlara boynunun ölçüsünü verecek. Biz ne diyoruz? Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Bu ilkeden asla sapmayacağız sevgili dostlarım.

Biz buradan bugün Rıza kardeşimizin sürdürülen üç gündür, dört gündür bakın bütün yargı mensupları diyor. Bugün nasıl savcı adliyeye alıp götürmüşse dese ki "Gel Rıza Bey senin ifadeni alacağım." bugün buradan kalkıp adliyeye gitmeyecek miydi Rıza Bey? Yahu yargı baskıyla, zulümle, tacizle şov yaparak iş yapar mı? Yapmaz. Yapmaz. Yargı nedir biliyor musunuz? Hukuk nedir biliyor musunuz? Hepimizin koruma şemsiyesidir. Altında biz kendimizi güvende hissederiz.

O bizim hani tabiri caizse annemizdir, babamızdır. Devletin dinidir adalet. Devletin dinidir. Sizler adaleti, o yargıyı kötüye kullanarak yerle bir ediyorsunuz. Dün seslendim.

Cümlelerimi bitirirken bir kez daha sesleniyorum. Bu ülkenin kadim yargı kurumları bu ülkenin kadim yargı kurumlarının çok saygıdeğer savcıları, hakimleri, mensupları lütfen istirham ediyorum. O kutsal mesleğinizi yerle bir eden bir avuç insana asla müsaade etmeyin.

Asla müsaade etmeyin. Yoksa bu millet hakkını helal etmez size. Biz size güveniyoruz. Yargının yargının güzel insanları, saygıdeğer mensupları bu haksız, bu hukuksuz, bu pervasız, pişkin şehvetiyle beraber sadece bir kişiyi mutlu etme çabasını önüne koyan aklın bu yaptıklarına müsaade etmeyin. Tepkinizi gösterin. Yargımızı, adaletimizi sarsmalarına müsaade etmeyin. Bunu istiyoruz ve bunu diliyoruz. Kıymetli hemşehrilerim inşallah bu günlerden kurtulacağız

Çünkü milletçe bir araya geleceğiz, milletçe. Bütün insanlarımızla bir araya geleceğiz. Çünkü biz ne diyoruz? Tek başına tek başına olmaz. Tek başına olmaz. Öyle. Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber ya hepimiz. Bu millet tam da bu bilinçle adalete, hak hukuka, bir olmaya, birlikte olmaya, bu ülkeyi yönetemeyen zihniyetin gitmesine karşı bir olacak, ir olacak, diri olacak. Her şey çok güzel olacak.

➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..