Ekonomide BOZUK DÜZEN
Ekonomide bozuk düzen
Esfender KORKMAZTürkiye’de bugüne kadar ondan fazla ekonomik kriz yaşandı. Bunlardan bazıları, 1958 döviz krizi ve dış borçlarda moratoryum, 1974 sonrası yüksek enflasyon, 1994 finansal krizi, 2001 krizi, 2018, 2021, 2023 kur şoklarıdır. Dünya Türkiye ve Arjantin’i kriz ikizleri olarak anmaya başladı.
Kısmen istikrarlı dönemler oldu, söz gelimi 1963-1972 yılları arasında birinci ve ikinci plan döneminde ve 2001 krizi sonrasında 2003-2008 İMF’li yıllarda kısmen istikrar sağlandı.
Her krizde, faiz, sıkı para, devalüasyon gibi günü kurtarma politikaları uyguladık. Ama bu arada kronik enflasyon devam etti. Zaman içinde yeni krizler oluştu.
Hiçbir hükümet ve hiçbir iktisatçı, Türkiye’de ekonomi neden bu kadar kırılgan, neden sürekli istikrar sorunu yaşıyoruz diye sorgulamadı?
Söz gelimi iki gün önce, enflasyon açıklandı, ama tüm medya ve yorumcular “enflasyon düşük gösterildi” konusuna odaklandı. Kimse bu problem nasıl çözülür sorusuna odaklanmadı.
Türkiye’de 1972’ten beri, popülist politikaların yoğunlaşması, dinin siyasi alanda kullanılması ve darbeler ve müdahalelerin artması nedeni ile temel piyasa düzeni ve ekonomik düzen bozuldu.
“Bozuk ekonomik düzen” piyasa kurallarının çalışmadığı, rekabetin olmadığı ve yerini spekülasyonun aldığı, gelir dağılımının kamu vicdanını rahatsız edecek şekilde bozulduğu, Kurumsal devletin, kurumsal eğitimin zarar gördüğü, kamu kaynaklarının ve kamu imtiyazlarının belirli sosyal kesimlere verildiği, yolsuzluk, kayırmacılık, rantçılık ve kayıt dışılığın yaygın olduğu bir ekonomik yapı demektir. Bu yapı aynı zamanda ekonomik istikrarın altyapısıdır.”
Krizlerden kurtulmak için önce bu bozuk düzeni çözmek gerekir.
Piyasa düzeninin nasıl bozulduğunu iki örnekle açıklamak istiyorum.
1.Gelir dağılımının bozulması, piyasa yapısını da bozdu.
Gelir dağılımını gösteren gini katsayısı ve gelir gruplarının GSYH’ da aldığı paylarda değişme, gelir dağılımının ne kadar bozulduğunu gösteriyor. TÜİK verilerine göre 2014 yılında 0,391 olan gini katsayısı 2023 yılında 0,433’e yükseldi.
*Gelir dağılımının bozulması, toplam talepte düşmeye ve büyümenin de düşmesine neden oldu.
Gelir dağılımının bozulması ve yoksulluk nedeni ile 2025 ilk çeyreğinde, toplam talep artışı çok düşük yüzde 0,3 oldu. GSYH’da büyüme oranı da yüzde 2’ye geriledi.
*Gelir dağılımının bozuk olması nedeniyle, tüketim ve üretim yapısı değişti. İkili üretim yapısı oluştu.
Orta kesim yok olunca, ikili talep yapısı ve ikili üretim yapısı oluştu. Standart mal üretimi ve satışı azaldı. Yerini çok pahalı lüks mal üretimi ve satışı ile ucuz mal üretimi ve satışı aldı. Lüks mal üretiminde az üretim ve yüksek kar esas olduğu için kapasite kullanım oranı düştü.
Söz gelimi bir ceket fiyatı lüks mağazalarda 20.000 liradır. Ucuz mağazalarda 2000 liradır.
*Oligopol faktör piyasası oluştu.
Esnaf, bakkal kapandı. Serbest sanatkarlar azaldı. Emek arzı arttı ve bu nedenle reel ücretler düştü.
Düşük gelir gruplarının konut ve araba alım gücü kalmadı. Buna karşılık yüksek gelir gruplarının ve kayıt dışı para kazananların lüks konut talebi arttı. Konut fiyatları arttı. İnşaat sektöründe zig-zaglı büyüme yaşanıyor. Türkiye lüks Mercedes fiyatı da iki-üç kat daha yüksek olmasına rağmen Avrupa ülkelerinden fazladır.
Gelir dağılımını düzeltici politikaların başında reel ücretleri artırmak gelir. Popülist politikalardan vazgeçip, bütçeden sosyal yardım desteklerini ve tarımsal destekleri artırmak gerekir. Devletin sosyal konut üretmesi gerekir.
2.Özelleştirme, Kamu -piyasa optimal dengesini bozdu.
Bir ekonomide kalkınmanın temel şartı mevcut kaynakları en verimli şekilde kullanmak ve en yüksek toplam faydayı sağlamaktır. Bunun gerçekleşmesi için ülke kaynaklarının etkin kullanılması, özel faydayı hedefleyen özel sektör ile sosyal faydayı hedefleyen devlet faaliyetlerinin, optimum denge içinde olması gerekir.
Piyasa bireysel ihtiyaçlara yönelik mal ve hizmet sunabilirken devlet kamusal mal arzı sunumunda kaynakları daha etkin kullanmaktadır. Bir başka deyişle, piyasa kamusal malların üretiminde başarılı değildir. Piyasa koşullarına göre bir mal ve hizmetin üretiminde özel artı sosyal fayda toplamı (toplam fayda) maksimum değilse, piyasa optimal kaynak dağılımını sağlamada başarısızdır.
Optimal kaynak dağılımının sağlanması için devletin, tam kamusal mallar, yarı kamusal mallar, doğal tekeller, eksik piyasa ve bilgi eksikliği alanlarında piyasaya müdahale etmesi gerekir. Ama Türkiye’de kamu altyapı yatırımları, kamu tekelleri özelleştirildi piyasa tekelleri oluştu.
Çözüm için; özelleştirilen kamu altyapı yatırımlarını ve kamu-özel işbirliği yolu ile yapılan tüm altyapı yatırımlarını, elektrik -gaz dağıtımını yeniden devletleştirmek gerekir.