İstanbul Barosu yöneticileri hakkındaki görevden el çektirme davası

İstanbul Barosu yönetimi hakkında "amaç dışı faaliyet yürüttüğü" iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşması yapılıyor. Davanamede baro yönetiminin görevine son verilmesi için idari tedbir talep ediliyor...

İstanbul Barosu yöneticileri hakkındaki görevden el çektirme davası: 'Kararınız anayasaya aykırı'

SivriSinekCaz
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının, İstanbul Barosu yöneticilerinin kendilerine verilen yetkiyi "amaç dışı" kullandıkları iddiasıyla açtığı ve baro yöneticilerinin görevlerinin sona erdirilmesini talep ettiği davaya devam ediliyor. İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesindeki dava, izleyicilerin fazla olması dolayısıyla İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görülüyor.

Duruşmaya, hakkındaki bir soruşturma nedeniyle tutuklu bulunan İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Fırat Epözdemir'in SEGBİS aracılığıyla katıldığı sırada, salondaki avukatlar "Savunma susmadı, susmayacak" sloganı attı.

Duruşmada söz verilen cumhuriyet savcısı, davanın kabulüne karar verilmesini talep etti.

Kaboğlu: Kararınız anayasaya aykırı

ANKA'nın aktardığına göre İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ise beyanında, önceki celse başsavcılığının davaya gerekçe olarak gösterdiği Avukatlık Kanunu'nun "Amaçları dışında faaliyet gösteren barolar ile Türkiye Barolar Birliği sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine, Adalet Bakanlığının veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince basit usule göre yargılama yapılarak karar verilir ve dava en geç üç ay içinde sonuçlandırılır" düzenlemesinin Anayasa'ya aykırı olduğunu belirttiklerini anlattı.

Kaboğlu, bu sebeple düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesine (AYM) başvurulması gerektiğini dile getirdiklerini belirterek, "Gerekçe de belirtmediniz. Ret kararınız da Anayasaya aykırıdır. Dosyayı Anayasa'ya aykırılık itirazımız kapsamında AYM'ye göndermenizi tekrar talep ediyoruz" dedi.

'Bu dava yok hükmündedir'

İstanbul Barosu Başkan Vekili Mehmet Köksal da, "Bu davanın başından beri birçok hata yapılmakta ve birçok hukuki absürtlük de devam etmektedir. Anayasa aykırılık konusunda söylenenlere katılıyorum. Bu dava yok hükmündedir. Davanın reddine karar verilmesini talep ediyorum" diye konuştu.

Baro Yönetim Kurulu Üyesi Ezgi Şahin Yalvarıcı'nın avukatı Baran Doğan ise "İstanbul Savcılığı bugünlerde kötü işler yapıyor. İlk önce bir ceza davası, sonra da hukuk davası açıyor. Usulleri bu oldu. Arkasına medya gücünü alıp tüm davaları zehirliyorlar. Savcılık eline çekici almış, herkesi çivi zannediyor. Ama 65 bin avukatın çivi olmadığını onlara göstereceğiz" dedi.

Tutuklu Baro Yönetim Kurulu Üyesi Epözdemir de, "Ceza davasını beklemeden bence davayı red bile edemezsiniz. Zannetmeyin ki size kurulan baskılar bizim kulağımıza gelmiyor" diye konuştu.

TBB Başkan Erinç Sağkan da davanın Türkiye'deki 200 bin avukatı ilgilendirdiğini söyledi ve "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı anladığım kadarıyla tüm tuşlara basıyor. Kendisini denetlenemez görüyor. Artık kamuoyuna yaptığı açıklamalarda bile lekelenmeme hakkını hiçe sayabiliyor" dedi.

İddianame de hazırlandı

DW Türkçe'nin aktardığına göre İstanbul Barosu yöneticileri hakkındaki ceza soruşturması kapsamında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan bir iddianame de bulunuyor. 

İddianamede Baro Başkanı Kaboğlu ve tutuklu yönetim kurulu üyesi Fırat Epözdemir'in de aralarında bulunduğu 11 kişi hakkında "terör örgütü propagandası yapmak" ve "basın yoluyla halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" suçlamaları yöneltildi. Savcılık, sanıkların 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.

Davanamede ise baronun "amaç dışı faaliyet yürüttüğü" iddia edilirken, mevcut yönetimin görevine son verilmesi için idari tedbir alınması gerektiği öne sürülüyor. Avukatlar ise "hukuk hakkını istemenin" baronun görevinden doğan bir sorumluluk olduğunu belirtiyor.

Davaya müdahil olan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç Sağkan, "Baronun hukukun üstünlüğünü, insan haklarını ilgilendiren bir açıklaması amacını aşan bir eylem sayılamaz. Nasıl olsa istinafta, temyizde tartışılacak diye düşünüyorsanız bile hukuka, Anayasa'ya, vicdana, İstanbul Barosu'nun tarihine uygun bir karar vermenizi talep ediyor, saygılar sunuyorum" dedi ve duruşma salonunu terk etti.

Dava süreci nasıl başladı?

Süreç, İstanbul Barosu'nun Suriye'de öldürülen Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'le ilgili yaptığı sosyal medya paylaşımı üzerine başlatılan soruşturmaya dayanıyor.

Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in 19 Aralık 2024'te Suriye'de haber takibi yaparken düzenlenen SİHA saldırısında hayatını kaybetmesinin ardından meslektaşları, İstanbul Şişhane Meydanı'nda protesto düzenledi. Polis müdahalesiyle gözaltına alınan bazı gazeteciler daha sonra tutuklandı.

İstanbul Barosu, 21 Aralık'ta sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, gazetecilerin öldürülmesiyle ilgili etkin bir soruşturma yürütülmesi çağrısında bulundu ve gözaltına alınanların serbest bırakılmasını talep etti.

Bu açıklamanın ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 22 Aralık'ta Baro Başkanı Kaboğlu ve yönetim kurulu üyeleri hakkında "terör örgütü propagandası yapmak" ve "gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yaymak" suçlamalarıyla soruşturma başlattı. Kaboğlu, 7 Ocak'ta savcılığa ifade verdi.

Soruşturmanın ardından, 14 Ocak'ta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, baro başkanı ve yönetim kurulunun görevden alınması ve yeni bir yönetim belirlenmesi talebiyle davaname hazırladı.

Haklarında dava açılan İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyeleri arasında şu isimler yer alıyor: Rukiye Leyla Süren, Hürrem Sönmez, Ahmet Ergin, Metin İriz, Mehmedali Barış Beşli, Yelda Koçak Urfa, Fırat Epözdemir, Ezgi Şahin Yalvarıcı, Ekrem Bilen Selimoğlu ve Bengisu Kadı Çavdar.

➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..